DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2

1- AYŞE TOKYAZ CİNAYETİNDE YENİ DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI
Ali AKSOYER- Hasan YILDIRIM/ İSTANBUL,(DHA)EYÜPSULTAN’da yol kenarında valizin içinde cesedi bulunan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz (22) cinayetiyle ilgili gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi. Olayın şüphelisi polislikten ihraç Cemil Koç'un emniyette ifade vermeyerek 'Susma' hakkını kullandığı ortaya çıktı. Olayla ilgili ortaya çıkan güvenlik kamera görüntülerinde şüphelilerin cesedi kırmızı renkli bir otomobille taşıdıkları, daha sonra 500 bin lira karşılığında tuttukları kişiler yardımıyla başka bir araca yükleyip yol kenarındaki yeşillik alana attıkları belirlendi. Öte yandan cinayet şüphelisi Cemil Koç'un eski kız arkadaşının da Diyarbakır'da şüpheli ölümü sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. Türkmenistan uyruklu Ece Gül Övezova'nın 2023 yılında oturduğu apartmanın 6.kattından aşağı düştüğü, Cemil Koç'un bu olayla ilgilide sorgulandığı ve delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakıldığı öğrenildi.
İstanbul’da polise başvuran Esra Tokyaz’ın ikiz kardeşinin kaybolduğunu söyledi. Başlatılan soruşturmada cinayet ortaya çıktı. Polis, Ayşe Tokyaz’ın Küçükçekmece’de Halkalı’da bulunan bir evden çıktığının tespit etmiş, evde yapılan aramada herhangi bir suç izine rastlanmamıştı. Yapılan güvenlik kamera çalışmalarında Ayşe Tokyaz’ın girdiği evden, bir süre sonra iki kişinin bir bavulla çıktığı ve kırmızı renkli bir araçla uzaklaştığının tespit edilmesi üzerine soruşturma derinleştirilmişti.
CESEDİ ARACA YÜKLEDİKTEN SONRA AKARYAKIT İSTASYONUNDAN DEODARANT ALMIŞLAR
Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından olayla ilgili yapılan çalışmalarda polis kırmızı renkli aracı takibe aldı. Güvenlik kamera görüntüleri yardımıyla takip edilen aracın Eyüpsultan'da akaryakıt istasyonuna girdiği, bu sırada içinde bulunan kişilerin marketten deodorant alarak hem aracın içine hem de üzerlerine sıktığı görüldü.
CESEt BAŞKA BİR ARACA NAKİL EDİLMİŞ
Bir süre sonra hareket eden şüphelilerin aracı Eyüpsultan'da bir ara sokağa çek kilitleyip uzaklaştıkları görüldü. Güvenlik kamera görüntülerinden burada yaklaşık 5 saat kaldığı belirlenen kırmızı renkli otomobilin yanına bu kez beyaz renkli başka bir otomobilin geldiği, araçtan inen kişilerin bagajda bulunan cesedi bu araca naklettikleri öğrenildi. Bu kişilerin cesedi götürerek ormanlık alana attıkları öğrenildi.
ŞÜPHELİ "SUSMA" HAKKINI KULLANIRKEN DİĞERLERİ "CESET TAŞIDIĞIMIZI BİLMİYORDUK" DEDİ
Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından kimlikleri tespit edildikten sonra olayı gerçekleştiren Cemil Koç'un da aralarında bulunduğu 7 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin sorguları Asayiş Şube Müdürlüğünde yapıldı. Şüpheli Cemil Koç'un, ölen Ayşe Tokyaz ve ikiz kardeşini tanıdığını söylediği ancak ifade vermeyerek 'Susma' hakkını kullandığı belirlendi. Diğer şüphelilerin ise taşıdıkları bavulda ceset olduğunu bilmediklerini söyledikleri belirlendi.
KAFATASINDA VE BURNUNDA KIRIK VAR
Yapılan inceleme sonucu Ayşe Tokyaz’ın kafatasında ve burnunun kırık olduğu ölüm sebebi olarakta 'Beyin kanaması' teşhisi konduğu öğrenildi. Ancak kesin ölüm sebebinin, Adli Tıp Kurumunda yapılan incelemenin ardından belirleneceği öğrenildi.
ESKİ KIZ ARKADAŞIDA ŞÜPHELİ BİR ŞEKİLDE ÖLMÜŞ
Öte yandan cinayet şüphelisi Cemil Koç'un eski kız arkadaşının da Diyarbakır’da şüpheli ölümü sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. Türkmenistan uyruklu Ece Gül Övezova’nın 2023 yılında oturduğu apartmanın 6.kattından aşağı düştüğü, Cemil Koç'un bu olayla ilgilide sorgulandığı ve delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakıldığı öğrenildi.
KARDEŞİ DE POLİSLİKTEN ATILMIŞ
Yapılan çalışmalarda polislikten ihraç edilen Cemil Koç'un kardeşinin de daha önceden yapılan bir FETÖ soruşturması kapsamında ihraç edildiği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerin ardından 7 şüpheli adliyeye sevk edildi. (DHA)
Görüntü Dökümü:
-------------
(Güvenlik kamerası)
Evden valizi çıkaran iki şüpheli
Valizin araca taşınması
========
2- AYŞE TOKYAZ CİNAYETİNDE 7 ŞÜPHELİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ - 2 / Aktüel görüntüyle
Ali AKSOYER - Hasan YILDIRIM / İSTANBUL, (DHA) ÜNİVERSİTE öğrencisi Ayşe Tokyaz'u öldürerek cesedini valize koyan sevgilisi eski polis memuru Cemil Koç ve beraberindeki 6 şüpheli, Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğündeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
----
- Şüphelilerin emniyetten çıkışı
- Polis otobüsüne binmeleri
=========
3- İMAMOĞLU'NA 'HAKARET' VE 'TEHDİT' DAVASINDA 1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI / Ek bilgilerle geniş haber
Ayşe GÜREL / İSTANBUL, (DHA) - GÖREVDEN uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nuni 20 Ocak'ta katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesiyle ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle 'Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçundan açılan davanın üçüncü duruşmasında karar çıktı.
