Geri Dön
İstanbulDHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

1- BAĞCILAR'DA BUHAR KAZANI PATLADI: 1 YARALI / Buhar kazanının patlama anı kamerada

Özgür EREN- Ahmet YEŞİLMEN / İSTANBUL (DHA) BAĞCILAR'da ütü paket atölyesinin buhar kazanının patlaması sonucu 1 kişi yaralanırken, 3 iş yeri ve çok sayıda araçta hasar oluştu.

Merkez Mahallesi 708. Sokak'taki ütü paket atölyesinin buhar kazanı saat 11.30 sıralarında patladı. Kazan havaya fırlayıp 1 sokak uzaktaki park halindeki araçların üzerine düştü. Patlamayla 3 iş yeri ve çok sayıda araçta hasar oluşurken oto yıkamada çalışan 1 kişi de yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralı bir kişi ambulans ile hastaneye götürülürken sokak yaya ve araç trafiğine kapatıldı. Olay yerine gelen polis ekipleri de patlama olan yerde ve çevresinde incelemelerde bulundu. Hastaneye kaldırılan yaralanın durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Öte yandan kazan çekici yardımıyla olay yerinden kaldırıldı.

PATLAMA ANI KAMERADA

ütü paket atölyesinin buhar kazanının patladığı anlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, kazanın parçalarının havaya fırlayıp bir sokak uzaktaki park halindeki araçların üzerine düştüğü anlar yer aldı.

Görüntü Dökümü:

----------------------

(GÜVENLİK KAMERASI)

-Kazanın patlamasıyla parçaların etrafa saçılması

(Aktüel)

-Olay yerinden görüntüler

-Ekiplerin çalışması

-Yaralının görüntüleri

-Genel ve detay görüntüler

============

2- BAĞCILAR'DA ZEMİNİNDE SU ÇIKAN SİTEDE DEPREM KORKUSU

Canan İLARSLAN - Didem ERGİN - Emir Efe BENLİOĞLU / İSTANBUL, (DHA) - BAĞCILAR'da 28 yıl önce yapılan ve bugüne kadar zemininden aralıklarla su çıktığı öne sürülen 50 dairenin bulunduğu 2 bloklu sitede yaşayanlar deprem korkusu nedeniyle tedirgin. Sitede yaşayanlar zemindeki suları kendi imkanlarıyla çekerek geçici çözümler bulurken, yapının orta hasarlı olduğu tespit edildi. Bazı binalarda duvarlarda çatlaklar oluştu, demirlerde çürüme meydana geldi. Sitede oturan Cahit Türker, "Geçmişte müteahhit tabii ki burayı yaparken o kuyuların olup olmadığını biliyor olabilir. Ama biz sonradan anladık ki binamızın altı su alınca biz bu kuyulardan buraya su dolduğunu düşünüyoruz. Bu olaylar ortaya çıkınca bizim ev almadığımız, bir mezar aldığımız ortaya çıktı" dedi

15 Temmuz Mahallesi'nde 1997 yılında yapılan ve temelinde aralıklarla su çıktığı belirtilen bitişik 2 bloklu 6 katlı bina, orta hasarlı olduğu için büyük risk taşıdığı ortaya çıktı. Site sakinlerinin yıllardır kendi imkanları ile kuyudaki suyu çektikleri belirtildi. Binanın kolonlarında su nedeniyle çatlaklar oluştuğu ve demirlerin ise çürüdüğü tespit edildi. 6 katlı binanın 50 daire, 12 dükkandan oluştuğu ve 250'ye yakın kişinin yaşadığı belirtildi. İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yapılan incelemeler sonrasında binanın orta hasarlı olduğu tespit edildi. Binanın belediyeden güçlendirme belgesi alınarak güçlendirme yapılması ya da yıkılması yönünde uyarıda bulunularak, 45 gün içerisinde tahliye edilmesi istendi.

'DEVLETİMİZİN SUNDUĞU KAMPANYALARDAN FAYDALANMAK İSTİYORUZ'

Site sakinleri olarak zor durumda kaldıklarını belirten Erkan Ünver, "Biz burada şu anda binamızın altında belli bir korozyon var. Burada 62 tapu olarak aynı sitede yaşıyoruz. Belediyenin burada bize ön ayak olup olan kampanyalardan, devletin bizim için vermiş olduğu kullanabileceğimiz imtiyazların hepsini kullanmak istiyoruz. Burada yüzde 60 hasarlı olduğu için bütün hepimiz malikler olarak buradan bir yardım istiyoruz. Belediyenin bize bir şekilde bir müteahhit atayarak, yardımcı olarak devletimizin söylediği yarı yarıya kampanyasından faydalanmak istiyoruz. Burada zaten bize bir kısım kağıtlar geldi. Maksimum ayın sonunda buradaki bütün daire sahipleri bir şekilde müşkül duruma düşeceğiz. Buna düşmeden böyle bir altyapıyla belediyenin bize yardımcı olmasını istiyoruz" diye konuştu.

