Küresel Sumud Filosu teknelerinde alıkonulan 20 kişi İstanbul’a geldi

Gazze'ye insani yardım ulaştırmaya çalışırken İsrail yönetimi tarafından alıkonulan Sumud Filosu'ndaki 14'ü Türk 20 aktivist Türk Hava Yolları'na(THY) ait uçakla İstanbul Havalimanı'na geldi. Havalimanında aktivistleri çok sayıda kişi karşıladı. Ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile aktivistleri karşılayanlar, Filistin'e destek sloganları attı. 14 Türk 6 Meksikalı olmak üzere 20 aktivist Adli Tıp Kurumu'nda sağlık muayenelerinin ardından ifadeleri alınacak. Adli Tıp Kurumu'nda görevlendirilen 1 cumhuriyet savcısı sağlık işlemleri tamamlanan aktivistlerin ifadelerini alacak.

'YENİ FİKİRLERLE YOLCULUĞUMUZA KARARLILILA DEVAM EDECEĞİZ'

Aktivist Muhammed Raşid Sancar, "Bu umut, Gazze’deki ablukanın ortadan tamamen ortadan kalkması ve soykırımın durmasına kadar sürecek bir yolun başlangıcıdır. Bundan sonra da tüm mazlum coğrafyalarda zulme uğrayan herkes için insanlık olarak bir araya gelip ortak stratejiler veriler ve yapılar geliştirmeyi, bu dayanışmayı tüm dünyaya bir insanlık mirası olarak sunmayı hedefliyoruz. Gazze halkının direnişi ve fedakarlığı vesilesiyle yepyeni coğrafyalara, hukuklara ve vizyonları açıldık. Bu mimalde bir kez daha gündemin Gazze ve tüm mazlum coğrafyalar olduğunu hatırlatarak bir işi bitirdikten sonra yeni bir işe koyulduk. Aynı şekilde hareket ediyoruz. Sumut’u dünya tarihine bir umut ve direniş simgesi olarak armağan ederken yeni süreçler ve yeni fikirlerle yolculuğumuza kararlılıkla devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Buradaki herkes bu işin içerisine bir tweet dahi atan, bir yorum gönderen herkes bu sürecin ortağıdır. Herkes geminin içerisindedir. Inşallah biz bu işin sonunda hep beraber özgür Gazze'yi, özgür Kudüs’ü kucaklayacağız" dedi.

'BU KARDEŞLİK BİZİ GAZZE'NİN KURTULUŞUNA TAŞIYACAKTIR'

Aktivist Muhammet Fatih Sinan, "Buraya geldiğimde beni en çok gururlandıran, en çok dikkatimi çeken şey şuydu. Burada her bir siyasi partiden, her bir STK'dan, her bir kuruluştan Gazze sevdalısı insanlar var. Buradaki bu birlikteliği öyle düşünün ki bu mutlu Farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı renklerden, farklı cinsiyetlerden, meşreplerden, görüşlerden, insanlar vardır. Ve herkesin ortak paydası Gazze'ydi. O kadar güzel bir birliktelik vardı ki biz de içsel zindanlarını zindan yerine bir eğlence merkezine bu kardeşlik. Allah'a hamdediyorum. Bizi bu kardeşlik Gazze’nin kurtuluşuna taşıyacaktır. Buna inanıyorum. Şunu söylemek istiyorum. 40’dan fazla ülkenin, vatandaşının bulunduğu ve bütün dünyanın gözünün önünde uluslararası sularda insani koridoru açmak üzere yola çıkan bir filonun bütün dünya devletlerinin gözünün önünde bu akıbete uğratılması bizi çok üzmüştür. Sancar kardeşimizin de vurguladığı üzere ikinci dalga filo, şu anda 10’dan fazla gemiyle Vicdan Gemisinin öncülüğünde Gazze'ye gidiyor. Bütün dünya devletlerinden şunu istiyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan şunu istiyoruz. Daha önce Madleen’in başına gelen, Hanzala'nın başına gelen, vicdanın başına gelen uluslararası Sumut filosunun başına gelen lütfen Freedom Filotilla'nın başına gelmesine müsaade etmeyin. Bu yardımları Gazze'ye ulaştırın. Ablukayı kırın, insani koridoru açın" dedi.

