Geri Dön
PolitikaCevdet Yılmaz: Yeni, sivil bir anayasayı savunuyoruz

Cevdet Yılmaz: Yeni, sivil bir anayasayı savunuyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yeni anayasa çalışmaları ile ilgili, "Bizim yaklaşımımız net; yeni, sivil bir anayasayı savunuyoruz, seçim beyannamemizde, parti programımızda da var. Daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyannamelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir mutfak çalışmasını sürdürüyoruz" dedi.

Cevdet Yılmaz: Yeni, sivil bir anayasayı savunuyoruz

TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçelerini görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Siyasi parti temsilcilerinin bütçe üzerine yaptığı değerlendirmelerin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı, sunum yaptı. Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşlarının devletin stratejik hedeflerine yön verdiğini, iç ve dış politikada önceliklerin belirlenmesi ile bakanlıklar arasında koordinasyonu sağladığını belirtti. Cevdet Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağladığı dinamizm ve hızlı karar alma kapasitesiyle bu sene mart ayında Dijital Dönüşüm Ofisini, İnsan Kaynakları Ofisini ve Finans Ofisini ilga ettik, bu 3 ofisi ortadan kaldırdık. Yatırım Ofisi ile Finans Ofisini birleştirdik, tek bir ofis haline getirdik, 'Yatırım ve Finans Ofisi' şeklinde. Diğer taraftan, İnsan Kaynakları Ofisini Personel Genel Müdürlüğümüzle entegre ettik, Dijital Dönüşüm Ofisimizi ise meclisimizden kanunu geçen Siber Güvenlik Başkanlığının bir parçası haline getirme yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu örnek de gösteriyor ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem. İhtiyaçlar, yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça, yeni değerlendirmeler yapıldıkça dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili çeşitli değerlendirmeler yapıldı, geçmişe göre daha az yapılıyor ama onu görüyoruz çünkü artık milletimizin çeşitli seçimlerde onayladığı, onay verdiği bir sistem olduğunu herhalde herkes artık daha fazla görüyor, kabul ediyor" ifadelerini kullandı.

'CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NİN AVANTAJINI GÖRÜYORUZ'

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulandığı günden bu yana jeopolitik gelişmeler, sağlık, ekonomi, deprem gibi alanlarda test edildiğini söyleyen Cevdet Yılmaz, "Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ancak hep altını çiziyorum; bu, daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor; daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine, tecrübelerle, yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem. Bir diğer husus da şu, bunun da altını çizmek isterim. İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var, iyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var" diye konuştu.

'SARAY DEĞİL, MİLLETİN EVİ'

Cevdet Yılmaz, bazı milletvekillerinin cumhurbaşkanlığı ile ilgili, 'Saray' kavramını kullanmasını hatırlatarak, "Tabii ki saray değil orası, milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve belki gelip bir gün görürsünüz ziyaret ederseniz. Ben zihninizde nasıl bir kurgu var bilmiyorum ancak orası bir çalışma mekanıdır. Bürokratlarımız, kamu görevlileri, çalışanlar var ve gece gündüz mesai harcıyorlar, ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar yürütülüyor. Siz, 'Saray' derken neyi kastediyorsunuz bilmiyorum ama benim ofisim orada, daha önce de bakanlıklar yaptım, hiçbir farkı yok, bir çalışma ortamı. Sonuçta o çalışma ortamında milletimize hizmet etmeye gayret ediyoruz" dedi.

'SAVUNMA SANAYİSİNDE YERLİLİK ORANI YÜZDE 82'

