Geri Dön
Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatandaşlarımız müsterih olsun, kimse mağdur olmayacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatandaşlarımız müsterih olsun, kimse mağdur olmayacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'da ilk etapta inşa edilen deprem konutlarının teslimine katıldı. Erdoğan, "Defne Hastanesi ile ilgili ne dediler? 'Yok öyle bir şey' dediler. Ne oldu, Defne'yi yaptık mı? Yaptık. Açılışını bizzat bu kardeşiniz, bakanıyla tüm ekibiyle gerçekleştirdi mi? Gerçekleştirdi. Çünkü biz yalan üzerine hiçbir zaman hakikati bina etmedik. Bu hususta vatandaşlarımız müsterih olsun. Devletlerine ve bize güvensin. Kimsenin hakkı yerde kalmayacak, kimse mağdur olmayacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatandaşlarımız müsterih olsun, kimse mağdur olmayacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin ardından, Hatay'da ilk etapta inşa edilen deprem konutlarının teslim törenine katıldı. Erdoğan'a Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da eşlik ettik. İlk kura çekim ve anahtar teslim töreni Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Törende bir konuşma yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, büyük bir felaket yaşandığını, 9 saat arayla meydana gelen iki ayrı depremin çok uzun ve şiddetli olduğunu hatırlatıp, Hatay’ın küllerinden yeniden doğduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise 7/24 çalışıp ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiklerini belirterek, “Nasıl sellerde yangınlarda afetzedeleri mağdur etmediysek sizleri de inşallah sıcak yuvalarınıza kavuşturacağız “dedi.

Daha sonra ilk kura çekim ve anahtar teslim töreni Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Burada konuşan Erdoğan, yaklaşık 1 yıl önce 6 Şubat gününün erken saatlerinde Kahramanmaraş merkezli depremlerde kaybedilen canların acısının ilk günkü tazeliğiyle yürekleri yakmaya sürdürdüğünü kaydetti. Erdoğan, "Buradan depremde kaybettiğimiz 53 binin üzerindeki vatandaşımızın her birine Allah'tan rahmet yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Asrın felaketinde yaralanan 107 binin üzerindeki vatandaşımıza da geçmiş olsun dileklerimi tekrarlamak istiyorum. Deprem 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 7 bine yakın köy ve mahallemizde ağır yıkıma yol açarken, 14 milyon vatandaşımız afetten doğrudan etkilendi. Öyle ki depremde yıkılan 39 bine yakın binanın 26 bininde arama kurtarma faaliyeti yürütülmesi gerekmiştir. Ayrıca 200 binden fazla ağır hasarlı binayla karşılaşılmıştır. Deprem bölgesine 1 milyon çadır gönderilmiş, 215 binin üzerinde konteyner kurulmuş, 349 bin haneye kira yardımı yapılmış, taşınma ve destek ödemelerinde bulunulmuştur. Büyük felaketten ve büyük acılar aynı zamanda milletimizin birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin, gücünün sınandığı dönüm noktalarıdır. Hamdolsun, milletimiz bu acı ve bir o kadar da tarihi sınamayı başarıyla vermiştir. Asrın felaketini, asrın dayanışmasına dönüştürerek o zor günlerin geride kalmasını temin ettik. Devletimiz tüm imkanlarıyla anında harekete geçerken, Türkiye tek yürek, tek bilek olmuş milletimiz depremzede kardeşlerinin yanına koşmuştur. Toplamda 650 bin personel deprem bölgesindeki müdahale çalışmalarında görev aldı. Aralarında 11 bin 500'ü yabancı ekip mensubu başta olmak üzere 35 bin 250 arama-kurtarma personelimizin 142 bin güvenlik görevlimizin, sağlıkçılarımızın, madencilerimizin, ormancılarımızın, gönüllülerimizin bulunduğu bu kardeşlerimizin hepsine şahsım, milletim adına teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde 20 bin iş makinesi ve araç, 141 helikopter, 182 uçak, 23 gemi bölgede yürütülen çalışmalara katıldı. Deprem bölgesine 150 bin TIR yardım malzemesi gönderilirken, 20 bin gıda kolisi dağıtıldı. Günde 4 milyon kişiye yemek hizmeti sunuldu. Esasen bu afet bir yönüyle de dünyanın en büyük arama-kurtarma ve iyileştirme operasyonudur. Afet sonrası hem enkaz kaldırma hem yeniden inşa çalışmalarının en hızlı yönetildiği örneği, hep birlikte yaşadık. Depremin ardından şehirlerine, ailelerine, işlerine, arazilerine sahip çıkarak şartların zorluğuna rağmen yerlerinden yurtlarından ayrılmayan vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Kısa süreliğine ayrılsa da geri dönüp, dört elle memleketine sarılan kardeşlerimiz de teşekkürü hak ediyor. Bu afet bize verdiği pek çok dersin yanı sıra ülkemizde devlet, millet dayanışmasının aksi yöndeki tüm gayretlere rağmen en üst düzeyde olduğunu da göstermiştir. Sayısız insanımız ya kendi iradesiyle bizzat gelerek ya çeşitli yollarla destek sağlayarak, en önemlisi duası ve gözyaşlarıyla depremzede vatandaşlarımızın acısını paylaşmıştır. Böylesine vefalı, böylesine diğergam, böylesine fedakar bir milletin ferdi olmaktan iftihar ediyoruz. Mutlulukların paylaşarak çoğalması gibi acıların da paylaşarak katlanılır hale geldiğini yaşayarak gördük, öğrendik. Rabbim ülkemize ve milletimize böyle afetler yaşatmasın. Böyle imtihanlara maruz bırakmasın diyoruz" dedi.