'FARKLI STRATEJİLERLE GAZZE'YE ULAŞMAK İÇİN BÜTÜN GAYRETİMİZİ SARF EDECEĞİZ'

Aktvist Muhammet Fatih Sinan, "Bizi yaralayan çok acı bir hadiseyi sizlere söylemek istiyorum. İsrail askerleri bize bir zulmederken, Türkçe konuşan bu pasaporttan bende de var diyen çifte vatandaş İsrail üniformalı kişiler bizi yerde tekmelediler. Devlet büyüklerimizden şunu istirham ediyoruz. Lütfen bir an önce bu aşağılıkları tespit edin. Ve bunları Türk vatandaşlığından defedin. Bu ülkede onları istemiyoruz. Şunu da özellikle söylemek istiyorum. Bizler dalga dalga filoyla karadan, denizden bu mücadeleye devam ediyoruz. Devam edeceğiz. Bizim misyonumuz insani koridor açmak, bir şekilde yardımları Gazze'ye ulaştırmak, sesini dünyaya, dünyaya duyurmak. Ama bizler sivil insanlarız. Sivil vatandaşlarız. Yapabileceğimiz şeyler sınırlı. Dolayısıyla bütün uluslararası sistemin İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Birleşmiş Milletler üye bütün ülkelerin acilen barış gücü kurarak Gazze'ye bir barış ordusu, barış gücü göndermesi gerekmekte. Çünkü biz o hapishanede yerimizde binlerce mazlum Filistinliyi bırakarak dönmenin burukluğunu yaşıyoruz. O insanların artık bu zulümden kurtulması lazım. Çünkü İsrail kimseyi tanımıyor. Bir sürü milletvekili vardı. Ellerini arkadan bağladılar. Ve saatlerce yerlerde beklettiler, sürüldü, süründürdüler. Kimisine fiziksel, hepimize Psikolojik şiddet uyguladılar. Bizlere bütün dünyanın gözünün üzerinde olduğu bizlere bunu yapan siyonist işgalci İsrail düşünün ki oradaki mazlumlara neler yapıyordur? Ama biz inançla ve kararla yolumuza devam edeceğiz. Ablukayı kırmak üzere şimdi yeni bir çalışmaya yelken açmak bismillah diyeceğiz ve hava şartları el verdiği anda denizden ve organizasyonu tamamladığımızda karadan farklı stratejilerle Gazze'ye ulaşmak için bütün gayretimizi sarf edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'ORADA KİŞİSEL OLARAK DARP VE KÜFÜRE MARUZ KALDIK'

Aktivist Sinan Akılotu, "Bu destek bizi hakikaten memnun etti. Ama Gazze'de bombardıman devam ediyor. Bu gerçeğin unutulmaması lazım. Sumud bu noktada meselenin gündeme gelmesi noktasında gerçekten iki yıldır demiri parçalayan bir noktada acizliğin bir ifadesi olarak ortaya çıkmış insani bir çabaydı. Devletler nezdinde de birçok şeyi hareketlendirdi, bunu gördük. Bundan da umutlandık. Ama şunun unutulmaması gerekiyor ki, şu anda Gazze'de ambargo devam ediyor. Şu anda Gazze'de bedenler parçalanmaya devam ediyor. Şu anda Gazze'de süreç aynen devam ediyor. Bakın bizim yaşadığımız zorluklar gerek yolculuk sırasında gerek beş günlük zindan hayatı içerisinde sadece şunu düşünmemize sebep oldu. Biz beş gün boyunca o İsrail zindanında o siyonist zindanda çektiklerimizi düşününce Filistinlilerin yüzyıldır nasıl yaşadıklarını, nelere katlandıklarını, ümmetin onurunu ayakta tutmak için Gazzelilerin neler nasıl işler yaptıklarını düşünmemiz lazım. Uzun bir süreçti. Her sürecin her adımı ayrı bir macera, anlatılması gerekir ama görece zorlukları önemsemiyoruz. Kimilerine göre çok derin sıkıntılardı ama Gazze’nin çıktığı sıkıntılar yanında burada hiçbir anlamı yok. Bizim en çok canımızı sıkan bir insani vicdan hareketinin bir terör operasyonuyla terörist gibi operasyonla alınması, kaçırılması, uluslararası sulardan ve gayri insani ortamlarda, gayri insani muamelelere maruz bırakılması. Orada kişisel olarak da darp ve küfüre maruz kaldık. Bunu yapanların başında da çifte vatandaş olan, Türkçeyi çok güzel, Türkçe konuşan çok güzel Türkçe küfür eden askerlerdi. Bunu Türk kamuoyunun bilmesini istiyorum. Devletimden şunu istiyorum. Biz taşın altına elimizi, gövdemizi koyduk. Daha da koymaya devam edeceğiz. Artık devletimizden de somut adımlar bekliyoruz. Çifte vatandaşlar konusunda bu kaçak ticaret yapanlar konusunda adımlar bekliyoruz" şeklinde konuştu.