Duruşma, İstanbul Adliyesi'ndeki 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun yetersiz kalması nedeniyle Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesindeki 1 No'lu duruşma salonunda saat 10.20 sıralarında başladı. Duruşmaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in avukatı, başka bir dosya kapsamında tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Dilek İmamoğlu, bazı belediye başkanları ve milletvekilleri katıldı. 16 Haziran'da görülen duruşmada savcılık esasa ilişkin mütalaasında, İmamoğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sözleri nedeniyle söz konusu suçları işlediği kanaatine vararak, İmamoğlu'nun 'Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
'EKREM CUMHURBAŞKANI OLMASIN DİYE DÜŞÜNDÜLER'
Ekrem İmamoğlu esas hakkındaki mütalaaya karşı yaptığı savunmasında, "Hayat kısa, savunmam da hayat kadar kısa olacak. Burada bulunmamızın sebebi, sadece bir panelde söylenen sözlerle sınırlı kalabilecek bir durum değil. İstanbul'un bir mahkemesinde yargılanma süreci içerisindeyiz ama olması gereken adreste değil, başka bir adreste yargılanıyoruz. Her şey olağanüstü şekilde gerçekleşiyor. Apar topar, telaşla bir iddianame daha ortaya çıkarıldı. Yine türlü türlü hukuksuzluklar yaşandı. 18 yaşında bir gencin yaptığı bir işlemin içerisinde ne bir sahte evrak ne herhangi bir uydurma bir belge dahi yokken hakkında soruşturma açılıyor ve iddianame hazırlanıyor. 18 yaşındaki Ekrem hakkında, ileride cumhurbaşkanı adayı olacak diye siyasi yasak istenen bir iddianame hazırlanıyor. Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olmasın diye düşündüler sanırım" dedi.
İMAMOĞLU'NDAN DEM PARTİ VE MHP'YE ÇAĞRI
İmamoğlu savunmasının devamında, "Biz 12 şehidimizi kaybettik. 12 insanımızı kaybettik. Neden herkes susuyor. Tam da bu noktada, bizi bu sıkıntılı ortama taşıyan, Mart'tan beri süren operasyonlarla birlikte milletin daha da fakirleştiği bir dönemdeyiz. Dünya ülkeleri kendilerini yeni bir düzene hazırlıyor. Biz ise dünyanın en yüksek faizini veriyoruz yüzde 46. İnsanlar borçlanamıyor, borçlanacak banka bulamıyor. Bu ülkede sanayici üretemiyor. Açlık sınırının altında yaşayanların olduğu bir ülkede, bugün biz neyle uğraşıyoruz. Susturulamayan, konuşturulmayan; vesikalık fotoğrafından bile korkulan bir Ekrem İmamoğlu var şu an. Burada şunu not düşelim; Ya adalet ya sefalet. Bütün bu olumsuzlukları kimin ihtirası yüzünden yaşıyoruz. Gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Dünyada bütün taşlar yerinden oynuyor. 86 milyon insanımızın isteklerini yerine getirmek bizim yükümlülüğümüzdür. Değerli dostlarım, yarınlarda bizim bu sesimizi yazıyla birlikte okuyacak vatandaşlarımıza sesleniyorum. Zorlu günlerden geçiyoruz. En önemli meselelerimizden biri terörsüz bir Türkiyedir. Her zaman savaşların, terörden beslenenlerin karşısında olduk, yine olacağız."dedi.
İmamoğlu savunmasında "Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve DEM Parti'ye bir çağrıda bulunmak istiyorum: Bu süreci fırsat bilen akıldan kendinizi uzak tutun. Süreçte sadece kendi ikbalinin peşinde koşanlara fırsat vermeyin.Siyaset burada ikbal aramasın. Burası bir mahkemedir. Burada siyasi müdahale olmamalıdır. Siyasi müdahale altında hareket edenlerin ileride karşılaşacağı şey, tehdit ve hakaret değil; milletimize çektirdikleridir. Ben, yargının kötüye kullanılmasına, siyasete aparat yapılmasına karşı durmaya devam edeceğim. Ben seçimi değil, gelecek nesilleri düşünmeye devam edeceğim. Dimdik ayaktayım, cesaretim tavandadır. Allah yolumuzu açık etsin, milletimizi korusun. Gerçekten üzücü olan, bu iddianamenin 10 saniye içinde hazırlanmış olmasıdır. Çağlayan'dan kaçırılıp Silivri'ye getirilmiş olmaktan dolayı da üzüntülüyüm" şeklinde konuştu.
SAVCI VE İMAMOĞLU ARASINDA GERGİNLİK
Duruşma sırasında savcı ile İmamoğlu arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkan'ının İmamoğlu'nu konuşmasından sapmaması, davada kendisine yöneltilen suçlamalara karşı konuşması yönünde uyarması üzerine İmamoğlu, "Sayın Hakim bitiriyorum. İddianamenin özü de budur zaten. Türkiye tarihinde bana uygulandığı gibi bir tecrit uygulanmadı" ifadelerini kullandı. İmamoğlu konuşmasını sürdürürken duruşma savcısına bakması üzerine, savcı İmamoğlu'ndan kendisine bakmamasını istedi. İmamoğlu ise, duruşma savcısına "Size bakmak yasak mı. Sayın Hakim size soruyorum. Savcı Beye bakmam yasak mı" diye konuştu.
1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI
Duruşma saat 12.20 sıralarında verilen 45 dakikalık aranın ardından yeniden başladı. Mahkeme heyeti, Ekrem İmamoğlu’nu 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçlamasından beraat ettirirken; 'Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret' suçundan 1 yıl 5 ay 15 gün, 'Tehdit' suçundan ise 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. İmamoğlu toplamda 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı.(DHA)
=========
4- MEHMET MURAT ÇALIK'IN ADLİ TIP'TAKİ İŞLEMLERİ TAMAMLANDI
Özgür EREN / İSTANBUL, (DHA) - İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, İzmir'de kaldığı cezaevinden sabah saatlerinden İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. Çalık'ın işlemleri öğle saatlerinde tamamlandı. Çalık işlemlerinin ardından cezaevi aracıyla Adli Tıp Kurumu'ndan çıkarıldı.
İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık sabah saatlerinde Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Cezaevi aracıyla içeri alınan Çalık yaklaşık 3 saat içeride kaldı. İşlemleri tamamlanan Çalık aynı cezaevi aracıyla Adli Tıp kurumundan çıkarıldı.Çalık tutuklanmasının ardından Lenfoma şüphesiyle operasyon geçirdi. Ardından tekrar cezaevine gönderilen Çalık, kısa bir süre önce de anjiyo oldu. Çalık'ın sağlık durumuna ilişkin nihai değerlendirme yapılması için Adli Tıp Kurumu'na sevk edildiği öğrenildi.
'SAVCILIĞIN TAHLİYE KARARI VERECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUZ'
İşlemleri sırasında Adli Tıp Kurumu önünde bekleyen avukatı Melih Koçhan konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Koçhan, "Az önce bir araç çıktı. Çıktığını söylediniz ama içeriden daha bilgi alamadık. Başkan içeride mi başka bir yere mi götürüldü onu teyit etmeye çalışacağız. Sabah buraya geldiğini biliyoruz. Onu da sosyal medyada bir paylaşımda gördük. Hemen buraya geldik. Şu anda Adli Tıp'ın bir süreci var. Nasıl bir karar çıkacak, yeniden bir tetkik yapılacak mı yoksa sağlık kurulunun vermiş olduğu tam teşekküllü hastane raporunu göz önüne alarak bir muayene sonuç bir karar mı verecek takip edeceğiz. Savcılığın talebimizi değerlendireceğini düşünüyoruz. Üç defa başvuru yaptık. İnşallah buradan olumlu bir karar çıkarsa savcılığın tahliye kararı vereceğini ümit ediyoruz. Nereye götürüldüğünü hiç bilmiyorum. 'Başkan çıkıyor' diye bir söylem oldu ama içinde mi değil mi bilmiyorum. Buraya getirilirken de bir bilgimiz olmadı, yüksek güvenlikli bir cezaevi olduğu için" diye konuştu.(DHA)
Görüntü Dökümü
--------
-Cezaevi aracının çıkışı
-Cezaevi aracından görüntü
-Adli Tıp Kurumundan görüntü
-Çalık'ın avukatlarından detay görüntü
-Avukat Melih Koçhan'ın açıklaması
-Genel ve detay görüntüler
===========
5- ŞİLE BELEDİYE BAŞKANI GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI
İSTANBUL (DHA) İÇİŞLERİ Bakanlığı, İstanbul'da 'Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve rüşvet almak' suçlarından yürütülen soruşturmada tutuklanan Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı'nın geçici tedbirle görevden uzaklaştırıldığını duyurdu.
Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı hakkında 'Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve rüşvet almak' suçlarından soruşturma yürütüldüğü, bu soruşturma kapsamında İstanbul Anadolu 3'üncü Sulh Ceza Hakimliğinin 14 Temmuz 2025 tarih ve 2025/824 sorgu sayılı kararı ile tutuklanması üzerine, Anayasanın 127'nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47'nci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı'nca görevden uzaklaştırılmıştır" denildi. (DHA)
==========
6- İSTANBUL BOĞAZI'NDAKİ KAÇAK YAPILARIN YIKIMININ YAPILACAĞI BÖLGE HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ
Doğan Can CESUR/İSTANBUL (DHA) (DHA) İstanbul Boğazı Bebek hattında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) encümen kararıyla yıkım kararı verilen alanlarda yıkım sürüyor. Yıkım yapılacak bölge havadan görüntülendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Beşiktaş'ta Bebek, Arnavutköy, Kuruçeşme ve Ortaköy mahallelerinde, Bebek Camii'nden başlayarak 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yönüne uzanan kıyı boyunca bazı yapıların denize doğru izinsiz biçimde genişletildiği, kat ilaveleri yapıldığı ve cephe yenilemeleri gerçekleştirildiği yönünde Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'ne gelen ihbarlar üzerine inceleme başlattı. Uzman ekiplerin saha çalışmalarının ardından 2025 yılı başından itibaren gerçekleştirilen Koruma Kurulu toplantılarında toplam 106 taşınmaza ilişkin karar alındı. Bu kapsamda, 49 taşınmazdaki kaçak müdahale için suç duyurusunda bulunuldu. Tescilsiz taşınmazlara ilişkin 42 dosyada bilgi ve belge talebinde bulunulurken, 15 taşınmazda daha önce alınmış kurul kararlarının uygulanması istendi.
Yapılan incelemelerde İstanbul Boğazı'ndaki bazı işletmelerde kaçak katlar, izinsiz teraslar, çatı açmaları gibi aykırılıklar tespit edildi. Yıkım kararı verilen alanlar için harekete geçen İBB yetkilileri Bebek’te bulunan tarihi pastaneye geldi. Ekipler, iki katlı pastanenin mevzuata uymayan alanlarının yıktı. Yıkım yapılacak bölge havadan görüntülendi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Boğaz hattının havadan görüntüsü
ARŞİV
==========
7- 'DİLAN POLAT' GÜZELLİK SALONU AÇMAK İSTERKEN DOLANDIRILDI; HACİZ GELİNCE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Tuğçe SEZER ODABAŞI- Emir Efe BENLİOĞLU /STANBUL,(DHA)- BAĞCILAR'da 'Dilan Polat' markası altında franchise usulü güzellik merkezi açmak isteyen Erdener Aktaş'tan isim hakkı için iddiaya göre 18 milyon lira istendi. Aktaş mali yükümlülüklerini yerine getirmek için Polatlara 13 milyon 350 bin lira değerinde 13 çek keserken, 3 milyon lira da elden nakit para verdi. Bu sırada başlatılan operasyonlarda Dilan ve Engin Polat çiftinin gözaltına alınıp tutuklanması sonrasında Erdener Aktaş çeklerini geri alamadı. Verdiği çeklerin başkalarına ciro edildiğini öğrenen Aktaş dolandırıldığını öne sürdü. Soruşturma kapsamında Polat çiftinin şirketlerine kayyım atanmasıyla Aktaş yaklaşık 17 milyon lira yatırım yaptığı şubeyi de açamadı. Çekleri ciro edilen kişiler ise Aktaş hakkında haciz işlemi başlattı. İki dairesi, iki aracı, Beyazıt'ta bulunan dükkan hisseleri de haczedilen Aktaş, Engin Polat'ın babası Sezgin Polat tarafından uzlaşma için çağırıldı. Aktaş'tan sorunun çözülmesi için 4 milyon lira daha istendi. Bunun üzerine Aktaş, Dilan Polat, Engin Polat, Sezgin Polat, Avukat Sevinç Horoz ve aracı olan 1 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Dolandırıldığını söyleyen Aktaş, "Yaklaşık 2 sene oldu. Artık hiç açamadığımız dükkanı kapatıp çıkıyoruz bu işin içinden. Buradaki mülk sahiplerimiz bile onlardan daha vicdanlı çıktı. Bizi hiç tanımayan insanlar, olan borçlarımızı sildi. Artık anahtarı da vereceğiz; verecek bir şeyimiz de yok zaten" diye konuştu.
