Geri Dön
Gündem Pınar Gültekin cinayeti davasında karar

Pınar Gültekin cinayeti davasında karar

Muğla'da, üniversiteli Pınar Gültekin'i (27) boğduktan sonra varile koyup yakan tutuklu sanık Cemal Metin Avcı (33) ve kardeşi tutuksuz sanık Mertcan Avcı'nın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4'üncü Ceza Dairesi'nde görülen davasının ardından, tutuklu sanık Cemal Metin Avcı hakkında 'Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme' suçundan haksız tahrik hükümleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı hakkında ise 'suç delilerini gizleme, değiştirme ve yok etme' suçundan 4 yıl hapis cezası verildi.

Pınar Gültekin cinayeti davasında karar

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020'de kayboldu. Soruşturma kapsamında 5 gün sonra gözaltına alınan eski sevgilisi Cemal Metin Avcı, çıkan kavgada Gültekin'i boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varile koyup yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti. Avcı'nın gösterdiği yerdeki varilde, Gültekin'in kısmen yanmış cesedine ulaşıldı. Adliyeye sevk edilen Cemal Metin Avcı, 'Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme' suçundan tutuklandı. Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı'nın telefon sinyallerinden ağabeyiyle aynı zamanda bağ evinde olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Mertcan Avcı da tutuklandı. Mertcan Avcı, 15 Şubat 2021'deki duruşmada, imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağı konulup tahliye edildi. Pınar Gültekin'in ailesinin avukatı, sanık Cemal Metin Avcı'nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı eski eşi Eda Karagün ile ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın da 'Delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme' suçunu işlediğini iddia edip şikayetçi oldu. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 Ekim 2020'de şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Muğla Sulh Ceza Hakimliği de karara yapılan itirazın, kesin olarak reddine hükmetti.

'AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ'

Davanın 24 Ocak 2022'de görülen 9'uncu duruşmasında savcı, mütalaasını açıkladı. Savcı, Pınar Gültekin'in hayattayken yangına maruz kaldığının oy birliğiyle kabul edildiğini belirterek, Cemal Metin Avcı'nın, 'Canavarca hisle öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mertcan Avcı'nın da 'Suç delillerini gizleme ve değiştirme eyleminde bulunması', Cemal Metin Avcı'nın eski eşi Eda Karagün, iş ortağı Şükrü Gökhan Orhan, annesi Ayten ve babası Selim Avcı'nın da 'Suç delillerini yok etmek ve gizlemek' suçlarından cezalandırılmasını istedi.

Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, adli kontrol şartıyla daha önce serbest bırakılan Mertcan Avcı'nın tutuklanması amacıyla bir kez daha savcılığa başvurdu. Mertcan Avcı, 21 Şubat'ta, 'Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirak'ten tutuklandı.

Muğla Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Cenk Düzgün tarafından hazırlanan iddianamede, Mertcan Avcı'nın, Pınar Gültekin'in bulunduğu varildeki yangını önleyecek, sonlandıracak ve ağabeyini engelleyecek hiçbir eylemde bulunmadığına yer verilerek, 'Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianame, Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme heyeti, suça doğrudan etki edebilecek nitelikteki delillerin toplanmadan hazırlandığı gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verdi. Başsavcı Vekili Ali Cenk Düzgün, iade kararına itiraz ederek, Mertcan Avcı hakkında yürütülen soruşturmada, mevcut verilerle toplanabilecek tüm delillerin toplandığını, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturacak delil elde edildiğini anlattı.

Savcılığın itirazını değerlendiren Muğla 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti. Kararda, itirazın kabulünün gerekçesi için, "Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Pınar'ın kesin ölüm sebebiyle zamanının belirlenmesi için mevcut veriler bağlamında mümkün olan tüm tespitler yapılarak iddianamenin düzenlendiği kanaati oluştuğundan, yeniden rapor alınmasının artık mahkemenin takdirinde olduğu, iddianamenin iade kararının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır" denildi.

Mertcan Avcı'nın tutukluluğuna avukatı itiraz etti. İtirazı değerlendiren Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Avcı'nın mevcut delil durumu, aynı delil durumuyla sanığın tutuklanma taleplerinin reddedilmesi, kaçma şüphesinin olmaması, adli kontrol tedbirlerine uyması nedeniyle itiraz yolu açık olmak üzere tahliyesine karar verdi.

ANNE HAKKINDA DAVA

Cemal Metin Avcı'ya, 14 Şubat'ta görülen davanın 10'uncu duruşmasında, "Seni öldüreceğim, öldüreceğim köpek. Sen niye orada konuşuyorsun köpek" diye hakarette bulunduğu gerekçesiyle anne Şefika Gültekin hakkında, savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, 4 yıl 4 ay hapis istendi. İddianame mahkeme tarafından kabul edilip, anne Gültekin hakkında kamu davası açıldı.

HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİYLE 23 YIL HAPİS

Davanın 16 Mayıs'ta görülen 12'nci duruşmasında savcı, esasa ilişkin mütalaasını verdi. Savcı, mütalaasında Cemal Metin Avcı'nın 'Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürmek', kardeşi Mertcan Avcı'nın da 'Canavarca hisle ve eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak'ten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Mütalaada Eda Karagün, Şükrü Gökhan Orhan, anne Ayten ve baba Selim Avcı'nın da 'Suç delillerini gizlemek ve yok etmek' suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 20 Haziran'da görülen davanın 13'üncü duruşmasında, Cemal Metin Avcı'nın 'Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme' suçundan yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme heyeti, 23 aydır tutuklu Avcı'ya önce ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi, ardından haksız tahrik indirimi uygulayıp, cezayı 23 yıl hapse düşürdü. Tutuksuz kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın ise beraatine karar verildi. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ve Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı kararı istinafa taşıdı.

İZMİR'DE YENİDEN HAKİM KARŞISINDALAR

Dosyayı görüşen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4'üncü Ceza Mahkemesi, davanın yeniden görülmesine karar verdi. 16 Şubat'ta görülen duruşmada esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı, Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı hakkında 'Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. Savcı, Mertcan Avcı'nın olay yerine Gültekin varilde yakılmaya başladığında geldiğini ve uzunca bir süre sanık olan ağabeyle varildeki yanma işleminin tamamlanmasını beklediklerini söyledi. Savcı, Cemal Metin Avcı'nın olay yerinden bir süreliğine ayrıldığı sırada kardeşi Mertcan Avcı'nın varildeki alevlerin tamamen sönmesini beklediği vurgulandı. Savcı, mütalaasında ayrıca Cemal Metin Avcı'nın ilişkisinin açığa çıkmasından korkup, plan yaparak Gültekin'i bağ evine götürdüğü ve burada etkisiz hale getirdikten sonra metal varile koyduğu, odun parçaları ve daha önceden temin ettiği benzinle yaktığını belirtti. Mertcan Avcı'nın varilin içerisinde maktulün olduğunu bilmediğine yönelik savunmasının da inandırıcı olmadığına da mütalaada yer verildi.

'PINAR İÇİN TÜM KADINLAR ADALETİ SAĞLAYACAK'

Sanıkların yargılanmasına, bugün İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4'üncü Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Duruşma öncesinde basın açıklaması yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Tülin Polat, "Pınar Gültekin öldürüldüğünde, Türkiye'nin dört bir yanında meydanları dolduran kadınlar olarak Muğla'da görülen davanın da yıllarca peşinde olduk. Bugün ise Muğla'da verilen hukuksuz kararın bozulması ve adaletin sağlanması için İzmir Bölge Adliyesi'ndeyiz. Reddettiği erkek tarafından boğularak, yakılarak ve üstüne beton dökülerek öldürülen Pınar Gültekin'in faili Cemal Metin Avcı'ya hiçbir somut dayanak olmadığı halde haksız tahrik indirimi uygulandı. Cinayet yardım ve delilleri karartmaktan yargılanan diğer tüm sanıklar hakkında ise tüm somut deliller hiçe sayılarak berat kararı verildi. Bölge adliye mahkemesindeki ilk durulmada savcı katil Cemal Metin Avcı'nın tasarlayarak, canavarca hisle öldürme suçundan cezalandırılmasını, haksız tahrik indirimi uygulanmamasını istedi. Savcı, kardeşi Mertcan Avcı'nın ise suça iştirakten cezalandırılmasını istedi. Her zaman söylediğimiz gibi yeniden ifade ediyoruz. Kadın davalarında verilen ayrımcı indirimler, kadın cinayetlerinin önünü açıyor. Erkekler bu karardan cesaret alıp aynı bahanelerle kadınları öldürüyor. Adaleti de etkin hukuki süreçlerin işletilmesini de kadınların özgürce yaşamasını da mücadelemizle sağlayacağız" dedi.

PINAR’IN BABASI: EN AĞIR CEZAYI İSTİYORUZ

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4'üncü Ceza Dairesi'nde yeniden görülen davanın ikinci duruşması bugün görüldü. Duruşmaya, Pınar Gültekin'in annesi Şefika Gültekin, baba Sıddık Gültekin ile taraf avukatları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Cemal Metin Avcı ile kardeşi Mertcan Avcı ise SEGBİS aracılığıyla salona bağlandı. Anne Şefika Gültekin, psikolojisinin bozuk olduğunu belirterek duruşmadan ayrıldı. Mahkemeye heyeti tarafından son sözleri sorulan Sıddık Gültekin ise kızının diri diri yakıldığını belirterek, "Bu cani yalnızca kızımı değil, hepimizi yaktı. Yerel mahkeme Adli Tıp’ın verdiği, 30 tane kamu görevlisinin imzası olan raporu göz önünde bulundurmuyor ama nedense bir canavarın söylediği sözlere hep inandılar. En ağır ceza neyse onu almasını istiyoruz" dedi.