'BİNANIN YAPILDIĞI TARİHTEN BERİ ALTTA BİR KAYNAK SUYU VAR'

Ünver, "Afet işlerinden belirli süreler önce, geçmiş yıllarda dayanarak 9'ar ay, 10 ay arayla bize kağıtlar geldi. Biz bu arada bazı araştırmalar yaptık. Belediyeye gittik. Bina ile ilgili ne yapabiliriz? Güçlendirebilir miyiz? Fakat güçlendirmenin mantıklı olmayacağını binanın uygun olmayacağı söylendi. Zorunlu olarak kentsel dönüşüme gitmemiz icap ettiği söylendi. Fakat biz bu tabanda herhangi bir yapıcı bir firmaya ulaşamadığımız için, maliklerin hepsiyle de aynı ağız birliği olamadığımız için; belediyenin bunu bizi zorlayarak bu şekilde gelip bu firma yapacak, böyle bir şartları var, yarı yarıya kampanyası var veya ona uygun pozisyonlara getirmesini istiyoruz. Ayın 31'inde doğal gaz kesilecek. Sonra ilerleyen takipte elektrik, su kesilecek. Burada 62 tane aile var demek, bu 62 aile de nereye gidecek? Nereye çıkacak? Şu zamanda kiralık ev bulmak, kiraya çıkmak hepsi bir maliyet insanlar için. Böyle bir yardım istiyoruz. Şimdi zaten en büyük korkularımızdan biri o. Binanın yapıldığı tarihten beri altta bir kaynak suyu var. O da belli bir korozyona uğradığı için bize buranın güçlendirmesinin de olmayacağı söylenildi. O yüzden zaten binanın da bir ekonomik ömrü dolmuştur. Demek ki bunu bizim bir şekilde bütün hepimizin taşın altına elimizi koyup yapmamız gerekir. Binadan korkuyoruz. Belli çatlaklar var. Belli görüntüler alındı. Belli mühendisler geldi. Sonrasında bunu bekleyip zaten günümüzde aşağı yukarı 2 ayda, 3 ayda bir sarsıntı yaşanıyor. Bu binada insanlar zaten korku içinde yaşıyor" dedi.

'DAİRE MALİKLERİ OLARAK ÇOK ZOR DURUMDAYIZ'

Kendi çabalarıyla güçlendirme çalışması yaptıklarını belirten bina sakini Cahit Türker, "Biz kendi çabalarımızla arkadaşlarla toplandık ve buraya güçlendirme amaçlı bir çalışma yaptık. Sonra bunun neticesinde en son olan depremde de işin daha böyle boyutu ortaya çıktı. Aile olarak binadaki malikler olarak korkmaya başladık. Buradan bir karot dahi alınmadı. Karot dahi alınmayan bir binadan bu elektrik ya da doğal gazı nasıl kesilir? Bunu da anlamış değilim. Sadece belediyenin kapılara astığı 60 gün içerisinde ya da 45 gün içerisinde dairelerin boşaltılmasıyla ilgili işte doğal gazınız, elektriğiniz kesilecek diye belgeler asıldığını gördük. Şimdi burada bir sürü mağdur insan var. Kiraya çıkan var, çıkamayan var. Biz buranın bir an evvel çözüme kavuşmasını istiyoruz. Biz şu anda gerçekten daire malikleri olarak çok zor durumdayız. Bize önayak olacak, yol gösterecek hiçbir kimseyi şu ana kadar göremedik" şeklinde konuştu.

'BİZİM EV ALMADIĞIMIZ BİR MEZAR ALDIĞIMIZ ORTAYA ÇIKTI'

Zemindeki suyun zaman zaman yüksek seviyelere ulaştığını belirten Türker, "15 gün öncesinde su çeken motoru çalıştırmasak su seviyelerinin 50 santim ya da 60 santime yine yükseldiğini görecektik. Bu sürekli gelen bir su. Burada çok eskiden bu binalar yapılmadığından burada arka tarafta bahçe sulamak için kuyular vardı. O kuyuların suları muhtemelen bizim binamıza doluyor. Biz temelimizin ne kadar yumuşadığını daha kötü hal aldığını biliyoruz. Son katta oturduğum için buradan bir otobüs geçtiğinde binanın sallandığını hissediyorum. Geçmişte müteahhit tabii ki burayı yaparken o kuyuların olup olmadığını muhtemelen biliyor olabilir. Ama ben o zamanki şartlarda kuyuların ne kadar ebatta büyük olduğunu bilmiyordum. Ama biz sonradan anladık ki binamızın altı su alınca, biz bu kuyulardan buraya su dolduğunu düşünüyoruz. Biz televizyon taksiti öder gibi burada ev aldık. Ama neticesinde bu olaylar ortaya çıkınca, biz ev almadığımızı bir mezar aldığımız ortaya çıktı" dedi.