İşletmeci Erdener Aktaş, iddiaya göre Bağcılar'da 'Dilan Polat' markası altında bir güzellik merkezi açmak için yaklaşık 17 milyon lira yatırım yaptı. Şube henüz faaliyete geçmeden, sistemin ilerideki mali yükümlülüklerini karşılamak amacıyla Polat ailesine çek verdi. Ancak Polat ailesinin gözaltına alınması ve şirketlerine kayyum atanması üzerine şube işletmeye açılamadı. Aktaş'ın verdiği bu çekler ise iade edilmeyerek başka ticari işlemlerde kullanıldı.
'ÇEKLERİ GAYRİMENKULLERİN ÖDEMESİNDE KULLANDILAR'
İddiaya göre Polat ailesi, sözkonusu çekleri Sultanbeyli'deki bazı gayrimenkullerin ödemesinde kullandı ve çekler Aktaş'ın hiç tanımadığı kişilere ciro edildi. Böylece Aktaş, kendisine ait çekler üzerinden haciz davalarına maruz kaldı. Aktaş, bu süreçte hem mal varlığının önemli bölümünü kaybetti hem de Polat ailesinden muhatap bulamadı. Polat ailesinin kayyum altındayken çeklerin piyasaya sürülmesinin hukuksuz olduğunu savunan Aktaş, ayrıca Polat ailesinin cezaevinden çıktıktan sonra da 100'e yakın şube sahibinden 'İtibar düzeltmek' için para toplandığını ileri sürdü. Bu paralar, haber sildirme ve röportaj ayarlama vaadiyle avukatın hesabına gönderildi, ancak vaatlerin hiçbiri gerçekleşmedi.
'HİKAYEMİZ MAĞDURİYETLE BAŞLADI DOLANDIRICILIKLA DEVAM ETTİ'
Yaşadıklarını anlatan Erdener Aktaş, "Dilan Polat Bağcılar şube sahibiyim. Açılmayan bir şubenin sahibiyiz bu arada. Hikayemiz mağduriyetle başladı, dolandırıcılıkla devam etti. Biz bu arkadaşlarla masaya oturana kadar gayrıresmi sözleşmeler, gayrıresmi anlaşmalar yapacağımızdan haberimiz yoktu. Biz oraya gittiğimizde Engin Polat'ı bekliyorduk. Çek defterlerimizi aldık gittik. Paramızı götürdük ve bunların karşılığında ne bir makbuz, ne bir fotokopi hiçbirşey alamadık. Bize 34 sayfa sözleşme imzalattırıldı. Daha sonra içeriden Dilan Polat A.Ş. adına düzenlenen sayfa görselleri geldi. 10 sayfası bize verildi. Ödemelerle alakalı hiçbir görsele ulaşamadık. Verdiğimiz çeklerin fotokopilerini bile alamadık. Daha sonra bu davaya dahil ettiğimiz çek görsellerine de arkadaşlar bize bir başkası üzerinden haciz davası açıp da tekrar bizden para koparmaya çalıştıklarında ulaşabildik" dedi.
'KONKORDATODAN ÇIKTIM ÇÜNKÜ ENGİN POLAT'A GÜVENDİM'
Engin Polat tarafından verilen sözlerin tutulmadığını belirten Aktaş, "Her zaman biz şunu savunduk. Sürece girdiğimizde ticaret, kayıplar olabilir, hiç sorun yok, bekleriz. Zaten içeriden arkadaşlar bize çok talimat yolladılar. 'Bekleyin, biraz daha sabredin, biz mağduriyetlerinizi gidereceğiz, size destek olacağız, hiçbir sorun yok' derken içeriden çıktı arkadaşlar. Engin Polat'ın yanına gittik. Ben tabii bu süreci atlatmak adına şirketime konkordato almıştım. Engin Polat ile görüştükten sonra ben konkordatodan çıkış yaptım ona güvenerek. Çünkü çeklerimiz gelecek, biz normal hayatımıza devam edeceğiz. Çünkü o çekleri ödeyemezdik. Hiç açılmayan bir şubeden bahsediyoruz. Biz yaklaşık 15-16 milyon lira arasında bir para yatırarak, işin finalinde burayı bu hale getirdik. Sonra da zaten açılışa 5 gün kala içeri girdiler. Engin Polat bizim görüşmemizden sonra, söz verdiği tarihte çekler gelmeyince zaten sonra biz bir daha cevap alamadık. Arkadaş bizi engelledi" şeklinde konuştu.
'SEZGİN POLAT BİZİ TANIMADIĞIMIZ BİR İNŞAATÇININ MASASINA OTURTTU'
Engin Polat'a bir daha ulaşamayınca Sezgin Polat ile görüştüklerini dile getiren Aktaş, "Sezgin Polat da akabinde bizi hiç tanımadığımız birinin masasına davet etti. Bir inşaat firması. Sultanbeyli'deki dükkanlarını arkadaşlarından satın almışlar. Hatta o dükkanla ilgili şöyle bir şey de var; 35-36 lira milyonluk bir dükkanı, reelde 8 milyon lira gibi gösterip bizim çekleri de zaten bize gayri resmi çevirtmişlerdi. Gayri resmi olan çeklerle dükkanın kalan paralarının ödemelerini yapmışlar. Çeklerimiz hiç tanımadığımız adamda çıkmış" ifadelerini kullandı.
