Bakan Tekin: AK Parti hükümetleri boyunca 821 bin 351 öğretmen ataması gerçekleştirdik
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Halihazırda görevde bulunan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80'i bu dönemde atanmıştır. AK Parti hükümetleri boyunca 821 bin 351 öğretmen ataması gerçekleştirdik, bu kapasite sınıfa doğrudan yansıdı" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. CHP milletvekilleri, toplantıya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'le ilgili hazırladıkları karne, beslenme çantası ve iş kazalarında hayatını kaybeden çocukların görselleriyle katıldı. Karnede, 'Çağdaş, bilimsel ve laik eğitim', 'Eğitimde eşitlik', 'Liyakatsiz atama', 'Eğitimde çağı yakalayabilmek', 'Tarikat ve cemaatlerle ilişkiler' gibi ders isimleri ile çeşitli notlara yer verildi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, tokalaşmak üzere grup sıralarına gelen Bakan Yusuf Tekin'e, "Sayın Bakanım notlarınızı, karnenizi hazırladık" derken; Bakan Tekin de "Bu karneden dolayı sana sıfır veriyorum. Söylediğin şeylerin yüzde 99'u yalan" cevabını verdi.
'EĞİTİM POLİTİKASI, TOPLUMU KORUYACAK BİR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ OLUŞTURMALI'
Ardından Bakan Tekin, bütçe üzerine sunum yaptı. Tekin, bugünün dünyasında eğitim sisteminin gücünün, belirsizlik ve krizler karşısındaki uyum kapasitesiyle ölçüldüğünü belirterek, "Eğitim, çok katmanlı bir hüviyete sahiptir. Bu çok katmanlı yapı içerisinde yapay zeka ve veri temelli araçlar ölçü ve mahremiyet ilkeleriyle kullanıldığında; öğretmenin rehberliğini takviye eden, erişimi genişleten ve karar süreçlerine saha kaynaklı öngörü kazandıran imkanlara dönüşür. Bu zeminde hedef öğrenciyi dar meslek kalıplarına hapsetmeyen, değişen dünyada kalıcı kıymeti olan etkili okuryazarlık, öğrenmeyi öğrenme, güçlü muhakeme, problem çözme ve değer temelli karar alma gibi becerilerle donatmaktır. Bu sebeple, eğitim politikası, içerik üretiminin yanında mevcut ya da muhtemel belirsizlikler karşısında insanımızı ve toplumu koruyacak bir bağışıklık sistemi oluşturmayı da üstlenmelidir" diye konuştu.
'DEĞERLERİMİZİ İÇSELLEŞTİRMİŞ NESİLLER YETİŞTİRME HEDEFİNİ SÜRDÜRÜYORUZ'
Eğitimi, öğrencinin öğrenmesini derinleştiren ve velinin güvenini güçlendiren bir kamusal ödev olduğunu ifade eden Bakan Tekin, "Bugün dünya genelinde eğitimde en sık karşılaşılan sorunların başında eğitime erişim ve fırsat eşitliği gelmektedir. Bu sorun alanlarının gerçekliği küresel pandemi sürecinde çok daha güçlü bir biçimde ortaya çıkmıştır. Bakanlığımız 2011'de başlattığı Fatih Projesi'yle dijital altyapı yatırımları sayesinde bu konuda proaktif bir çizgi izlemiştir. Bugün yaklaşımımızı teknolojinin güvenli ve pedagojik kullanımıyla genişleterek günümüz dünyasının krizleri karşısında öngörülü duruşumuzu sürdürüyoruz. Ayrıca bu husus sürdürülebilir bir eğitim ekosistemi kurma açısından da önem taşımaktadır. Bu noktada 2025-2026 eğitim öğretim yılının ana temasını 'Yeşil Vatan' olarak belirleyerek ikiz dönüşümü merkeze aldık. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle de bu başlıkları kapsayan bir çerçevede tüm eğitim süreçlerinde kökleriyle güçlü bağları olan, çağın gereklerini bilen ve bu imkanlarla donanmış, milli ve manevi değerlerimizi içselleştirmiş nesiller yetiştirme hedefimizi sürdürüyoruz" dedi.