'BİNAMIZIN ALTINDAN SU ÇIKTI, DİNAMOYLA ÇEKİYORUZ'

Bina sakini Ezgi Özlem Mogul ise, "Binamızın altından su çıktı. Yıllardır benim eşim İsmail Bey uğraşıyor. Dinamoyla çekiyoruz. Burada şu anda karşıdaki binalar gibi biz de yaptırmaya çalışıyoruz ama bize bir yardımcı olacak kimse yok. Zor durumda kalıyoruz. Müteahhitlerle görüşüyoruz. Görüştüğümüz zaman olumlu bir sonuç alamıyoruz. Bina sakinleri bir araya geliyor. Mantıklı bir ortam oluşturamıyoruz. Çünkü insanlar çok zor durumda, zor geçiniyorlar. Binamızın yarısı korku içinde kiraya taşındı. Yarısı başkalarına satıp binadan taşındı. Biz de korku içinde yaşıyoruz. Depremden korkuyoruz. Binanın altındaki sudan korkuyoruz. Her şekilde korku içindeyiz. 6.2'lik depremde evdeydim. Bina çok sallandı ve korku içinde kaldık. Nasıl koşacağımızı da şaşırdık. Merdivenler mi çöker, bina mı çöker o korkuyu yaşadık. Bize devlet yardım etsin. Yarısı bizden kampanyasından yardımcı olsunlar. Bizde yeni binamız olsun istiyoruz" ifadelerini kullandı.

==========

3- ÜMRANİYE’DE POLİS ŞEYDA YILMAZ’IN ŞEHİT EDİLMESİNE İLİŞKİN 3 POLİSE 2’ŞER YIL HAPİS TALEBİ

Leyla YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)- ÜMRANİYE'de polis memuru Şeyda Yılmaz'ın şehit edilmesine ilişkin 3 polis hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.

Ümraniye'de 22 Eylül'de 'motosiklet hırsızlığı' suçundan yakalandıktan sonra karakoldan firar eden Yunus Emre Geçti'nin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı. Aranan ve 26 suç kaydı bulunan Yunus Emre Geçti (19) , Ihlamurkuyu 'da kendisini yakalamak isteyen polislere direndi. Çıkan arbedede, polis memurunun silahını alarak etrafa ve polis memurlarına ateş açtı. Olayda polis memuru Şeyda Yılmaz (27) şehit oldu. Polis memuru Kürşat Hakkı Sarıtepe ve saldırganın annesi P.G. (43) yaralandı.

Şeyda Yılmaz'ı şehit edilmesine ilişkin 3 polis memuru hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. İddianamede, polis memuru Abdullah A.’nın polis merkezinde komiser olduğu diğer 2 kişinin ise polis memuru olduğu yer aldı.

'POLİS MEMURUNUN DALGINLIĞINDAN FAYDALANDI FİRAR ETTİ'

İddianamede, hırsızlık şüphesiyle yakalanan Yunus Emre Geçti’nin polis merkezinde muhafaza odasında tutulduğu, Geçti’nin annesi ve yakınlarının ‘yemek getirdik görüşebilir miyiz' ricası üzerine şüpheli polis memuru Ramazan A.’nın dalgınlığından faydalanıp firar ettiği kaydedildi. Komiser Abdullah A.’nın yakalama çalışmaları için şehit polis memuru Şeyda Yılmaz ve Kürşat Hakkı S.’yi görevlendirdiği, Ihlamurkuyu Mahallesi Petrolyolu Caddesi’nde yaşanan kovalamaca ve arbedede polis memuru Şeyda Yılmaz’ın hayatını kaybettiği aktarıldı. İddianamede, şüpheli polis memuru Ramazan A.’nın gözaltındaki Yunus Emre Geçti’yi nezaret odasında tuttuğu, bu sırada ailesiyle görüşmesi için tek başına ve kelepçesiz şekilde odadan çıkardığı, ailesiyle görüştüğü sırada Ramazan A.’nın oradan uzaklaştığı, bu sırada Geçti’nin kaçtığı ifade edildi. Komiser Abdullah A.’nın ise olay anında amir odasında olduğu, Geçti’nin yalnız başına beklediğini ve tedbir alınmadığını etrafı izlediği güvenlik tedbirlerini almadığı vurgulandı. Polis memuru Kürşat Hakkı S.’nin ise kaçan Yunus Emre Geçti'yi yakalamaya çalışırken görev silahının alınmasına sebep olduğu, bu silahla ateş açan şahsın polis memuru Şeyda Yılmaz’ın ölümüne neden olduğu kaydedildi.