Cumhurbaşkanlığı bütçesi ile ilgili bilgiler veren Cevdet Yılmaz, savunma sanayi ile ilgili, "Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne kalkınma olur. Özgürlükler pahasına değil özgürlüklere zemin oluşturan bir ortam olarak güvenliği algılamamız lazım; insan odaklı bir güvenlik anlayışıyla hareket ediyorsak öyle anlamamız lazım. Ben üç temel işlevini görüyorum savunma sanayisinin: Birincisi, güvenlik elbette. Güvenli olmak için kendi teknolojinizi üretmek zorundasınız. Yakın tarihte başkalarının araçlarıyla kendilerini savunmaya çalışanların ne tür durumlara düştüğünü hep birlikte gördük. Dolayısıyla güvenlikte kontrol önemli, milli bir kontrol son derece önemlidir. İkincisi, bağımsız dış politikadır. Milli, yerli bir savunma sanayisi olmayan bir ülkenin bağımsız dış politikası olmaz, olamaz. Dolayısıyla, dış politikada nasıl bağımsız olacağız? Kendi milli unsurlarımızı geliştirerek bunu yapacağız. Son 23 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle yüzde 20'lerden yüzde 82'lere çıkan yerlilik, millilik oranı güçlü bir siyasi iradeyle oldu, kararlılıkla oldu; iyi stratejiler, öncelikler tayin ederek oldu. Ve bugün sadece güvenlik değil, sadece dış politika değil, refah açısından da önemli bir sektör haline geldi. Bakın, sadece bir rakam söyleyeyim size. 2024 yılında ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 30 arttı. Yani 7,2 milyar dolara ulaştı; bugün kasım ayı itibarıyla 7,5 milyar ancak şu anda 8,5 milyar dolar civarında bir ihracata gelmiş durumdayız. İnşallah, yakında, önümüzdeki yıllarda çift haneli ihracatları göreceğiz. Bu niçin önemli? Geçmişte paramızı verip alamadığımız savunma sanayi ürünlerini bugün biz dünyaya parası mukabilinde satar hale geldik" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yeni anayasa çalışmaları ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Bizim yaklaşımımız net; yeni, sivil bir Anayasa'yı savunuyoruz, seçim beyannamemizde, parti programımızda da var. Daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyannamelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz. Bunun asıl mekanı yüce Meclis'tir. Burada partiler arası bir komisyonun farklı bakış açılarını müzakere ederek, tartışarak ülkemize hak ettiği bir anayasayı kazandırmasını temenni ediyoruz. Geçmişte anayasada çok değişiklik yapıldı. Darbe sonrası yapılmış bir anayasaydı; o vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildi ama hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığın bir ölçüde zayıfladığını, iç yapısında yeni, daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi, gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojileri, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan, yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin ve daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalıdır hem de birey-devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalıdır. Ancak bu, bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan. Hem sistem eleştirileri yapıp hem de 'Anayasa çalışmalarına girmeyiz' diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem."

'CUMHURBAŞKANLIĞI BÜTÇESİ ESKİ SİSTEME GÖRE DAHA DÜŞÜK BİR BÜTÇEDİR'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin geçen yıllara göre arttığı yönündeki eleştirileri değerlendirerek, "Bu doğru değil, rakamlar sizi doğrulamıyor. Binde 1, binde 1,1-1,2 civarında bir harcama söz konusudur. Bu eski sisteme göre daha düşük bir bütçedir. Kaldı ki şunu da söylemek zorundayım. Cumhur İttifakı'nın adayı olan Cumhurbaşkanımız değil de rakibi seçilmiş olsaydı eğer şu anda 6 cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı, kim bilir kaç bakan olacaktı. 1990'lı yıllarda o koalisyon dönemlerinde 35-36'ları bulmuş, muhtemelen 30'un üstünde de bakan olurdu. Asıl, o zaman Cumhurbaşkanlığı makamı bir israf noktasına dönüşürdü. Bir de ilan edilen resmi cumhurbaşkanı yardımcılarının dışında da kimlere cumhurbaşkanı yardımcılığı sözü verildi, onu da bilmiyoruz, onları da eklerseniz çok daha fazla olur." ifadelerini kullandı.

'BELEDİYELER ASLİ İŞLERİYLE UĞRAŞMALI'

Cevdet Yılmaz, belediyelerle ilgili, 'Fantastik harcamalar yapmasınlar' yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Şunu çok açık ve net söyledim; lütfen, bir tarafını alıp bir tarafını bırakmayın. Belediyeler asli işleriyle uğraşmalı. Bir belediyenin asli işi vatandaşa temiz, sağlıklı içme suyunu ulaştırmaktır, trafik sorununu çözmektir, trafik çilesini bitirmektir, yol yatırımları yapmaktır, yeşil alanları artırmaktır, daha yaşanabilir bir şehir ortamı oluşturmaktır. Bu altyapıları bırakıp, bu önemli temel işleri bırakıp başka işlerle uğraşıyorlarsa doğru yapmıyorlar dedim. Siz bunu haklı buluyorsanız, aynı anlayışla devam edin. Ben ısrarla aynı şeyi söylüyorum" diye konuştu.

'KÜLLİYE AÇIK DEĞİL İFADESİ DOĞRU DEĞİL'

Bir milletvekilinin, 'Külliye halka açık değil' şeklindeki sözlerine ilişkin Cevdet Yılmaz, "Bir kere, 'Külliye açık değil' ifadesi doğru değil. Bir defa orada bir cami var, cuma dahil namazlar kılınıyor ve herkes geliyor. Kütüphane 7/24 açık, kongre merkezi açık. Ayrıca Külliye'nin daha resmi bölümlerini gezmek isteyenler için, Ali Mahir Bey de gezmek isteyebilir, o yüzden adresi söyleyeyim. 'Ziyaret.tccb.gov.tr' Turist veya vatandaşımız olsun, herkes bu siteye girebilir, 'Gezmek istiyorum' diyebilir ve bunlar belli bir sistem içinde gezdiriliyorlar. Yani, 'Vatandaşa açık değil' ifadeniz doğru değil. Lütfen, gezmek istiyorsanız bu siteye girebilirsiniz veya benden randevu istersiniz, ben gezdiririm" dedi.

'ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİN SINIRLARI KANUNLARLA KOYULMUŞ'

Cevdet Yılmaz örtülü ödenek sisteminin tüm ülkelerde olduğunu ve milli güvenliğe ilişkin ihtiyaçların karşılanması için kullanılan bir mekanizma olduğunu ekledi. Cevdet Yılmaz, "Ayrıca sınırsız bir mekanizma da değil, kanunlarımızla sınır konmuş. Nedir bu sınır? 'Bütçe başlangıç ödeneğinin binde 5'ini geçemez' diyor kanunlarımız. Ayrıca Cumhurbaşkanımız geçen yıl itibarıyla 2024 yılında genel bütçe başlangıç ödeneğinin on binde 5'ini kullanmış. Bakın binde 5 sınır, on binde 5'ini kullanmış, limitin 10 kat altında bir kullanım söz konusu. Bu yıl itibarıyla on binde 3 civarında kullanım, sanki bütçenin tamamı, büyük bir kısmı bu işlere harcanıyormuş gibi ifadeler doğru değil ama ihtiyaç oldukça da elbette kullanılacak, tüm ülkelerin kullandığı gibi. Diğer yandan Cumhurbaşkanlığımızda standart olarak 20 taşıt konuyor, bir ihtiyaç veya acil bir şey olabilir diye 20 taşıt koyuyoruz. 2025 yılında 20 taşıt koymuşuz, şu ana kadar 1 tane bile alınmamış. NATO zirvesi geliyor, belki onun için bir ihtiyaç olursa bir alım yapılabilir, 'Yapılmaz' demiyorum ama genelde 20 taşıt konuyor, bir ihtiyat ödeneği olarak konuyor. Acil bir ihtiyaç çıkar, kullanılabilir diye konuyor ama geçmişe baktığınız zaman bunun pek de kullanılmadığını görüyoruz; bunları ifade etmiş olayım" değerlendirmesinde bulundu.

'EN KÜÇÜK YOKSULLUK ORANIYLA DA MÜCADELE EDECEĞİZ'

DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz'un kadınlar ile ilgili sorularını yanıtlayan Cevdet Yılmaz, "Kadınlarla ilgili meseleyi, sadece LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. İkincisi, küreselci söylemlerin etkisi altındasınız. Geçmişe bakarsak oryantalist bir bakış açısıyla kendi toplumumuza bakıyorsunuz; bunları buradan ifade etmek isterim. Bu uzun bir entelektüel tartışma ama bakış açınıza, hiçbir şekilde katılmadığımı Kürt halkının da sizin bu bakış açınıza en küçük bir prim vermeyeceğini de buradan ifade etmek istiyorum. Diğer taraftan, açlık, yoksulluk sınırıyla ilgili konuşuldu. Türkiye geldiği nokta itibarıyla bir defa resmi olarak artık mutlak yoksulluğu ölçmüyor, göreli yoksulluğu ölçüyor. Medyan gelire göre yüzde 40'ın altı, 50'nin altı, 60'ın, 70'in altı gibi. Gelişmiş ülkeler de böyle yapıyorlar, mutlak yoksulluğu ölçmüyorlar artık, göreli yoksulluğu ölçüyorlar. Türkiye'de açlık ve yoksulluk sınırı dediğiniz TÜRK-İŞ'in yaptığı hesaplamalar. Yoksulluk olarak hesapladığı '97 bin' diyor. Yani neredeyse 2 bin 500 dolara yakın bir geliri olanı yoksul olarak tarif ediyor. Siz, '5 bin dolar da' dersiniz, açık artırmaya da çıkabilirsiniz, tüm toplumu da yoksul ilan edebilirsiniz. Ama bir uluslararası ölçüte, istatistiğe dayalı bir yaklaşım değil bu; sendikal olarak hazırlanmış, muhtemelen sendikal taleplerine baz teşkil etmek üzere yapılan çalışmalar. Bu şu anlama gelmiyor: Biz elbette en küçük yoksulluk oranıyla da mücadele etmeye devam edeceğiz. Güçlü bir sosyal politikayla yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

BÜTÇE KABUL EDİLDİ

Genel Kurul'da Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı ile ona bağlı kuruluşların 2026 Yılı Bütçesi tekliflerini ayrı ayrı okuttu. Oylama sonucunda Cumhurbaşkanlığın bütçesi kabul edildi. Meclis Başkanvekili Bozdağ, birleşimi yarın saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.