'ÖRGÜN EĞİTİMDEKİ DERSLİK SAYISI 753 BİNE YÜKSELDİ'
Bakan Tekin, AK Parti hükümetlerinin eğitimi devlet politikalarının merkezine yerleştirdiğini ve 2003'ten bu yana bütçelerde ilk sırada eğitim bütçesinin yer aldığını vurgulayarak, "2002-2003 eğitim öğretim yılında örgün eğitimde 367 bin 145 derslik varken, 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla bu sayı 753 bin 571 dersliğe ulaşmıştır. 2002-2003 eğitim öğretim yılında resmi okullarımızda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken, bu sayı 2024-2025 eğitim öğretim yılında 1 milyon 34 bin 564'e yükselmiştir. Halihazırda görevde bulunan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80'i bu dönemde atanmıştır. AK Parti hükümetleri boyunca 821 bin 351 öğretmen ataması gerçekleştirdik, bu kapasite sınıfa doğrudan yansıdı. 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36 iken, 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu sayı 23 olmuştur. Ortaöğretimde de benzer bir iyileşme söz konusu olmuş ve 2002-2003 eğitim öğretim yılında derslik başına düşen öğrenci sayısı 30 iken, 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu sayı 20 olmuştur. İlköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 2002-2003 eğitim öğretim yılında 28 iken, 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu sayı 15, ortaöğretimde 18 iken 11 olmuştur. Bu okullaşma göstergeleri uluslararası kıyaslamalara baktığımızda da OECD'nin 'Bir Bakışta Eğitim 2025 Raporu'nda da aynı şekilde övgüyle yerini almıştır" değerlendirmesinde bulundu.
'YAPAY ZEKA SİSTEMLERİ SAYESİNDE ÖĞRENCİ HAREKETLERİNİ TAKİP EDEBİLİYORUZ'
Bakan Tekin, bakanlık bünyesinde elektronik dönüşümü sağlamak adına; e-Okul, MEBBİS, EBYS, CBS, EBA, ÖBA, HEMBA sistemlerinin hayata geçirildiğini işaret ederek, "Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda teknolojiyi yöneten değil teknolojiyle yöneten bir yapıya geçişin somut çıktılarından birisi olan Bakanlık Yönetim Sistemi'ni (BYS) hayata geçirdik. Bakanlık Yönetim Sistemi, Bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatı yöneticileri için tasarlanan eğitim öğretim, insan kaynakları, fiziki altyapı gibi konularda ortaya çıkabilecek sorunları önceden tespit ederek uyaran ve veriye dayalı çözüm önerileri sunan Coğrafi Bilgi Sistemleri'yle entegre, yapay zeka destekli bir karar destek sistemidir. BYS, içerisinde bulunan iş zekası modülüyle temel istatistiklerinin ötesinde ana performans göstergelerini bütüncül bir biçimde izlememize, bu göstergelerdeki anomalileri otomatik olarak saptamamıza ve anomalilerin veriye dayalı olası nedenlerini ayrıştırmamıza imkan vermektedir. Kişisel verileri koruma hassasiyetlerini en üst düzeyde riayet ederek yürüttüğümüz veri entegrasyonu sayesinde sistem konum verileriyle entegre çalışmakta, böylece veri kıymetlendirme kalitesi artmakta ve çıktılar karar verme süreçlerinde etkin biçimde kullanılmaktadır. Örneğin halihazırdaki öğrencilerimizin doğum verileri ve oranları dahil sonraki yıllardaki çağ nüfusu verilerini kullanarak 18 yıllık, 2053 yılı için tahminlere dayalı çalışmalar yapabilecek haldeyiz. Halihazırda öğrenci hareketleri, devamsızlık, akademik başarı gibi göstergeleri anlık izleyip Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin gereği olarak yerinde ve zamanında müdahale, yönlendirme, iyileştirme çalışmalarını sürdürebiliyoruz" ifadelerini kullandı. Bakan Tekin ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı 2026 yılı bütçesinin 1 trilyon 943 milyar 965 milyon lira olduğunu söyledi. Tekin'in sunumunun ardından toplantı, milletvekillerinin görüş ve önerileriyle devam ediyor.