'7 BİN 275 HAK SAHİBİNİN KONUTUNUN ANAHTARINI TESLİM EDİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay'ın can kaybı ve yıkılan bina sayısı bakımından depremden en büyük zararı gören şehir olduğunu belirtirken, "Depremden sonraki ikinci gün Hatay'a geldiğimizdeki karşılaştığımız tabloyu asla unutmadık, unutmayacağız. İnsanlık tarihinin en kadim yerleşim yerleri arasında bulunan Hatay'ın yaşadığı yıkım gerçekten çok büyüktü. Bu büyük felaketin ardından Hatay'ın halini görüp, gözleri yaşarmayanın yüreği daralmayanın kalbi kurumuş demektir. Tabi depremin ardından önceliğimizi arama-kurtarma faaliyetlerine, kış şartlarının daha da elzem hale geldiği acil ihtiyaçların karşılanmasına verdik. Hatay'da kurulan ve dağıtılan çadır sayısı 286 bin. Konteyner sayısı 57 bini bulurken, 38 bin kişiyi de yurtlarda ve kamu tesislerinde misafir ettik. Ayrıca kırsal bölgelerde 14 bin 664 konteyner kurarak, 57 binin üzerinde insanımıza geçici yuva sağladık. Takip eden aylarda Hatay'ı tekrar tekrar ziyaret ederken, sizlere kaybettiğimiz canları elbette geri getiremeyiz. Ama onun dışındaki tüm kayıpları telafi etmek boynumuzun borcudur sözünü vermiştik. Toprağa verdiğimiz canlarımızı Fatihalarla, dualarla hüzünle yad ederken, sizlere verdiğimiz sözleri birer birer yerine getirmek için de canla başla çalıştık çabaladık. Bir yandan enkazları kaldırırken, diğer yandan süratle yeniden inşa ve ihya faaliyetlerine başladık. Bugüne kadar şehirde yıkılan 14 bine yakın binanın acil yıkılacak ve yıkık, yaklaşık 23 bine yakın binanın ayrıca ağır hasarlı, 56 binin üzerindeki binanın yüzde 97'sinin enkazlarını kaldırdık. Yapılan tespitler ışığında Hatay'da 135 bin 589'u konut, 15 bin 599'u işyeri ve 777'si ahır olmak üzere toplamda 150 bine yakın hak sahibi belirledik. Yapılan detaylı çalışmaların ardından deprem bölgesi genelindeki kesinleşmiş hak sahibi sayımızı ise 390 bin olarak netleşmiştir. Bugünkü kura törenimizde 6 bin 572'si il, ilçe merkezlerimizde, 703'ü de kırsalda olmak üzere 7 bin 275 hak sahibinin konutunun anahtarını teslim ediyoruz. Hak sahiplerine yeni yuvalarının hayırlı, uğurlu, bereketli olmasını, Evlerinde sağlıkla, mutlulukla, huzurla oturmalarını diliyorum" diye konuştu.