6 AYDAN 2 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

Üç polis hakkında 'görevi kötüye kullanma' suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası talep edildi.(DHA)

Görüntü Dökümü

----

ARŞİV

==========

4- KADIKÖY'DEKİ İZİNSİZ GÖSTERİLERDE TUTUKLANAN 3 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ - 2 / Ek bilgiye geniş haber

Leyla YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)- KADIKÖY'de, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası başlayan izinsiz gösterilerde tutuklanan ve haklarında 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret' suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8'er aya kadar hapsi istenen Esila Ayık ile aynı gösteride tutuklanan Arda Öğüşlü ve Mehmet Efe Erdoğan tahliye edildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından düzenlenen izinsiz protesto gösterilerinde, 8 Nisan Salı günü saat 19.00 sıralarında Kadıköy'de bulunan Festival Park Etkinlik alanında 'Gençlik Dayanışma Sahnesinde Buluşuyoruz' konulu programa katılan ve ellerinde suç içerikli pankart ve dövizleri tutup fotoğraf çektiren Esila Ayık ile aynı eylemde gözaltına alınan Arda Öğüşlü ve Mehmet Efe Erdoğan tutuklandı. 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret' suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapsi cezasıyla cezalandırılmaları talep edilen 3 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Kartal'daki Anadolu Adliyesi'nde 77. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Esila Ayık, Arda Öğüşlü, Mehmet Efe Erdoğan ile taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme salonu dışında tutuklu sanıkların yakınları, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve vatandaşlar duruşma boyunca bekledi.

'FOTOĞRAF ÇEKTİRDİM GERİ VERDİM'

Tutuklu sanık Esila Ayık savunmasında, "Olay günü katıldığımız gösteri değil dayanışma konseyidir. Belçika'da bir üniversitede fotoğrafçılık okuyorum oraya da fotoğraf çekmeye gittim. Benim de bir fotoğrafımın olmasını istedim. Oradan bulduğum bir dövizi elime aldım başkası fotoğrafımı çekti. Fotoğraf çektirdim geri verdim. Dövizi elime veren kişiyi tanımıyorum, maskeli bir şahıstı. Döviz elimde 5 dakika bile durmadı. Suç olabileceğini bilmiyordum, suç olduğunu bilseydim zaten böyle birşey yapmazdım. Ben üniversitede öğrenciyim sınavlarıma giremedim. Böbrek ve kalp rahatsızlığım var cezaevi koşulları hastalığım için uygun değildir" dedi.

'KONSER AMACIYLA GİTTİM'

Tutuklu sanık Arda Öğüşlü ise savunmasında, "Oraya sabah Kadıköy'de bir konser olduğunu öğrenince konser amacıyla gitmiştim. Arkadaşım Mehmet Efe ile orada buluştuk sonra bizim okuldan gelen tanıdığım bir kişi geldi bu pankartı hazırlamış. Bize vermişti tutarsınız diye. Pankartı biz hazırlamamıştık. Pankartın üstüne baktım yazılı ifadelerin bir suç oluşturma ihtimali olduğunu düşünemedim. İnsanlar pankart olanların fotoğrafını çekiyordu ben de pankartı elime aldım. O dövizi tekrar verdikten sonra konser alanında gürültünün artması sebebiyle rahatsızlık duyduğum için ayrıldım. Sonrasında gözaltına alındım. Ben öğrenciyim yüzde 50 burslu okuyorum. Ekim aynının sonralarına doğru annem ve babam boşandı bu da beni olumsuz etkiledi. Psikolojik tedavi gördüm, ilaç kullandım. Aksilik filan vardı ona rağmen üniversitede başarılı bir not ortalamasına sahibim. Yüzüm bazı fotoğraflarda kapalı bazılarında açık. Olay günü güneş gözümü rahatsız ettiği için gözlük taktım. Baf'ı da rüzgardan etkilenmemek için taktım. Rüzgar esmediği zaman da yüzümden çıkardım. Sınavlarıma giremedim. Psikolojik tedavimi cezaevinde düzgün bir şekilde alamadım. Tedavim açısından ilaçlarımı tam zamanında alamıyorum. Ben çok sevdiğim bir bölüm oluyorum hatta en büyük hayalim kendimi geliştirerek ülkemi temsil etmek. Sınavlarımdan mahrum kaldım. Sınavlarıma girmek istiyorum, sene tekrarı yapmak istemiyorum" dedi.

