Geri Dön
Gündem Bilişim uzmanlarından 'Getcontact' uyarısı

Bilişim uzmanlarından 'Getcontact' uyarısı

Kullanıcılara başkalarının telefon rehberlerinde hangi isimle kaydedildiğini gösteren telefon uygulaması 'GetContact' ile ilgili güvenlik tartışmaları sürüyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) 'GetContact' ve benzer uygulamalara karşı kullanıcıları uyardı. Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği Üyesi Ramazan Subaşı da "Kendi bilgilerinizin yanında, sizin rehberinizde kayıtlı olan kişilerin bilgilerini de istenmeyen üçüncü kişilerle paylaşmış oluyorsunuz" uyarısında bulundu.

Bilişim uzmanlarından 'Getcontact' uyarısı

"ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE PAYLAŞMIŞ OLUYORSUNUZ"

Ramazan Subaşı, uygulamanın son dönemde popüler hale geldiğini ancak yaklaşık 4-5 yıl önce de benzer uygulamaların olduğunu kaydetti. 'GetContact' gibi uygulamaların gerçek kişilere ait telefon numaralarını topladığını vurgulayan Subaşı, "Her ne kadar Türkiye'de bununla ilgili bir yasa olsa da size reklam mesajlar gelmeye başlıyor. Kişisel bilginiz arkadaşınızın yüklediği bir uygulama sayesinde istemediğiniz birilerinin eline düşüyor" dedi. Bilgilerin hem telefon numarası hem de isim olarak eşleştirilmiş bir halde karşı tarafın eline geçtiğini söyleyen Ramazan Subaşı "Kritik nokta şu; örneğin siz bir kişiyle tanıştığınızda dışarıda herhangi bir sosyal ortam olabilir, profesyonel iş hayatı olabilir. O kişinin ismini kaydederken bir not ve nerede karşılaştığınızla ilgili bir bilgi de düşüyorsunuz. Bir kişinin aynı anda 10-15 kişinin rehberinde olması demek, 10-15 tane farklı bilgiyi aslında bu kişiyle ilgili toplamış oluyor demek. Çalıştığı firmanın ismi, o telefon numarasına ait. Sosyal bir ortamda tanıştıysanız onunla ilgili bir şey yazdıysanız kimlik bilgisinin kim olduğu gibi. O telefon numarasıyla ilgili nerede çalışıyor, neler yapıyor, bir etkinlikte tanıştıysanız o etkinlikle bağlantısı nedir gibi bilgileri gibi bunların hepsinin kişisel gizliliğe uymayacak şekilde firmalar servis etmiş oluyor. Kendi bilgilerinizin yanında sizin rehberinizde kayıtlı olan kişilerin bilgilerini de istenmeyen üçüncü kişilerle paylaşmış oluyorsunuz" ifadesini kullandı. Rehber uygulaması için rehbere erişim izni gerektiğini belirten Ramazan Subaşı, "En güzeli bunu yüklememek" dedi.

GİZLİLİK SÖZLEŞMELERİNE DİKKAT

Kullanıcıların uygulamaları yüklemeden önce karşılarına çıkan sözleşmelere dikkat etmesi gerektiğini aktaran Ramazan Subaşı, " 'Next' diyerek atladığımız 'Gizlilik Sözleşmesi'nde yazan maddelere iyi bakmak gerekiyor. Bunların açık ve anlaşılabilir olması lazım. Açtığınız zaman sayfalarca küçük puntolarla yazılmış şeyler, özellikle mobil uygulamada okumaya çalışıyorsanız biraz daha zorlaşıyor ama buralara dikkat etmek gerekiyor. Bu bilgiler ne alıp, ne paylaşılacağı ile ilgili maddeleri oraya yazıyorlar ama biz okumadığımız için, dikkat etmediğimiz orada bir noktada kaçıyoruz" diye konuştu. Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan

Subaşı, internette nasıl güvenli gezileceğinin ve kullanım araçları konusunun önemli olduğunun da altını çizdi.


"FACEBOOK'UN KİŞİSEL VERİ KULLANIMINA DAİR POLİTİKALAR YENİ DEĞİL"

Öte yandan İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Erkan Saka ise son dönemde Facebook'un kullanıcılara sunulan bir kişilik testinden elde ettiği verileri Camdridge Analytica (CA) isimli politik danışmanlık şirketiyle paylaşmasına yönelik değerlendirmede bulundu.

Saka, "Trump'ın seçilmesi ve sosyal medyanın kullanımı gibi gündemler artınca Facebook'un kişisel veri kullanımına dair politikaları da tekrar gündeme geldi. Bunlar aslında epeydir var. Bunların önemi yeni yeni ortaya çıktı. Birisi sızdırınca şimdiki etkiyi yarattı. Aynı konu daha önce de konuşulmuştu" dedi.

Erkan Saka, 'Bir sosyal medya ağının seçime etki edecek kadar gücü var mıdır?' sorusuna, " Ben açıkçası o kadar inanmıyorum buna. Özellikle kararsızların oyunu etkilemede ve eğer seçimler çok dengede gidiyorsa o zaman etkileyici olabilir. Etki hesaplaması her zaman zor bir alan ve çoğu zaman da kanıtlanmış değil" şeklinde yanıt verdi.

Doç. Dr. Erkan Saka, Türkiye'de benzer bir durumun yaşanmış olma ihtimalini ise " Buradaki siyasi partiler de böyle bir anlaşma yapmış olabilir, Cambridge Analytica ya da benzeri şeylerle. Bunlarla ilgili çok somut bir şey yok" şeklinde değerlendirdi.