'VATANDAŞLARIMIZ MÜSTERİH OLSUN'

Depremde zarar gören şehirleri yeniden ayağa kaldırmak için çalışmaların kesintisiz süreceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölge genelinde halen yapımı süren 40 bin konutu da inşaatı tamamlandıkça peyder pey hak sahiplerine teslim edeceğiz. İnşallah, 2 ay içinde deprem bölgesi genelinde 75 bin konutun teslimini bitireceğiz. Amacımız takip eden dönemde de her ay 15-20 bin konut ve köy evini hak sahibiyle buluşturmaktır. Böylece temel atmasının üzerinden 1 yıl geçmeden inşaatları bitirme sözümüzü önemli ölçüde yerine getirerek, yıl sonuna kadar 200 bin evi teslim etmiş olacağız. Hatay'da ve diğer deprem şehirlerimizde yeni yerleşim yerlerinin inşası ve yerinde dönüşümle tüm hak sahiplerinin evlerine veya işyerlerine kavuşmalarını sağlayacağız. Defne Hastanesi ile ilgili ne dediler? Yok böyle bir şey dediler. Ne oldu? Defne'yi yaptık mı? Yaptık. Açılışına bizzat bu kardeşiniz bakanıyla tüm ekibiyle gerçekleştirdi mi? Gerçekleştirdi. Çünkü biz yalan üzerine hiçbir zaman hakikati bina etmedik. Bu hususta vatandaşlarımız müsterih olsun. Devletlerine ve bize güvensin. Kimsenin hakkı yerde kalmayacak, kimse mağdur olmayacak. Karşılıklı anlayışla, sabırla, gayretle, dayanışmayla üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur" ifadelerini kullandı.

'CUMHURİYETİN EN BÜYÜK KAZANIMI, HATAY'IN VATAN TOPRAKLARINA KATILMASI'