'SÜRECİN BAŞINDA ZATEN TABELA LEKELENDİ, İSİM LEKELENDİ'
Aktaş, "Daha sonra arkadaşlarla anlaşmaya çalıştık ama Sezgin Polat'ın tavrı şuydu. 'Kardeşim biz sana 7-8 milyonu ayarlayabiliyoruz ama kalan 4-5 milyonu da senin vermen lazım.' Yani biz anlam veremiyoruz. Biz niye para veriyoruz. Biz hangi parayı vereceğiz. Zaten bizim herşeyimiz gitti. Herşeyimizi yapmıştık, herşeyimizi ayarlamıştık ama açamadık. Sürecin başında zaten tabela lekelendi, isim lekelendi. İnsanlar resmen saldırıyordu bize. Biz tabelamızı da zaten indirdik. Yani o süreçte tabelayı tutamadık bile. İnsanların tavırları, eşimiz dostumuz, ortaklarımız bize sırt çevirdi, banka hesaplarımız kapandı. Bütün gücümüzü kaybettik zaten. Olan sermayemiz de zaten arkamızı toplamaya yetmedi bile. Şu anda soruşturmamız açıldı. Ben bütün görselleri de verdim" dedi.
'4 MİLYON LİRA DAHA İSTEDİLER'
Bu süreçte Sezgin Polat ile üç kez görüştüğünü ifade eden Erdener Aktaş, "Üçünde de bizi pazarlık yapmak için çağırmışlar. Biz de bir umut 'Artık derdimiz çözüldü, sıkıntımız bitti' diye giderken, hala 4 milyon liradan aşağı bu insanları düşüremedik. Bizim verecek bir liramızın bile olmadığını söyledik. Üçüncü görüşmeden sonra Sezgin Polat da bizi engelledi. Yani arkadaş orada tavır yapıyor ki, biz o parayı götürmek zorunda kalalım. Bize söylediği de şu, 'Sen bu işi çözmek istiyorsan bu parayı da getireceksin.' Benden, Dilan Polat A.Ş. adına aldığı çekleri kayyumdan habersiz dışarıda tahsil etmek için hala para bekliyorlar. Sen zaten kayyum yönetimindesin, ben zaten mağdurum, sen hala benden para bekliyorsun. Üstelik bu para 10 bin lira, 100 bin lira değil; 4 milyon lira gibi bir rakamdan bahsediyoruz" diye konuştu.
'KALAN İKİ DAİREM VAR ONLAR DA HACİZLİK'
Aktaş, "Peki bu çek görsellerine nereden ulaştık. Kalan tapularımıza ve mallarımıza da haciz geldiği için baktık, diğer şahıs, oturttukları şahısın ismi. Arkada bir baktık, Sezgin Polat ciroları. Bu zamana kadar bu ilişkiyi ispatlayamadığımız, sözleşmeleri alamadığımız, makbuzlarımızı ve çek görsellerimizi alamadığımız için bu davaya giremedik. Mecburen beklemek zorundaydık. Şu an kalan iki dairem var, onlar hacizlik. Bankaların borçlarını kapatamıyorum; çünkü bankaların borçlarını kapatırsam ikinci alacaklı Sezgin Polat. Hala benim ne çeklerimi veriyor ne davayı durduruyor. Diğer arkadaşıyla beraber şu an tapularımda haciz var; faiz de işlemeye devma ediyor. E-5'TE poloiğs çevirdi. Aracın bağlaması var dediler.Biz şoke olduk. Mağduriyetle başladık dolandırıcılıkla devma ediyor." ifadelerini kullandı.
'BU HAFTA SON HAFTAMIZ; ANAHTARI VERİP ÇIKIYORUZ'
Aktaş, tüm umutlarına rağmen şubeyi açamadıklarını ve muhatap bulamadıklarını belirterek "İki günden beri bizim telefonlarımız susmuyor. Bu arkadaşlar bize 'Etkileşim için mi yapıyorsunuz. Bunlara gerek yok.' diyorlar ama biz hiç muhatap bulamadığımız için hakkımızı yasal olarak arıyoruz, hak var adalet var sonuçta. Biz, dilekçemize yazdığımız, girdiğimiz konuların hiçbirinin altını boş bırakmadık. Hepsini somut delillerle, konuşmalarla, çek görselleriyle, hacizlerle belgeledik. Duyulsun bu işler. Ben bakıyorum yargılandıkları davalar var. Bir tahliye alıp beraat ettiklerini zannediyorlar. Beraat diye birşey yok. O davaların hepsinde aldıkları cezalar var. Çıkan sonuçlar var, devam eden davalar var. Yaklaşık 2 sene oldu. Hiçbir muhatabımız kalmadığı için artık hiç açamadığımız dükkanı kapatıp çıkıyoruz bu işin içinden. Buradaki mülk sahiplerimiz bile onlardan daha vicdanlı çıktı. Bizi hiç tanımayan insanlar, olan borçlarımızı silip, artık anahtarı da vereceğiz; verecek birşeyimiz de yok zaten. Anahtarı da verip çıkıyoruz, bu hafta da son haftamız" diye konuştu.