'SUÇ TEŞKİL ETTİĞİNİ BİLMİYORDUM'

Tutuklu sanık Mehmet Efe Erdoğan ise savunmasında, "O gün oraya konser amacıyla gitmiştim. Oradaki konser anının heyecanıyla o kargaşada elime bir pankart geçti, pankarta bakmadan elime alıp 2-3 dakika belki de daha az tuttum. Bunun suç teşkil ettiğini bilmiyordum. Bir suç işleme kastım bile olsaydı bir suç olmazdı zira ben ifade özgürlüğümü kullanmış oldurdum. Ben tam burslu okuyorum. Özel üniversitelerin bursu için ortalama şartı vardır. Üniversite ortalamam yüksektir. Ortalamamın düşmesi halinde bursum kesilecek, yurdumdan çıkarılma durumum sözkonusu olacaktır. Ailemin üniversite eğitimimi karşılama durumu yoktur. Cezaevi şartları bana uygun değildir. Alerjik astım hastasıyım. Tedavim yapılmamıştır. Kararı sizin vicdanınıza bırakıyorum" dedi.

ERTELENDİ

Mahkeme, tutuklu sanıkların tahliyesine karar vererek duruşmayı 19 Aralık Cuma günü saat 10.00'a erteledi.

İDDİANAMEDEN

Sanık Esila Ayık, Arda Öğüşlü ve Mehmet Efe Erdoğan hakkında 'Cumhurbaşkanına hakaret' eyleminden dolayı kovuşturma izni verildiği, yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, şüphelilerin yukarıda belirtilen paylaşımı Cumhurbaşkanını tahkir kastıyla yaptığı, paylaşımının düşünce ve eleştiri özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, şüphelilerin, 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçunu işlediklerinin delillerle tüm soruşturma dosyası kapsamından anlaşıldığı belirtilerek, ayrı ayrı 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret' suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapsi cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.(DHA)

==========

5- GAZETECİ CAN ATAKLI HAKKINDA 4,5 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA) - Sosyal medya hesabından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin entübe edildiği yönünde paylaşım yapan Can Ataklı hakkında 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Can Ataklı'nın halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yaydığı belirtildi. İddianamede dezenformasyonda kastın hem aldatma hem de yaymaya yönelik olduğu, dezenformasyonun; kamuya zarar verme veya çıkar elde etme kastıyla yanlış, gerçeğe aykırı ve yanıltıcı olarak üretilen, sunulan ve yayılan tüm bilgi türlerini kapsadığı; yalan haberin ise tamamıyla yalan olmasa da gerçek ve yalan haber karışımı olup zarar verme kastıyla paylaşılan içerikleri ifade ettiği vurgulandı. İddianamede Ataklı'nın sosyal medya hesabından "Bahçeli entübe edildi" ifadesiyle, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında resmi bir açıklama olmamasına rağmen kesin bir dil kullanarak, yanıltıcı bilgiyi alenen yaydığı kaydedildi.

1 BUÇUK YILDAN 4 BUÇUK YILA KADAR HAPİS TALEBİ

Gazeteci Can Ataklı hakkında "Nitelikli Şekilde Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma" suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası istendi. (DHA)

==========

6- MALTEPE'DE HAFRİYAT KAMYONU DEHŞETİNDE POLİSİ ŞEHİT EDEN SANIĞA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS TALEBİ

Leyla YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)- Maltepe'de, ailesiyle tartıştıktan sonra hafriyat kamyonuyla polis memuru Lütfü Baykar'a çarparak şehit eden, 6 bekçiyi yaralayan, 1 polis aracı, 1 taksi ve 7 otomobile çarptıktan sonra durdurulabilen Sezgin Açık (23), ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Maltepe'de 20 Ekim 2023'de meydana gelen olayda, iddiaya göre uyuşturucu madde etkisi altındaki Sezgin Açık, Sancaktepe, Paşaköy TIR garajında bulunan babasına ait lojistik şirketinin içerisinde, şirket adına kayıtlı hafriyat kamyonuna bindi. Baba İbrahim Halil Açık, dorse imdat frenini çekmeye çalışırken, yere düştü. Sezgin Açık, hafriyat kamyonu ile anne ve babasının geldiği otomobile çarparak hızla garajdan ayrıldı. Baba Halil İbrahim Açık, emniyeti arayarak oğlunu ihbar etti. Sezgin Açık ise peşinde jandarma ekipleri olduğu halde, kullandığı hafriyat kamyonu ile Kartal sahil yolundan Maltepe sahil yoluna doğru hızla kaçtı. Büyükyalı Caddesi köprü altına gelen Açık, uygulama alanında Maltepe Devriye Ekipler Amirliği'ne bağlı ekip amiri Lütfü Baykar ile aynı ekipte bulunan 6 bekçi tarafından durdurulmak istendi. Kullandığı aracın hızını kesmeyerek uygulama alanına doğru süren Sezgin Açık, bir vatandaşın aracına çarpıp önüne katarak orada bulunan emniyet aracı ile aracın dışında bulunan Lütfü Baykar ve bekçi Kerem Atay'a çarptı. Uygulama alanında ekip otomobili içinde bulunan bekçiler Eren Saydık ve Doğan Can Külünk de kaza nedeniyle yaralandı. 6 resmi ve çakarlı polis aracının takip ettiği Açık, orta refüj üzerine çıkıp hızla ters şeride geçerek, defalarca dur ihtarı yapılmasına rağmen kaçmaya devam etti. Polis ekipleri, durdurmak için hafriyat kamyonunun lastiklerine ateş etti. 4 otomobile ve bir taksiye çarpan Sezgin Açık, Ataşehir'de de 3 otomobile daha çarparak ilerleyemez hale gelince yakalanarak gözaltına alındı. Kanında uyuşturucu ve uyarıcı madde tespit edilen Açık, sevk edildiği nöbetçi hakimlik tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Polis memuru Lütfü Baykar, 12 Kasım 2023'de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına, tutuklu sanık Sezgin Açık, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme heyeti, sanık Sezgin Açık'ı, maktul Lütfü Baykar'a yönelik "Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme ayrıca sanık Sezgin Açık'ı, Kerem Atay'a yönelik "Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da 18 yıl hapis cezasına çarptırdı. (DHA)