KOMİSYONDA GERGİNLİK
Milletvekillerinin değerlendirmelerde bulunduğu bölümde konuşan TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, "Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü üzerine kompozisyonlar yazacaklar, süslü püslü resimler yapacaklar. Bu sene sizin yarattığınız yoksulluk yüzünden okulsuzlaşan 1 milyon çocuğun böyle bir imkanı olmayacak, sizin yüzünüzden devlet eliyle çocukları ölüme gönderdiğiniz MESEM'lerde sayısı 3 milyona dayanan çocuk işçilerin böyle bir lüksü olmayacak, sadece bu sene çalışırken katledilen 82 çocuğun böyle bir lüksü olmayacak. Aynı ifadeleri kullanıyorum ve altını da çiziyorum. 82 çocuk öldü bu ülkede, 16'sı siz bakanken öldü. Daha ağırını söylüyorum; bu 16 çocuğun doğrudan faili Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'dir" ifadelerini kullandı.
BAKAN TEKİN KOMİSYONU TERK ETTİ
Ardından Bakan Tekin araya girerek, "Sayın Başkan, kusura bakmayın. Böyle terbiyesizlik olmaz" diyerek komisyon toplantısını terk etti. TİP'li Sera Kadıgil ise 'Sensin terbiyesiz. Elimdeki çocuğun suratından utanacaksın ilk önce" dedi. Yaşanan tartışmanın üzerine Komisyon Başkanı Mehmet Muş, birleşime 5 dakika ara verdi.
KOMİSYON TOPLANTISI DEVAM EDİYOR
Aranın ardından komisyon yeniden toplandı. Bakan Tekin, toplantıya geri dönerken, TİP'li Sera Kadıgil konuşmasına devam etti.
'KIRICI OLUYOR'
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Komisyon toplantısı boyunca milletvekillerinin eleştirilerine saygı çerçevesinde dinlediğini belirten Bakan Tekin, "Ben de konuşurken kişisel düşüncelerimi ifade edeceğim, ben de aynı saygıyı beklediğimi özellikle ifade ediyorum. Kimsenin sözünü kesmedim, bir arkadaşımız hariç, o da çok kaba bir ifade kullandığı için rahatsız oldum, onun dışında hiç kimsenin sözünü kesmedim. Biz burada koskoca bir Milli Eğitim Bakanlığı olarak Genel Müdürlerimiz, Bakan Yardımcılarımız, istatistiksel veri hazırlayan uzmanlarımız, uluslararası raporları takip eden, değerlendiren uzmanlarımızla birlikte buraya gelmeden önce ciddi hazırlıklar yaparak sizlere özet de olsa bazı bilgiler veriyoruz. Bir kere şunu kabul etmiyorum; bizim verdiğimiz verileri değil, size sendikalardan gelen ya da daha kısıtlı imkanlarla elde ettiğiniz verilerle bizimkileri karşılaştırmanız mantıken tutarlı değil. Bir kere önce bunun altını çizeyim. İkincisi, ben 1994 yılından beri eğitimin içerisindeyim, üniversiteye araştırma görevlisi olarak başladım ve birçok üniversitede öğretim üyesi olarak çalıştım; Millî Eğitim Bakanlığında 5,5 yıla yakın bir süre müsteşarlık yaptım. Dolayısıyla, bu konuda lütfen bizim de en az sizin kadar Türkiye'deki eğitim-öğretim sisteminin bilimsel, laik, demokratik ve çağdaş bir eğitim sistemi kurgulamaya çalıştığımızı lütfen kabul edin. Defalarca bununla ilgili açıklama yapmamıza rağmen, defalarca bu konuda sizlere meramımızı anlatmamıza rağmen Cem Karaca'nın şarkısındaki gibi sizler kendinizi her şeyi bilen, bizleri ise hiçbir şey bilmeyen insanlar pozisyonunda lütfen değerlendirmeyin, bu gerçekten kırıcı oluyor" ifadelerini kullandı.