'CEZAEVİNDEN ÇIKTIKTAN SONRA ŞUBELERDEN PARA TOPLADILAR'
Polat çifti cezaevinden çıktıktan sonra Whatsap grubu kurulduğunu ve 'İtibar düzeltme' adı altında para toplandığını iddia eden Erdener Aktaş, "Yaklaşık 100'e yakın bir şubeyi topladılar oraya. Zaten 15-20 şube direkt kapatmıştı, direkt batmıştı dava sürecinde. Dilan Hanım çıktı, Engin Bey çıktı. Şöyle bir organize yaptıklarını söylediler bize, 'Hakkımızda çıkan kötü haberleri sildirmek için bir ajansla anlaştık. Tabii bu ajanslar legal ajanslar değil. Hakkımızda çıkan kötü haberleri sildireceğiz, ulusal kanallarda röportaj vereceğiz, adımızı temizleyeceğiz. Ne kadar insanlara kendimizi iyi gösterirsek o kadar güzel olur ve bunu paradan başka hiçbirşeyle yapamıyoruz. Şubeler olarak hep beraber elele verelim, bu parayı toplayalım. Bizim para durumumuz yok, imkanımız yok. Bu parayı toplayalım' dediler. İnsanlar da bir umut, biz de öyle bu paraları attık ve bu paralar avukatları Sevim Çoroz'un hesabına gitti. Bize, 'Masraf avansı yazdırmamız gerekiyor, daha sonra uğraşmayalım, başımıza iş gelmesin' denildi. Yazılarda zaten bunlar gruplarda yazıyor ve işin sonunda ne bir röportaj geldi, ne bir haber silindi Biz 11 Ekim'de paraları toplayıp atmışız. 19 Ekim de şubelerin en son muhtaap alındğığı tarih. Dilan Hanım'ın ikinci şarkısı çıktı. Daha sonra dedik ki 'Herhalde paraları biz bu yüzden attık'. Bu da Sevinç Horoz aracılığıyla yapıldı" ifadelerini kullandı.(DHA)
===========
8- (ÖZEL) BEYOĞLU'NDA BERBERE 'DEMİRİ VE ÇEKİRDEĞİ HAZIRLA' MESAJI GÖNDERİP HUSUMETLİSİNE SİLAHLI SALDIRI DÜZENLEDİ
Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA) - BEYOĞLU'nda kıraathane önünde bekleyen İbrahim Y. (49), şapkalı ve maskeli 1 kişi tarafından silahlı saldırıya uğradı. Saldırı anı güvenlik kamerasına yansırken, Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği ekipleri olayla ilgili 3 şüpheliyi yakaladı. Şüphelinin olaydan önce berber Tevfik A.'ya (62) cep telefonundan 'Demiri ve çekirdeği hazırla' diye mesaj attığı, berber dükkanından silah ve mermileri aldığı, ardından da berberde kıyafetlerini değiştirip saldırıyı gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Polis ekipleri demir kelimesinin silah, çekirdek kelimesinin ise mermi olduğunu tespit etti. Gözaltına alınan 3 şüpheliden 1'i tutuklanırken, şüphelilerin poliste 30 suç kaydı olduğu ortaya çıktı.
Olay, 21 Haziran Cumartesi günü saat 18.00 sıralarında Yenişehir Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre kıraathane önünde bekleyen İbrahim Y. (49) şapkalı ve maskeli 1 kişi tarafından silahlı saldırıya uğradı. Yaralanan İbrahim Y. çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Silahlı saldırı anları ise güvenlik kamerasına yansıdı. Polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı.
BERBERDE KIYAFETLERİNİ DEĞİŞTİRDİ
Konuyla ilgili çalışma başlatan Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği ekipleri, çevredeki güvenlik kamerası görüntülerini incelemeye aldı. Yaralı İbrahim Y. herhangi bir düşmanının olmadığını kimseden şüphelenmediğini söyledi. Bunun üzerine yapılan çalışmalarda olay öncesinde saldırıyı gerçekleştiren şüphelinin bir başka sokakta bulunan berber dükkanından çıktığı belirlendi. Geriye dönük devam eden kamera çalışmasında, şüpheliyi berber dükkanına motosikletle gelen bir kişinin bıraktığı ve şüphelinin berberde üstündeki kıyafeti değiştirip silahlı saldırıyı gerçekleştirmeye gittiği tespit edildi.
BERBER 'ŞÜPHELİ TRAŞ OLDU' DEDİ
Bunun üzerine şüphelinin girdiği berber dükkanına giden Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği ekipleri, işletmeci Tevfik A.'nın (62) ifadesine başvurdu. Tevfik A., şüphelinin traş olduğunu ve gittiğini, şüpheliyi tanımadığını söyledi. Ancak polis ekipleri incelenen kamera görüntülerinde şüphelinin dükkana girişi ve çıkışı arasında 4 dakika olduğu, bu süre içerisinde traş olamayacağından şüphelendi. İşletmeci Tevfik A. yalan beyanda bulunmaktan polis tarafından gözaltına alındı.
BERBERE 'DEMİRİ VE ÇEKİRDEĞİ HAZIRLA' İLE ŞİFRELİ MESAJ
Polis ekipleri Tevfik A.'nın cep telefonuna olaydan kısa bir süre önce bir numaradan 'Demiri hazırla' ve 'Çekirdek var mı' şeklinde mesaj atıldığını tespit etti. Demir kelimesinin silah, çekirdek kelimesinin ise mermi olduğunu tespit eden polis, Tevfik A. ile tekrar görüştü. Bunun üzerine berber Tevfik A. dükkana gelen şüphelinin 'Mardinli Barış' lakabıyla bilindiğini ve kıyafetlerini de dükkanda değiştirdiğini itiraf etti. Ancak berber, şüphelinin kimlik bilgilerini vermedi. Çalışmalarına devam eden polis, berberin evinde ve iş yerinde yaptığı aramada 24 adet mermi ele geçirdi.
BEYOĞLU ASAYİŞ POLİSİ YAKALADI
Devam eden çalışmalarda 1 gün sonra olayda kullanılan motosikletin bir sokakta park halinde olduğu görüldü. Beklemeye başlayan polis, motosikletin yanına gelen Furkan G.'yi (23) yakaladı. Furkan G.'nin şüpheliyi berber dükkanına getiren kişi olduğu tespit edildi. Ardından da saldırıyı gerçekleştiren Barış S. (19) evinde yakalandı.
ŞÜPHELİLERİN 30 SUÇ KAYDI ÇIKTI
Gözaltına alınan şüpheli Barış S.'nin daha önce çeşitli suçlardan poliste 18, motosikleti kullanan Furkan G.'nin 5, berber Tevfik A.'nın ise 7 suç kaydı olduğu ortaya çıktı. Saldırıda yaralanan İbrahim Y.'nin de çeşitli suçlardan poliste 6 suç kaydı olduğu bilgisine ulaşıldı. Şüphelilerin aralarında daha önceden husumet olduğu da öğrenildi.