Deprem bölgesindeki şehirlerimizde sadece konut ve işyeri yapmakla kalmadıklarını, bu şehirlerin meydanlarını ve ana caddelerini tarihi ve kültürel dokularına uygun şekilde yeniden düzenlediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu şehirlerimizin altyapısını ayağa kaldırmak için İller Bankamızın vasıtasıyla mahalli idarelerimize 56 milyar liralık hibe desteği veriyoruz. İnşallah bu yaz ayları, deprem bölgesi şehirlerimizde tam bir altyapı seferberliğiyle geçecektir. Depremin yol açtığı yıkımı, şehirlerimizin derlenip toparlanması, vizyon sahibi kentlere dönüşmesinin vesilesi kılmanın peşindeyiz. Çünkü bin yıllık vatanımız olan bu toprakları, bizden sonra da asırlar boyunca hayatlarını sürdürmek üzere evlatlarımıza miras bırakacağız. Şehirlerimizi ne kadar tarihi ve kültürel zenginliklerini korunarak, kimlikli yerleşim yerleri olarak geleceğe taşıyabilirsek kendimizi o derece vazifesini hakkıyla yapmış sayacağız. Yaşadığımız her felaket, maruz kaldığımız her saldırı, başımıza gelen her musibet, bize milli birliğimizin ve devletimizin gücünün önemini hatırlatıyor. Cumhuriyetimizin en büyük kazanımı, Hatay'ın vatan topraklarına katılmasıydı. Türkiye Yüzyıl’ında Hatay'ın da içinde bulunduğu vatanın her karışını üzerinde güvenle, huzurla, müreffeh şekilde yaşayacağımız bir ülke haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Sıkıntılarımız eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama hamdolsun 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diye ifade ettiğimiz büyük ve güçlü Türkiye'ye ulaşma azmimiz hepsinin üzerindedir. Ülkemizin potansiyeli de imkanı da gücü de bu hedefe ulaşmamıza yeter. Tek ihtiyacımız saflarımızı sıklaştırarak birlik ve beraberlik içinde çok çalışmaktır. Türkiye bilhassa son 21 yıldaki atılımlarıyla siyasi, ekonomik, askeri olarak bölgesel ve küresel bir güç haline gelme yolunda önemli mesafe katetti. Şimdi bunu tekamül ettirerek, ülkemizi her bakımdan en güçlü 10 ülkesi arasına dahil etme aşamasındayız. Hedeflerimize doğru azimle yürürken, deprem afeti, terör saldırıları ekonomik tuzaklar başta olmak önümüzdeki muhtemel tehditleri de birer birer bertaraf etme kararlılığındayız.''

'ALATLI'NIN VASİYETİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yazar Alev Alatlı'nın millete emanet ettiği vasiyetini paylaştı. Alatlı'nın sözleri şöyle:

"Güneş her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat değil, devirli bir oluşumdur. Gün olur, en gerideki en öndekinden ileride olur. Siz istihkâmlarınızı güçlendirin, zor zamanları fırsata çevirin. Aziz ülkemizi ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütününe bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır Türkiye’nin. Mademki son temsilcileriyiz gezegenin iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin."



ERDOĞAN: DEPREM BÖLGEMİZİN ÜZERİNE TİTREDİK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem konutlarının teslim töreninin ardından Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İskenderun Devlet Hastanesi Açılış Töreni'ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, "Deprem konutlarının inşası şehrimizin dört bir yanında devam ediyor. Devletimizin tüm kapasitesini adeta deprem bölgesine yığmış durumdayız. Çeşitli sıkıntılarla, meşakkatlerle karşılaşıyor olsak da hedefimizden asla kopmuyoruz. Amacımız mümkün olan en kısa sürede Hatay başta olmak üzere tüm depremzede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır. Depremin illerimizde ve vatandaşlarımızın gönül dünyasında açtığı yaraları süratle sarmanın derdindeyiz. 6 Şubat'tan bu yana geçen yaklaşık 1 yıllık süreçte bu çabamızdan en küçük bir taviz vermedik. 18-28 Mayıs seçimleri sürecinde birileri buraları kullanışlı siyasi malzeme olarak görürken biz adeta deprem bölgemizin üzerinde titredik. Hükümeti kurduktan sonra kabine toplantılarımızın hemen hepsinde Hatay'da ve diğer vilayetlerimizde devam eden çalışmalarımızı değerlendirdik. Bakan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiler doğrultusunda gerekli talimatları vererek inşa ve ihya sürecinin bugünlere gelmesini sağladık. Depremin ilk safhasını nasıl asrın dayanışmasıyla atlatmışsak, inşallah içerisinde bulunduğumuz süreci de asrın birlikteliğiyle başarıyla yöneteceğiz. Biz millet olarak tarih boyunca nice badirelere göğüs gerdik. Biz her türlü yokluk ve imkânsızlığa rağmen nice destanlar yazdık. Allah'ın izniyle bu meşakkatli dönemin üstesinden de alnımızın akıyla hep birlikte geleceğiz. Bundan en küçük bir şüphe duymuyorum. Türkiye devleti ve milletiyle bunu başarabilecek kapasiteye fazlasıyla sahiptir" dedi.