'İLK MAHKEMENİN GEREKÇELİ KARARI BİR HUKUK GARABETİDİR'

Duruşmada söz alan Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, ilk mahkemenin gerekçeli kararında geçen, 'Avcı'nın, profesyonel sağlık personeli olmadığı gözetildiğinde, Gültekin'in boğazını ölümü gerçekleştirecek nitelikte kırık oluşmasına neden olacak kadar sıktıktan sonra henüz ölmemiş olduğunu bilemeyebileceği' ifadesini eleştirdi. Epözdemir, söz konusu gerekçeli kararı 'hukuk garabeti' olarak niteleyerek, "O zaman bundan sonra her diri diri yakılma olayında, 'Bu kişi profesyonel sağlık personeli değil' diyerek hafifletici hükümlere gidilsin, böyle bir hukuk anlayışı mümkün olamaz. Bu kanunlar sadece profesyonel sağlık çalışanları için değil, tüm vatandaşlar için geçerli" dedi.

Epözdemir, Cemal Metin Avcı'nın içerisinde ateş yanan varili salondan evin bahçesine tek başına taşıdığını iddia ettiğini, ancak adli tıp raporuna göre elinde yanık olmadığını belirterek, "Öldürüyor, varile koyuyor, odun koyup benzin döküp, yakıyor, üzerine beton döküyor ve 162 kiloluk varili tek başına arabaya yükleyip, götürüp nehre atıyor. Böyle bir şey mümkün değil, yanma sırasında kardeşi Mertcan Avcı'nın da olay yerinde olduğunu HTS kayıtlarından biliyoruz, dosyada da mevcut. Cemal'e yardım etmemiş olması mümkün değil. Güya abisine varili soruyor ve Cemal Metin Avcı da işletmesindeki bozuk kokoreçleri getirip yaktığını söylüyor. Gidip çöpe atmak yerine kokoreçleri işletmeye oldukça uzak bir noktadaki bağ evinde yaktıklarına inanmamızı bekliyorlar. Ne bu, ayin mi? Kokoreç yakma ayini mi?" ifadelerini kullandı.

Epözdemir, hem Cemal Metin Avcı hem de kardeşi Mertcan Avcı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini istedi.

'OLAN BANA OLDU'

SEGBİS aracılığıyla savunması alınan Cemal Metin Avcı ise cinayeti planlayarak işlediği iddialarını reddederek, "Yayla evinin bahçe duvarı bile yok, ana yola sıfır bir yer. Planlasam burada mı işlerdim? Nasıl bir planlama yapmışım, ben de anlamadım. Ben birini planlayarak öldürecek olsam mobese kameralarının olduğu yerden neden bir şey alıp evime götüreyim? Planlamadığım buradan belli. Yaktığım sırada ise asla canlı değildi, boğdum, öldürdüm, asla nefes almıyordu. Cinnet denen şey hayatın bir gerçeği. Tabi ki pişmanım, keşke böyle bir şey olmasaydı. Çok pişmanım ama olan oldu, ancak olan bana oldu. Rezil oldum, hayatım bitti. Bana tecavüz edildiğini tüm Muğla öğrendi. Ben sanki caniymişim, vampirmişim gibi anlatılıyor. Böyle değil, bana şantaj yaptı, bana yaptığı şantajı başkalarına da yaptı. Eşimden ve işimden oldum. Bana öldürme olayında da kimse yardım etmedi. Keşifte de olayı tek başıma yaptığımı kanıtladım, varili tek başıma taşıdım" ifadelerini kullandı.

Cemal Metin Avcı'nın savunmasını yaptığı sırada kullandığı ifadeler nedeniyle mahkeme başkanı, "Kimseye kişisel olarak saldırıda bulunmadan savunmanı yap" diyerek uyardı.

'DAHA ÖNCE YANIK CESET KOKUSU MU DUYDUM Kİ KOKOREÇLE AYIRT EDEBİLEYİM?'

SEGBİS aracılığıyla savunması alınan diğer sanık Mertcan Avcı ise olay tarihine dek 7 senedir İzmir'de öğrenci olduğunu ve Muğla'ya pandemi dolayısıyla gittiğini belirterek, "Abimin Pınar'la ilişkisinin olduğunu bile bilmiyordum. Bağ evi atık bir yer değil, sürekli gittiğimiz, özellikle benim haftada 3-4 kere gittiğim, bahçesinde arkadaşlarımla oturduğum bir yer. Benim cinayet olayından hiçbir şekilde haberim yoktu. Daha önce de o varilde çöp yakıldığı çok oldu. O yüzden varili görünce hiçbir şeyden şüphelenmedim. Ben daha önce yanık ceset kokusu mu duydum ki; kokoreçle ayırt edebileyim? 'Abim acaba ceset mi yakıyor, diye varilin içine mi bakacağım? Benim hiçbir şeyden haberim yoktu, beraatimi talep ediyorum" dedi.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI

İfadelerin alınmasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Cemal Metin Avcı hakkında 'Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme' suçundan haksız tahrik hükümleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı hakkında ise 'Suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme' suçundan 4 yıl hapis cezası verildi.