'PROTOKOL YAPTIĞIMIZ YAPILARI 'CEMAAT' YA DA 'TARİKAT' OLARAK KODLAMANIZ SİZİN İDEOLOJİNİZ'
Milli Eğitim Bakanlığı ile sivil toplum kuruluşları arasında imzalanan protokollerden bahseden Bakan Tekin'e, muhalefet milletvekilleri işbirliği yapılan STK'ların 'tarikatçı' olduklarını söyledi. Bunun üzerine Bakan Tekin, şöyle devam etti:
"Çok ayıp, benim biraz önce okuduklarım hangi cemaatti? Bakın, ben diyorum ki: ben hukuken bir protokol imzalayabilmek için karşımda bir gerçek ya da tüzel kişi olmak durumunda. 'Cemaat' ya da 'Tarikat' diye bir tüzel kişilik var mı, nasıl imzalayacağız, kiminle imzalayacağız arkadaşlar? Protokol yaptığımız yapıları, 'Cemaat' ya da 'Tarikat' olarak tanımlamak sizin kendi ideolojik kodlamanız, o sizin takdirinizdir. Ben hukuk devleti sınırları içerisinde ilgili kamu kurumlarının 'Sivil toplum' olarak tanımladığım, aksine hiçbir belgenin olmadığı bir durumun içerisinde olmam eğer Vakıflar Genel Müdürlüğü bir vakfı kapatırsa protokolümüz varsa iptal ederiz; bu, bir. İki, burada geçen bütçede de açıklamama rağmen alenen, göstere göstere bazı arkadaşlar yalan söylüyorlar, diyorlar ki, 'Cemaatlere ya da tarikatlara para aktardınız, kaynak aktardınız.' Ben geçen yıl da söyledim, dedim ki, bir tane bir tane vakıf gösterin, bir tane dernek gösterin eğer protokolümüzü iptal etmezsek bakın, hiçbir şey bilmiyorum, bunun altını çizerek söylüyorum. Biz hiçbir sivil toplum örgütüne Milli Eğitim Bakanlığının ya da kamunun bütçesinden zerre miktarı kaynak ayıracak bir protokol yapmayız. Sivil toplum örgütleri arasında da bize yakın, bize uzak, bilmem ne ayrımı yapmayız, ben hukuk devletinin formasyonu içerisinde davranıyorum."
'BELEDİYELERİN YAPTIĞIMIZ PROTOKOLÜN ŞARTLARINA UYMASINI İSTİYORUZ'
Bakan Tekin, belediyelerle protokol yapmamaları üzerine gelen eleştirileri değerlendirerek, "Belediyelerle protokol yapıyoruz ancak bir belediyenin yaptığımız protokolün şartlarına uymasını istiyoruz. Belediyeye diyorum ki, 'Bir ilçe belediyesisiniz, siz bu ilçedeki hangi okullara, ne tür hizmet verecekseniz söyleyin, biz protokole yazalım.' Bir tane okula hizmet verip, şimdi Ankara Büyükşehir Belediyesi ile geçen yıl bir tartışma yaşadık, biliyorsunuz. Benim tespitime göre 13, Başkanın tespitine göre 80 küsur okulda bir gün temizlik yapmış belediye ve şöyle söylediler, 'Ankara'daki okulları biz temizliyoruz.' Peki, Ankara'da kaç okul var? Bakın, Ankara'daki bütün okulların temizliğini yapma protokolü yapıyorsanız yapalım. 'Yapamayız.' O zaman, kusura bakmayın yani böyle bu şekilde doğru değil" diye konuştu.
'15 MİLYON İSTANBULLUNUN KİŞİSEL VERİLERİNİ SATAN BİR KİŞİYE NİYE BİR ŞEY DEMİYORSUNUZ?'
Karma eğitim ile ilgili yaptığı açıklamaların çarpıtıldığını dile getiren Bakan Tekin, ihtiyaç duyulması halinde kız ve erkek ortaokullar açılabilmesinin hükmünün var olduğunu ekledi.
Diploma ve denkliklerde sahtecilik ile ilgili sorulara cevap veren Bakan Tekin, "Ben Millî Eğitim Bakanlığı olarak, Erol Hocam YÖK Başkanı olarak bu konudaki her olayın arkasında soruşturmamızı açtık, gereğini yapıyoruz. Peki, ben bir soru soracağım: 15 milyon İstanbullunun kişisel verilerini, siyasi çıkarları uğruna satan bir kişi için niye bir şey demiyorsunuz? Ben soruyorum, size söz geldiği zaman cevap verirsiniz, şimdi devam edelim. Siz hiç iftira atmıyorsunuz yani? İftira falan atmıyorum. Ben Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinden okuyorum" dedi.