'İKİ ÖNEMLİ SAĞLIK YATIRIMINI AÇIYORUZ'

Hatay'da iki önemli sağlık yatırımını hizmete açmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi 126'sı yoğun bakım, 39'u diyaliz, 68'i acil yatağı olmak üzere toplam 550 yatak kapasitesine sahiptir. Hastanemiz 129 bin metrekare arsa alanı, 65 bin 350 metrekare kapalı alanı ve bir helikopter pistiyle hizmet verecektir. Hastanemizde 12 ameliyathane, 76 poliklinik, 2 anjiyo cihazı, 2 MR cihazı ve 13 röntgen cihazı bulunuyor. Diyaliz ünitesinden yanık merkezine tam kapsamlı laboratuvardan fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesine anjiyo ve onkoloji ünitesinden inme ve kalp merkezine pek çok özellikli hizmetin sunulduğu hastanemizin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bugün resmen devreye aldığımız ikinci sağlık kuruluşumuz İskenderun Devlet Hastanesi'dir. Bu hastanemiz 31'i yoğun bakım yatağı olmak üzere toplam 200 yatak kapasitesine sahiptir. Arsa alanı 30 bin metrekareyi, kapalı alanı 17 bin metrekareyi bulan İskenderun Devlet Hastanemiz, 7 ameliyathane, 42 poliklinikle ilçemize hizmet verecektir. İleri tıp teknolojilerine ve gelişmiş imkânlara sahip bu hastanemizin de İskenderunlu kardeşlerimizle birlikte tüm Hatay halkına hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.

'UTANÇ VERİCİ SAHNELER MİLLETİMİZDE DERİN İZLER BIRAKMIŞTIR'

Hükümet olarak Hatay'da ve diğer afetzede illerde sadece sahadaki zorluklarla değil, buradaki çalışanlarla atılan her adıma kulp takmak için pusuda bekleyen kötücül bir zihniyete karşı da mücadele ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu zihniyet yalnızca siyasi meselelerde karşımıza çıkmıyor. Deprem gibi 85 milyonun tamamını ilgilendiren bir konuda da karşımıza dikilebiliyor. Depremin açtığı yaraların sarılmasına destek vermek yerine eline geçirdiği her fırsatı eleştirmek için kullananları milletimiz de çok iyi tanımaktadır. 14-28 Mayıs seçim sürecinde de yaşanan utanç verici sahneler insanımızın hafızasında derin izler bırakmıştır. Sırf oy tercihlerinden dolayı akla ziyan hakaretlere uğrayan depremzede kardeşlerimizin yürek acılarının akşamdan sabaha kapanmayacağı açıktır. Defne Hastanemizle ilgili yürütülen tezvirat yine bu ziyaretin ve bu zihniyetin meseleye nasıl baktığını ortaya koymuştur. Benzer örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Asrın felaketini yaşamış, 53 binden fazla canını toprağa vermiş bir millet olarak böyle konuları konuşmamamız gerektiğine inanıyorum. Hatay'ın derdine derman olmak her türlü siyasi muahezenin üstündedir. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup olursak olalım, hep birlikte omuz omuza verip bu zor günlerin üstesinden gelmemiz gerekiyor. İktidarın eksiği varsa bunu muhalefet tamamlayacak, belediyenin yetişemediği yerde merkezi hükümet devreye girecek. Resmi kurumların zorlandığı hususlarda sivil toplum örgütleri sorumluluk üstlenecek. Hülasaten 85 milyon asrın birlikteliğini sergileyerek, şehirlerimizi en kısa sürede ayağa kaldırmanın yollarını arayacağız. Nasıl eleştirebilirim demek yerine, ben ne yapabilirim, nasıl katkı sunabilirim anlayışıyla bu meseleye yaklaşacağız. Bunu başardığımızda hedeflediğimizden de çok kısa sürede depremin izlerini sileceğimizden şüphe duymuyorum. Bugün buradan da şu samimi çağrıyı yapmak isterim; Türkiye'deki muhalefeti deprem konusunda polemik yapmak yerine, vicdanlı, insaflı ve sorumlu davranmaya davet ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından İskenderun'da yapımı tamamlanan İskenderun Devlet Hastanesi'nin de açılışı video konferans yöntemiyle yapıldı..