SALDIRGAN TUTUKLANDI
Emniyette işlemlerinin tamamlamasının ardından Barış S., Furkan G. ve berber Tevfik A. adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan Tevfik A. adli kontrol hükümleri uygulanarak ev hapsi cezasına çarptırıldı. Motosikletli kullanan Furkan G. de adli kontrol şartıyla serbest kalırken, saldırıyı yapan Barış S. 'Kasten yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.(DHA)
Görüntü Dökümü:
---------
(Güvenlik kamerası)
-Saldırganın gelmesi
-Ateş açması ve kaçması
-Yaralının yere düşmesi
-Yaşanan panik
-Saldırganın kaçması
(Güvenlik kamerası)
-Olay öncesi saldırganın yürümesi
-Sokakta gidip gelmesi
(Cep telefonu)
-Adliyeye sevk
-Saldırgan ve motosikleti sürenin fotoğrafı
-Berber Tevfik A.'nın fotoğrafı
==========
9- (ÖZEL) SARIYER'DE ÖZEL PLAJDA 'KARPUZ SOKAMAZSIN' KAVGASI: KADINA 3 ÇOCUĞUNUN YANINDA ŞİDDET
Doğan Can CESUR / İSTANBUL (DHA) - SARIYER’de halası ve bir kadın arkadaşıyla özel plaja giden İran uyruklu medikal doktor Aynaz B., çocukları için yanında getirdiği meyve ve karpuzu içeri sokmak istedi. Bunun üzerine işletme sahipleriyle kadın arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken, Aynaz B.’ye vurarak telefonunu alan işletmeciler, kadının yanında bulunan halasını ve kadın arkadaşını da tartakladı. Yaşananlar cep telefonu kamerasına yansıdı.
Olay, 15 Temmuz Salı günü öğle saatlerinde Kumköy Mahallesi’ndeki özel plajda meydana geldi. İddiaya göre İran uyruklu medikal doktoru Aynaz B., halası ve bir kadın arkadaşıyla 1, 2 ve 6 yaşındaki çocuklarını da alarak plaja gitti. İşletme girişinde görevliler, kadına yanlarında getirdikleri karpuz ve meyvelerle içeri girmelerinin yasak olduğunu söyledi. Kadın ise meyve ve karpuzları çocukları için getirdiklerini söyleyerek plaja girmek istediklerini belirtti. Ancak görevlilerle kadınlar arasında tartışma çıktı. Yaşananları cep telefonuyla kaydetmek isteyen Aynaz B.’ye görevlilerden biri şiddet uyguladı ardından da telefonunu elinden alıp yere attı. Aynaz B.'nin halası ve arkadaşı da çocukların gözü önünde darbedildi. Yaşananların ardından 3 kadın ve 3 çocuk işletmeden çıkarıldı. Tartışma ve kavga anları ise cep telefonu kamerasına yansıdı.(DHA)
Görüntü Dökümü:
----------
(Cep telefonu)
-Tartışma ve kavga
-Kadına şiddet
-Yaşanan arbede
===========
10- FALADDİN VE BİNNAZ UYGULAMALARININ KURUCUSU SERTAÇ TAŞDELEN HAKKINDA GÖZALTI KARARI
Ayşe GÜREL - Ceyda BIYIKLIOĞLU - Derya Evren KORKMAZ / İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Faladdin" ve "Binnaz" isimli mobil uygulamalarla internet sitelerinin kurucusu Sertaç Taşdelen’in banka hesaplarına ve mal varlıklarına el konularak, hakkında gözaltı kararı verildi.
Fal bakma uygulalamalarından olan "Faladdin" ve "Binnaz" isimli iki uygulama ve internet siteleri ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporu, Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu’nun incelemesi ve uzman bilirkişi raporuna göre; söz konusu uygulamalar ve siteler üzerinden ücret karşılığında fal, astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve yıldız haritası gibi hizmetler verilerek suç geliri elde edildiği tespit edildi. Ayrıca suçtan elde edilen gelirlerin yurt dışına çıkarıldığı da belirlendi.
Yürütülen soruşturma kapsamında şirket yetkilisi hakkında gözaltı kararı verildi. Şüpheli Sertaç Taşdelen’in banka hesapları, elektronik para kuruluşlarındaki varlıkları, araçları, deniz taşıtları ile Arteria Yazılım A.Ş.’deki ortaklık paylarına İstanbul Sulh Ceza Hakimliği kararıyla el konuldu.(DHA)
Görüntü Dökümü:
---------------
-Operasyondan görüntüler
=========
11- OYUNCU CEM YİĞİT ÜZÜMOĞLU HAKKINDA 'BOYKOT ÇAĞRISI' SORUŞTURMASINDA 7 YILA KADAR HAPİS TALEBİ
İSTANBUL (DHA)- Oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu'nun da arasında bulunduğu 21 şüphelinin sosyal medyadan 'boykot' çağrıları yapmasına yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin 7 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu da dahil 21 şüphelinin 2 Nisan'da sosyal medyadan 'boykot' çağrıları yapmasına yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 21 kişi 'şüpheli' sıfatıyla yer aldı. Hazırlanan iddianamede, İBB ve bazı ilçe belediyelerine yönelik yürütülen soruşturmalarla ilgili olarak sosyal medyada boykot çağrılarının yapıldığının ve ülke genelinde tüm ticari faaliyetlerin durdurulmasına yönelik paylaşımlar yapıldığının tespit edilmesi üzerine soruşturmaya başlandığı anlatıldı. Şüpheliler tarafından yapılan boykot paylaşımlarının toplumun içinde bulunduğu birlik ve beraberlik içeren ortak değerlerin hilafına, halkın sosyal sınıf bakımından farklı özelliklere sahip bir kesiminin diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edilmesine sebebiyet verdiğinin aktarıldığı iddianamede, sarf edilen sözlerin toplumun gelişmesine katkı sağlamaktan uzak, ayrıştırıcı ve nefrete yönlendirici nitelikte olduğu, kamu güvenliğini bozma açısından açık, yakın bir tehlike oluşturduğu kaydedildi.