'253 BİN 940 İŞLETME İNCELENDİ'
Bakan Tekin, köy okullarını açtıklarını kaydetti ve 1 öğrencinin olduğu köy okulu sayısının 41, 2 olan 81, 3 olan 122, 4 olan 158, 5 olan 204, 6 olan 196, 7 olan 241, 8 olan öğrencinin olduğu köy okulu sayısının ise 190 olduğunu vurguladı. Bakan Tekin, MESEM'lerde hayatını kaybeden çocuklar ile ilgili ise şu ifadeleri kullandı:
"Burada öyle bir şey yapıyorlar ki, biz de bir babayız, ben bir öğretim üyesiyim, bir eğitimciyim ve bu olayların hepsinden en az sizler kadar rahatsız oluyoruz ve bununla ilgili de gerekli tedbirleri, gerekli soruşturma süreçlerini yürütüyoruz. MESEM'lerle ilgili olarak ben şunu söyleyeyim: MESEM'e kaydolmak için 14 yaşını doldurmuş olmak şartı var. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün Asgari Yaş Sözleşmesi'nin 6'ncı madde hükümlerine uygun olması sebebiyle bu sınır 14'tür. Buradan hareketle devam ediyorum. Anayasamız başta olmak üzere, uluslararası sözleşmeler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca koordine edilen, takibi yapılan iş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili yasal düzenlemeler doğrultusunda bütün bu işletmeler MESEM kapsamında veya bizim protokol okullarımızdaki iş yeri ve beceri eğitimlerinin tamamı bu mevzuata uygun olarak tasarlanmak zorundadır. Biz bir iş yerinde buna izin vereceksek bütün bu taramaları yapıyoruz ve bunu da şikayetler dışında, rutin olarak her dönem yapıyoruz. Mesela, bu yıl 253 bin 940 işletme incelenmiş ve bunların içerisinden 23 bin 252 tanesi koşulları yerine getirmediği için kapatılmıştır. Olmaması için biz gerekli tedbirleri alıyoruz, elimizden geleni yapıyoruz. Daha yapıcı olmanızı en azından ben arzu ederim."
'10 KASIM İLE İLGİLİ BİR ART NİYET YOK'
10 Kasım tarihinin tatile denk getirildiği yönündeki eleştirileri cevaplayan Bakan Tekin, "Bizim 10 Kasım’la ilgili herhangi bir 10 Kasım’a tatili denk düşürmek gibi bir hedefimiz yok. Bakın, geçen yıl pazara denk düşmüştü. Onu da mı biz yaptık? Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda buna daha çok dikkat edeceğimizi söyleyip geçeyim bu kısmı, burada kesinlikle bir art niyet olmadığını söyleyeyim. 10 Kasım’la ilgili şunu da söyleyeyim arkadaşlar. Biz 4-8 Kasım haftası Atatürk'le ilgili okullarımızda etkinlik yapılması, anma etkinliklerinin yapılmasıyla ilgili okullara yazı gönderdik. Sonra, cumartesi günü tekrar dedik ki, 'Bakın, okullarımızda 10 Kasım günü etkinlik yapmak isteyen okullarımız halka açık, isteyen gönüllülük esasına göre etkinlik yapabilir.' Ancak bir siyasi parti, 'Biz parti olarak okulda etkinlik yapacağız' dediğinde bu artık bizim müdahale etmemiz gereken bir şeydi ve bizim engel olmaya çalıştığımız şey buydu" değerlendirmesinde bulundu.
'OKULLARIMIZDA 130 BİN TEMİZLİK ELEMANI ÇALIŞIYOR'
Bakan Tekin, 2002 yılında devraldıkları eğitim sistemine ilişkin, "2002'de okullarımızda üç öğün yemek veriliyordu, biz kaldırdık. 2002'de bütün okullarımızda kadrolu temizlikçi vardı, biz kaldırdık. 2002'de bütün okullarda güvenlikçiler vardı, biz kaldırdık. Bakın, şu anda okullarımızda, 60 bin okulumuzda 130 bin temizlik elemanı çalışıyor. Lütfen, bizim size verdiğimiz bilgiler üzerinden hareket edin" ifadelerini kullandı.
BÜTÇE KABUL EDİLDİ
Bakan Tekin'in soruları yanıtlamasının ardından Komisyon Başkanı Muş, Milli Eğitim Bakanlığı ile ona bağlı kuruluşların 2026 yılı bütçe teklifini okuttu. Oylama sonucunda bütçe komisyonda kabul edildi. Başkan Muş, komisyonu, 21 Kasım saat 10.00'da toplanmak üzere kapattı. (DHA)