'MERKEZİ VE YEREL YÖNETİM EL ELE VERMEZSE O ŞEHRE HERHANGİ BİR ŞEY GELMEZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'da ilçe adayları tanıtım toplantısına katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayının Mehmet Öntürk olduğunu açıkladıklarını belirtti. Erdoğan, Öntürk'ü sahneye davet etti. Erdoğan, "Mehmet kardeşimizin Hataylıların teveccühüne mazhar olduğunu görmekten memnuniyet duyuyorum. Hatay kamu yatırımlarını noksansız alsa da maalesef yereldeki vizyon eksikliği nedeniyle potansiyelini açığa çıkarmakta zorlanan bir şehrimiz. İşte bir gerçeği sizlere şu anda söylüyorum. Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay, garip kaldı, mahsun kaldı. Şu anda Hatay'daki mevcut yerel yönetim maalesef şu deprem olayından sonra bad-el harab-ül basra oldu. Nerede belediye başkanı? Yok. İşte şimdi 31 Mart akşamı yeni bir dönemi ben inanıyorum ki Mehmet Öntürk kardeşim ve ekibiyle ayağa kaldıracaksınız" dedi.

'HATAY, CHP ZİHNİYETİNİN ELİNDE HEDER OLDU'

Hatay'ın uzun bir CHP zihniyetinin elinde heder olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah sizlerin de güçlü desteğiyle 31 Mart'ta Hatay'da yeni bir dönemin kapılarını aralayacağız. El ele gönül gönüle vererek Hatay'ın hizmet ve eser siyaseti hasretini bundan 56 gün sonra bitireceğiz. Belediyecilikle ülkemizin parmakla gösterilen diğer illerinde olduğu gibi Hatay'ın da her anında hep yanında olacak belediye başkanlarıyla yönetilmesini temin edeceğiz. Gerçek belediyecilik anlayışımızın özünde afetlere dayanıklı, dirençli, sağlam yerleşim yerleri inşa etmek vardır. Yeni nesil dijital teknolojilere uygun altyapılar tesis etmek vardır. Çocuklar, yaşlılar, engelliler, gençler ve kadınlar başta olmak üzere toplumun bütün kesimlerine yönelik sosyal belediyecilik hizmetlerini genişletmek vardır. Maddi ve manevi desteklerle aile müessesesini korumak vardır. Gerçek belediyecilik anlayışımızın temelinde çevreye ve tabiata duyarlı yönetim uygulamalarını yaygınlaştırmak vardır. Mimarisi estetikle yoğrulmuş, tarihi ve kültürel varlıkları korunmuş huzur, güvenli kentler kurmak vardır. Kırsaldaki hayat şartlarını yükseltip, insanımızın doğum büyüdüğü yerde kalmasını teşvik etmek vardır. Amacımız katılımcı, kaliteli, memnuniyet esaslı yönetimlerle şehirlerimizi geleceğe hazırlamaktır. Bunun için büyükşehir ne kadar önemliyse ilçe belediyeleri o derece kritik ehemmiyete sahiptir. Şehrin topyekûn kalkınabilmesi için hem iktidarla yerel yönetim arasında hem de yerelde merkezle ilçeler arasında uyumun olması vazgeçilmezdir. İnşallah Hatay'da da bunu başaracağız" diye konuştu.