=========

7- ÖZGÜR ÖZEL SİLİVRİ'DE EKREM İMAMOĞLU'NU ZİYARET ETTİ / Geniş haber

Vehbi DEMİR- Özcan KILIÇ / İSTANBUL, (DHA)- CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, Mehmet Ali Çalışkan, Ceyda Kıryak, Fatoş Pınar Türker, Elif Güven, İpek Atayman, ve Güldem Şık'ı ziyaret etti. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise Ayşe Barım'ı ziyaret etti. Özel, İmamoğlu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından açıklama yaptı.

'37 GÜNÜN HESABINI KİM VERECEK'

Özgür Özel, "Bugün Bakırköy Kadın Cezaevi'nde geçen hafta ziyaret ettiğim Esila'nın hakim karşısına çıktıktan sonra Arda ve Mehmet'le birlikte otuz yedi gün sonra serbest kaldı haberini biraz önce öğrenmiş durumdayız. Bu serbest bırakmadan dolayı ne Esila, ne ailesi, ne bizler, ne de Türkiye kimse aman ne iyi yaptınız, ne doğru yaptınız, teşekkür ederiz diyecek halde değiliz. Çünkü bir gün bile yatmayacak, iddia edilen suçtan ceza alsa da daha önce herhangi bir suçu olmamış, cezaevinde bir gün bile yatmayacak gençleri, 37 gün boyunca cezaevinde tutmak, burada bir gün bile yatarı olmayan suçlardan genç arkadaşlarımızı bayramda ailelerinden ayırmış olmak yeterince ayıp zaten. Bu ayıptan 37 gün sonra dönüldüğü için ki o 37 günün hesabını kim verecek. Tutup da kimseye teşekkür borçlu falan değil hiç kimse. Bunu bir görelim. Yaşanan bir utançtır ve büyük bir ayıptır. Mussolini'nin ön infaz yöntemidir. Herkes yargılanırken masumiyet karinesi, daha sonra ceza alırsa itiraz hakkı vardır. Bütün her şey biter, kesinleşirse uygun olduğu kadar, gerektiği kadar infazını yatar, çeker. Kimse daha suçlama aşamasında daha iddianame bile ortada yokken ön infaza tabi tutulamaz. Bunu yapanlar diktatörel rejimlerdir" dedi.

'DELİL YOK'

Özel, "Bugün de karşı karşıya bulunduğumuz durum Recep Tayyip Erdoğan'ın 'bir ay sonra birbirlerinin yüzüne bakamayacak halde olacaklar' diyorlardı. 'Ailelerinin yüzüne bakamayacak halde olacaklar' diyordu. Ben biraz önce Ekrem Başkan'ın yüzüne baktım. Aile görüşünde ailelerin yüzüne bakıyorlar. Biz ailelerimizin yüzüne bakıyoruz. Masumiyet ve haklılık dışında hiçbir şey göremiyoruz. Tayyip Bey bir aya kadar her şey ortaya çıkacak dedi. Dün 55'inci gün diyor ki; ne gördün? Bir ispat gördün mü? Yok. Kanıt yok. Delil yok. MASAK raporu yok. Orayı basıyor buraya bakıyor. Rüşvet var dedi, para yok. İçinde dediği çantadan jammer çıktı. Jammer kullanmanın suçu yok. 'Niye jammer aldınız' dedi. AK Parti dönemindeki iktidarlarda AK Partili belediye başkanlarının aldığı çıktı. Hatta onların jammerlı araçlarının olduğu çıktı. Rüşvet para dediği yerden jammer çıktı. 'Jammer almış bunlar suçlu' dedi. Jammerı da kendi adamlarının aldığı çıktı. Ne söyledilerse boş çıkıyor yalan çıkıyor. Şimdi ne gördün. Tayyip Bey ispat et. Bir ahtapot gördüm, kafasını burada gördüm, kollarını Anadolu'da gördüm bir bacağını yurt dışında gördüm. Senden başka gören var mı. Yok. Kim görmüş. Akın söylüyor ama o da söyleyemiyor. O anlatıyor, ben inanıyorum ama milleti inandıramıyor. Çünkü bir tane ispat bulamıyor, böyle bir durumdayız" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------------