İddianamede, Cem Yiğit Üzümoğlu'nun cep telefonu incelemesine de yer verildi. Üzümoğlu'nun çok sayıda katılımcının bulunduğu 'Oyuncular sendikası' isimli mesajlaşma grubunda "Teşkilat setinin nerede olduğunu öğreniyorum, basalım mı?', 'Seti durduralım', 'Ben bugün lokasyonlarını öğrendim set basmak için' şeklinde mesajlar paylaştığı iddianamede yer aldı. Ayrıca mesajların TRT'de yayınlanan Teşkilat isimli dizideki bir oyuncunun iş akdinin feshedilmesinden hemen sonra paylaşıldığı belirtildi.
2 YILDAN 7 YILA KADAR HAPİS TALEBİ
Hazırlanan iddianamede şüpheliler Cem Yiğit Üzümoğlu, Aslı Yirsutimur, Bekir Aslan, Berna Güneri Kutlu, Burçin Erol, Buse Vatansever, Ceren Örnek, Damla Kırali, Deniz Bulutsuz, Mehmet Erdem Cevahirefendioğlu, Muhammet Enes Özel, Ömer Çiftçi, Seren Aydın, Sertaç Doğanay, Seyda Murat Germen, Şenay Ağgez, Tunahan Mert Topuz, Uğur Yangın, Yeliz Ağdemir, Zeynep Ocak ve Zeynep Sena Altan'ın 'kişiler arasında ayrımcılık yaparak bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleme' ve 'basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçlarından toplam 2 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.(DHA)
=========
12- ESENYURT'TA 3 KATLI HALI VE PERDE FABRİKASINDA ÇIKAN YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ
Emre KURT- Uğur ŞAHİN / İSTANBUL, (DHA)- Esenyurt'ta bulunan 3 katlı halı ve perde üretimi yapan fabrikada yangın çıktı. Olay yerine sevk edilen çok sayıda itfaiye ekibi yangını yaklaşık 2 saatlik müdahalenin ardından söndürdü. Yangın nedeniyle fabrikada büyük hasar meydana geldi.
Yangın, saat 10.15 sıralarında Osmangazi Mahallesi Gazi Caddesi'nde bulunan 2 bin metrekare alan üzerine kurulu 3 katlı halı ve perde fabrikasında henüz bilinmeyen bir nedenle çıktı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ilçeden itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saatlik müdahalesinin ardından kontrol altına alınarak söndürülen yangında ara ara patlamalar da meydana geldi. Yangında ölen ya da bulunmazken fabrikada büyük hasar oluştu.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Uzaklardan görülen dumanlar
-İtfaiye ekiplerinin çalışmaları
-Havadan görüntüler
-Hasar gören fabrika
-Polis ekipleri
-Genel ve detaylar
=========
13- BAĞCILAR'DA ALTIN KESESİNİ DÜŞÜRDÜ, YOLDA BULAN KİŞİ ALIP UZAKLAŞTI
Gülseren KARAPINAR- Emir BENLİOĞLU / İSTANBUL, (DHA)- BAĞCILAR'da gümüş dükkanı işleten Sezer Mahmut, bankaya para yatırmaya gittiği sırada içerisinde 50 bin lira değerinde altın bulunan keseyi cebinden düşürdü. Keseyi bulan kişi ise altınları tek tek kontrol edip aldıktan sonra uzaklaştı. Şüphelinin altınlarla uzaklaştığı anlar güvenlik kamerasına yansırken, altınların sahibi Mahmut, "Hayat mücadelesi, zorla kazanıyoruz bunları. Altınlarımı getirsinler, yoksa şikayetçi olacağım" dedi.
Bağcılar'da gümüş dükkanı işleten Sezer Mahmut, bankaya para yatırmaya gittiği sırada cebindeki altın kesesini düşürdü. İçinde yaklaşık 50 bin lira değerinde altın bulunan keseyi yolda başka bir kişi buldu. Altınları bulan kişi ise, yanındaki kadınla kesedeki altınları kontrol ettikten sonra oradan uzaklaştı.
KESEYİ ALIP ALTINLARI SAYDIĞI ANLAR KAMERADA
Şüphelinin kesedeki altınları kontrol ettikten sonra uzaklaştığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Güvenlik kameralarını inceleyen Mahmut, şüphelinin altınları getirmemesi halinde şikayetçi olacağını söyledi.
'DÜŞÜRDÜĞÜM BİR KESE ALTINI SAYARKEN GÖRDÜM'
Sezer Mahmut, "Saat 13.00 gibi bankaya para yatırmaya gittiğim zaman aracıma tekrar döndüğümde, cebimde bir kese altının olmadığını fark ettim. 50 metre kadar gittiğimde geri döndüm. Geri döndüğümde bankanın güvenlik görevlisi bana, bir kişinin aracımın yanında şüpheli hareketlerde bulunduğunu ve birkaç adım attıktan sonra geri dönüp, yerden bir şey aldığını söyledi. Dolayısıyla ben kamera kayıtlarını incelemeye aldığımda aynı kişinin düşürdüğüm bir kese altını saydığını gördüm. Kayıtlarda da zaten belli. Yanında eşi ve çocuğu vardı. Altınların değeri 45-50 bin lira civarı. Bulunmasını rica ediyorum. Karakola gidip şikayette bulunacağım. Yüz tanıma sistemiyle, şüphelinin yakalanabileceğini düşünüyorum. Bu kişilerin zaten kaydettiğim kamera kayıtlarında yüzleri, kimlikleri açık bir şekilde belli. Altınlarımı getirsinler. Çünkü emekle alınan bir şey. Hayat mücadelesi, zorla kazanıyoruz bunları. Ya da şikayetçi olacağım. Lütfen altınları getirsinler" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------
(Güvenlik kamerası)
-Altınları alan kişi ve yanındaki kadının görüntüsü
-Şüphelinin kesenin içindeki altınları sayması
-Şüphelilerin uzaklaşması
(Aktüel)
-Altınları çalınan Sezer Mahmut ile röportaj
=========