'6'LI MASANIN YERİNDE YELLER ESİYOR'

Liderlerinin bir dönem birlikte şehirleri gezdiğini ifade ettiği 6'lı masanın dağıldığını belirten Erdoğan, "Cumhur İttifakı ise tüm sabotajlara, tüm çelme takma girişimlerine rağmen hamdolsun yoluna güçlenerek devam ediyor. Çünkü biz günlük çıkarlar etrafında değil ortak değerler etrafında bir araya geldik. Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek isterim. Cumhur İttifakı 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların ölüm kusan silahlarına karşı milli iradeyi korumak, milletimizin istiklal ve istikbaline sahip çıkmak gayesiyle kurulmuştur. Bizim ittifakımız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkesi etrafında güçlerini birleştirenlerin ittifakıdır. Bizde küçük hesaplar olmaz. Bizde kendi çıkarını ülkenin menfaatinin üstünde görme gafleti olmaz. Bizde bölücü örgütün güdümünde siyaset yapanlar demlenmek olmaz. Bizde siyasi kariyeri için tüm ilkelerini tezgâha koyan işportacı siyaset anlayışı asla ve asla olmaz. Bizim için asıl olan Türkiye ve Türk milletinin esenliği, huzuru ve bekasıdır. Bizim için asıl olan şehirlerimizin hak ettiği hizmetlere kavuşmasıdır. Bizim için asıl olan her bir vatandaşımızın kendini güvende hissetmesidir. Bu uğurda verdiğimiz ve başarıya ulaştırdığımız her mücadeleyi şeref payemiz olarak görüyoruz. Böyle bir hassasiyeti olmayanların durumunu sizler de takip ediyorsunuz. Siyaseti millet için değil de kendi ikballeri için yapanların içler acısı hali ortadadır. 8 ay öncesine kadar yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, Halil İbrahim sofrasından bahsediyorlardı. Bugün bakıyorsunuz hepsi de birbirine düşman kesildiler. 8 ay öncesine kadar Türkiye'yi birlikte yönetmekten ülkeye güya gerçek demokrasiyi getirmekten söz ediyorlardı. Bugün birbirlerinin seçim afişlerine dahi tahammül edemiyorlar. Daha düne kadar 13. Cumhurbaşkanımız diye adeta pamuklara sardıkları adayı, bugün Ankara'da bir ofisin 4 duvarı arasına hapsettiler. Aylar boyunca illeri beraber gezmişler. Beraber video çekmişler. İşin aslını bal gibi bildikleri halde seçim gecesi kazanıyoruz yalanını beraber söylemişlerdir. Sonra ne oldu? Yenilginin faturasını tek bir kişiye kesip el birliğiyle kendilerini temize çıkardılar. Meselenin trajikomik yanı Bay Kemal'in gemisini ilk terk edenlerin CHP listelerinden meclise sokarak en büyük iyiliği yaptığı siyasi yan kesiciler olmasıdır" diye konuştu.

'AYNI YERDE DİMDİK DURUYORUZ'

CHP ve eski ortakları arasında ne olup bittiği, hangi tartışmaların yaşandığının kendilerini ilgilendirmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz Cumhur İttifakı olarak dün nerede durduysak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. Biz dün neyi savunuyorsak, bugün de aynı değerlerin savunuculuğunu yapıyoruz. Biz Türk siyasetinin böyle bir duruma düşürülmesine üzülüyoruz. Beklentilerine cevap bulamayan muhalif seçmen de siyaset kurumuna karşı bir güvensizlik oluşuyor. Bundan da en büyük zararı demokrasimiz görüyor. Böyle bir tabloya seyirci kalamayız. Cumhur İttifakı olarak kendilerini muhalif sıfatıyla tanımlayan kardeşlerimize de ulaşmak onların da siyasi taleplerine çözüm üretmek onlara da umut vermek cesaret aşılamak mecburiyetindeyiz. Başkaları ne yaparsa yapsın, bizim yolumuz kardeşlik yoludur, muhabbet yoludur. 85 milyonun birlik ve dirliğini sağlama yoludur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarının ardından Hatay ilçelerinin belediye başkan adaylarını tanıttı.