'BUGÜNÜ BİZE LÜTFEDEN ALLAHIMA ŞÜKÜRLER EDİYORUM'

Aktivist Hakan Şimşek, “Tabii anlatılması zor. Hem onur hem heyecan hem mutluluk. Hem duygusallık hepsini bir yaşıyoruz. Bugünü bize lütfeden Allah'ıma şükürler ediyorum. Aslında bu süreçte en çok teşekkürü onlar hak ediyor. Çünkü biz bir arkamıza bakmadan gittik. Bir kere olsun, amasız, fakatsız, bizim önümüzde hiç durmadılar. Üstelik benim ayın otuzunda Eylül'de de oğlumun düğünü vardı. O düğüne ben Sumud’tan katıldım. O bile bizim için önemli değil. Bizim için bir onurdur. Gazze için de feda olsun. Gazze diren geleceğiz" dedi.

'BU KATLİAM BU SOYKIRIM DURSUN'

Aktivistlerden Zeynel Abidin Özkan, "Şu an Sumud Filosu'nun son yolcuları olarak Türkiye'ye geldik. Sumud kararlılıkla yoluna devam etti ve geri adım atmadı. Ancak siyonist zorba bizi Akdeniz'de uluslararası sularda tüm hukuku yok sayarak 44 gemimizle birlikte askeri operasyonla ele geçirdi. Orada belli bir süre cezaevi süreci geçirdik. Filistin'lilerin yaşamış olduğu cezaevi sürecinin çok az bir kısmıyla yüzleştik. Filo sadece şiddetsiz bir eğilimle Gazze'ye insani bir yardım götürmek ve ablukayı kırmak için yola çıkmıştı. İçinde 47 ülkeden siyasetçiler, sanatçılar, yazarlar, aktivistler bulunuyordu. Buna rağmen İsrail bu filoya saldırdı. Maalesef bütün dünya bunu seyretti. Sivil insanların yapabileceği son şey kendi canlarını ortaya koyarak İsrail'in karşısında durmak ve Gazze'ye ulaşmanın çabasını aramaktı. Ve bunu yaptılar, yapmaya da devam ediyor. Global Sumud'dan sonra şimdi 'Filedom ve Filotilla' 11 gemiyle yine Gazze yolunda. Ancak bundan sonra yapılması gereken şu, sivil insanların üzerine düşenler bitti. Artık devletler bu sürece el atmalı ve İsrail Gazze'ye abluka uyguladığı sürece, Gazze'ye soykırım uyguladığı sürece İsrail'e havada, denizde, karada tam bir abluka ve tam bir ambargo yaşatmalıki bu katliam bu soykırım dursun. Ve İsrail'e gereken cevap verilsin. Bu anlamda öncelikle ülkemizden ve sonra tüm dünya devletlerinden bu süreçte artık fiili adım atmalarını ve bu soykırımın bitmesi için gerekli adımları atmalarını talep ediyoruz. Bizler kararlılıkla Gazze'deki kardeşlerimizi düşünmeye, onların sessiz çığlığının çığlığı olmak için vicdan sahipleriyle beraber yeni organizasyonlar yapmaya devam edeceğiz. Ancak devletleri bu sürece dahil olmaya davet ediyoruz. Şu an Türkiye'ye döndüğümüz için çok mutluyuz. Filistin'de misyon şeflerimiz cezaevine girdiğimiz ilk gün itibariyle yine aynı şekilde Ürdün'de elçiliğimiz ve Türk Hava Yolları bizi buraya tahliye etmek için hepsine teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.