- Özgür Özel'in gelişi

- Basın açıklaması

- Özgür Özel'in ayrılması

==========

8- İSTANBUL'DA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ ÜYELERİNE OPERASYON: 104 GÖZALTI

Derya EVREN KORKMAZ-Ahmet YEŞİLMEN/İSTANBUL, (DHA)- İstanbul'da motosikletli gruplar aracılığıyla kurşunlama, yağma ve tehdit suçları işleyen organize suç örgütleri ile bu gruplara, yasa dışı silah temin eden şüphelilere yönelik 15 ilçede operasyon düzenledi. Operasyonlarda 104 kişi yakalanırken, 58'i çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Çok sayıda ruhsatsız silah, mühimmat ve çalıntı araç ele geçirildi.

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü koordinesinde Ataşehir, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Beşiktaş, Büyükçekmece, Esenler, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece, Pendik, Şişli, Tuzla ve Ümraniye'de 15 Nisan-15 Mayıs tarihleri arasında operasyonlar gerçekleştirildi. Çalışmalar sonucunda 23 farklı olaya karıştığı belirlenen 104 kişi gözaltına alındı.

5 ayrı kaçak silah üretilen atölyeye baskın yapıldı. Yapılan aramalarda 2 uzun namlulu silah, 325 ruhsatsız tabanca, 2 av tüfeği, 64 kurusıkı tabanca, 3 bin 709 silah mekanizması, bin 464 namlu, 5 bin 592 fişek, 5 çalıntı motosiklet ve 1 çalıntı otomobil ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 58'i tutuklandı, 23 kişi hakkında adli kontrol kararı verildi. Gözaltında bulunan 23 kişiyle ilgili işlemler sürüyor.

SOSYAL MEDYADA SİLAH TEŞHİR EDENLER YAKALANDI

Öte yandan Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri de sosyal medya platformlarında silah teşhir ederek halk arasında korku ve panik yaratmaya çalışan, organize suç örgütleriyle bağlantılı olduğu değerlendirilen 45 kişiyi tespit etti. Bu kişiler de düzenlenen operasyonlarla gözaltına alındı. Şüphelilerin tamamı hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Ele geçirilen silah ve mühimmatlar ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan yerleşkesinde sergilendi. Sergiye İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız da katıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Kurşunlama olaylarından görüntü

-Operasyon görüntüleri

-Sergiden görüntü

=========

9- ŞİŞLİ'DE KOMŞUSUNUN MOTOSİKLETİNİ ÇALAN ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

Ali AKSOYER / İSTANBUL, (DHA)- ŞİŞLİ'de park halindeki motosikleti çalan M.A. (26) polis tarafından yakalandı. Motosikleti çalındıktan 5 gün sonra bulunan Yiğit Er Özçelik, aracını almaya geldiği Asayiş Şube Müdürlüğünde "Bulunacağını hiç düşünmemiştim. Çalan kişi bizim binada oturuyormuş. Ama ben tanımıyorum. Polise teşekkür ederim." dedi. Motosikleti çalınan zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Motosikletin çalındığı anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.

Şişli'de Gülbahar Mahallesi Galata Deresi Caddesi'nde 8 Mayıs Perşembe akşam saatlerinde motosikletini park eden Yiğit Er Özçelik, sabah kalktığında aracını bulamadı. Yiğit Er Özçelik, emniyete giderek şikayette bulundu. Oto Hırsızlık Büro Amirliği tarafından olayla ilgili başlatılan çalışmada polis, şüphelinin görüntülerinin güvenlik kamerasına yansıdığını belirledi. Görüntülerde, şüphelinin park halindeki motosikleti bulunduğu yerden çaldığı görüldü. Şüphelinin hırsızlığın hemen ardından ileride bir köprü altında motosikleti park ederek kıyafetlerini değiştirdiği anlar da başka bir güvenlik kamerasında yansıdı.

Oto Hırsızlık Büro Amirliğine bağlı ekipler, güvenlik kameraları görüntülerini kullanarak şüphelinin kimliğini belirledi. Daha önceden 2 suç kaydı bulunduğu öğrenilen M.A. polis tarafından yakalandı.