'GAZZE'Yİ 100 KERE DE YIKSALAR 101'İNCİ KERE DE İNŞA EDECEĞİZ'

Aktivistlerden Sümeyye Sena Polat, "Ama şunu söylemek istiyorum, Türk ailelerine ve bizi yetiştiren ailelere özellikle teşekkür etmek istiyorum. Çünkü biz Türk çocukları hep Filistin'in türküleriyle, hep Filistin'in tarihini öğrenerek çocukluğumuz, gençliğimiz geçti. Eğer onların desteği olmasaydı biz hiç bir şekilde gidemezdik. Ama en önemlisi bütün gözler Gazze'de. Ateşkes olana kadar durmak yok. Filistin tutsaklarını ve Gazze'deki insanlar ablukayı kırana kadar, Gazze'deki insanlar özgür olana kadar yok. Benim hücremin karşısında İsrail bayrağı ve bir tane yıkılmış binaların arasında Gazze resmi üzerinde 'Yeni Gazze' yazıyordu. Bu nedir biliyor musunuz? Trump'ın ve Netenyahu'nun Gazze için planı. Biz Gazze'yi 100 kerede yıksalar 101'inci kerede inşa edeceğiz. Karadan, sudan, havadan nereden olursa olsun Gazze'yi savunmaya temsil etmeye devam edeceğiz. O filolarda milyonlarca insan olmak istiyordu. Orda olmanın önemi yok. Hepimiz Gazze'yi düşünüyoruz. Dualarımızla, aksiyonumuzla nasıl olursa olsun. Bütün gözler Gazze'de olmalı. Mücadele bugün başlamadı bugünde bitmeyecek yarın devam edecek. Biz kazanacağız inşallah. Çünkü ben onların ne kadar korkak olduğunu gördüm ben oraya gittim bize 'terörist' dediler, 'bunlara mapus şartlarında bile insani davranmayacağız' dediler. Ama oradan bir 'Özgür Filistin' sloganı atılınca yemin ederim 'fare' gibi kenara çekildiler. Onlar Gazze'lilerden korkuyor. 4,5 yaşındaki Gazze'li çocuklardan bile korkuyor. Ve onlar bu korkuyla ömür boyu yaşamak zorunda. Çünkü o toprakların onlara ait olmadıklarını çok iyi biliyorlar. Hep bu huzursuzlukla yaşamlarını geçirecekler. İnşallah günün sonunda 'silahlara karşı sapan taşları' Gazze kazanacak, Filistin kazanacak. Çünkü Gazze bu emperyalistlere boyun eğmeyen tek toprak parçası bu dünyada. Ve onlar bizi de özgürleştirecek inşallah. Gazze'ye selam olsun" dedi.

AKTİVİSTLER ADLİ TIP KURUMUNA GETİRİLDİ

Sumud Filosunun 2. kafilesinde yer alan aktivistler, İstanbul Havalimanı'na gelmelerinin ardından işlemlerin tamamlanması için Adli Tıp Kurumuna getirildi. Kurumun önünde toplanan kalabalık gelen aktivistleri sloganlarla karşıladı.

İŞLEMLERİ BİTEN AKTİVİSTLER ADLİ TIP KURUMU'NDAN AYRILDI

Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan, aralarında 14 Türk aktivist, THY uçağıyla İstanbul Havalimanı'na gelmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında aktivistler, sağlık kontrolünden geçirilmek ve ifadeleri alınmak üzere Bahçelievler’deki Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na getirilmişti. Sağlık kontrolü ve ifade işlemleri tamamlanan aktivistler, Adli Tıp Kurumu önünde yakınlarıyla buluştuktan sonra ayrıldı.

'TÜM DEVLETLERİN KATILIMIYLA BARIŞ GÜCÜ OLUŞTURULMALI'

Aktivist Ömer Faruk Narlı, "Orada tabii gemimize el kondu. Fiziksel bir sürü şiddete maruz kaldık, onların tamamını ifade ettik az önce içeride. Burada bizim ismimizin pek bir önemi yok. Şunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Halihazırda Gazze'de katliam devam ediyor, soykırım devam ediyor. Bugün 7 Ekim itibarıyla başlayan soykırımın yıl dönümü, iki yıl oldu. Fiziksel adımlar atılması gerekir. Mutlaka tüm devletlerin katılımıyla bir barış gücü ordusu oluşturulmalı. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim. İsrail'in anladığı dil silah. Bebek katletmekten başka yaptıkları bir şey yok" dedi.