'BULUNACAĞINDAN HİÇ UMUDUM YOKTU'

Yiğit Er Özçelik aracını teslim almaya geldiği Asayiş Şube Müdürlüğünde polise teşekkür etti. Özçelik, "Motosikleti yerinde görmeyince önce çekildiğini düşündüm. Ancak daha sonra Yediemin otoparklarında bulamayınca çalındığını anladım. Polise müracaatta bulundum. Bulunacağından hiç umudum yoktu. Ancak Asayiş Şube Müdürlüğünden 5 gün sonra arayarak aracımın bulunduğunu söylediler. Polise çok teşekkür ediyorum" dedi. Motosikleti çalan kişinin kendisiyle aynı binada oturduğunu arkadaşlarından öğrendiğini söyleyen Özçelik "Ben kişiyi tanımıyorum. Ancak arkadaşlarım benim binada oturduğunu söylediler. Onlar tanıyorlarmış. Ben daha önce hiç görmedim" şeklinde konuştu.

Öte yandan polis ekipleri tarafından adliyeye sevk edilen M.A. suçlamaları kabul etmedi. M.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü:

----------------

(Güvenlik kamera görüntüsü)

-Şüphelinin motosikleti çalma anları

(Aktüel görüntü)

-Şüphelinin adliyeye sevki

///////////

-Mağdurla röportaj

-Olay yerinden genel görüntüler

=========

10- YÖNETMEN SENARİST ALİ ÖZGENTÜRK HAYATINI KAYBETTİ

İSTANBUL, (DHA) - YÖNETMEN, senarist Ali Özgentürk hayatını kaybetti. 80 yaşında ölen Özgentürk'ün vefat haberini kardeşi Nebil Özgentürk sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu.

Yönetmen, senarist Ali Özgentürk hayatını kaybetti. 80 yaşında ölen Özgentürk'ün vefat haberini kardeşi Nebil Özgentürk sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu.

Nebil Özgentürk paylaşımında, "Abim...Sinema yönetmeni Ali ÖZGENTÜRK'ü kaybettik.Gençliğinde tiyatrocu.. 50 yıldır da sinemacıydı.Simay ve Dünya'nın babasıydı.Başta, Hazal'ın, At'ın, toplamda 15 filmin yönetmeniydi.Selvi Boylum Al Yazmalım filminin de senaryo yazarıydı.Finalinde hayata "Sevgi emektir" diye söz bırakan Selvi Boylum'un.Çocukluğuma, ilk gençliğime ve meslek zamanlarıma fazlasıyla yön verdi, emek verdi.Çok üzgünüm" ifadelerini kullandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

----

- Ali Özgentürk'ün arşiv görüntüleri

========

11- MALTEPE'DE GİYSİ KUMBARASINDA MAHSUR KALAN ÇOCUĞU İTFAİYE KURTARDI

Murat SOLAK / İSTANBUL, (DHA) - MALTEPE'de kıyafet almak için giysi kumbarasına giren çocuk mahsur kaldı. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, çocuğu kurtararak sağlık ekiplerine teslim etti.

Olay, saat 13.30 sıralarında Bağlarbaşı Mahallesi, İnönü Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre 11 yaşındaki Hülya T., kıyafet almak için giysi kumbarasına girdi. Çocuk kumbarada mahsur kaldı. Sesleri duyan çevre sakinleri çocuğun kutuda mahsur kaldığını fark etti. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, çocuğu bulunduğu yerden çıkarmak için çalışma başlattı. Ekipler, kumbaranın kapağını keserek mahsur kalan çocuğu bulunduğu yerden kurtardı. Sağlık ekiplerine teslim edilen çocuğun durumunun iyi olduğu öğrenildi. Çocuk daha sonra polis ekipleri tarafından ailesine teslim edilmek üzere karakola götürüldü.(DHA)

Görüntü Dökümü

------

-Giysi kumbarasından görüntü

-Ekiplerin mahsur kalan çocuğu çıkarma çalışmaları

-Çocuğun ambulansa alınması

-Genel ve detay görüntüler

=========

12- BEŞİKTAŞ'TA AĞAÇLIK ALAN ALEV ALEV YANDI

Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,(DHA)- BEŞİKTAŞ'ta belediye işçilerinin çalışma yaptığı ağaçlık alanda henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. O anlar cep telefonu kamerasına yansıdı.

Yangın, Etiler Mahallesi Cengiz Topel Caddesi'nde bulunan ağaçlık alanda saat 13.00 sıralarında çıktı. Edinilen bilgiye göre, belediye ekiplerinin çalışma yaptığı ağaçlık alanda henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Ağaçların alev aldığını görenlerin ihbarıyla olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangın itfaiyenin müdahalesiyle kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında ölen ya da yaralanan olmazken ağaç ve çalılar alev alev yandı. O anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. (DHA)

Görüntü Dökümü:

--------

(Cep telefonu)

-Yanan ağaçlık alan

-Alevlerin büyümesi

(Aktüel)

-Yanan alandan görüntü

-Yanmış ağaçlar

-Belediye ekiplerinin gidişi

-Genel ve detay görüntüler

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber