Geri Dön
PolitikaKurtulmuş: TBMM hiçbir pazarlığın içinde olmadan sorumluluğunu yerine getirecek

Kurtulmuş: TBMM hiçbir pazarlığın içinde olmadan sorumluluğunu yerine getirecek

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "TBMM hiçbir pazarlığın içerisinde olmadan sürecin bitirilmesi ve bu ülkede ebedi, ezeli kardeşliğimizin tesis edilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir" dedi.

Kurtulmuş: TBMM hiçbir pazarlığın içinde olmadan sorumluluğunu yerine getirecek

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Toplantıya; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın yanı sıra Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği, Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı, Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı temsilcileri ile Diyarbakır Anneleri katıldı.

'TÜRKİYE TARİHİ BİR DÖNEME GİRDİ'

Kurtulmuş, komisyonun açılış konuşmasını yaparak, "Çok anlamlı bir şekilde ve sizlerin ittifak ile ortaya koyduğunuz görüş doğrultusunda, değerli şehit yakınlarını ve gazilerimizi dinleme fırsatı bulacağız. Türkiye, örgütün kendini feshetme kararından sonra tarihi bir döneme girdi ve komisyonumuzun kurulmasıyla birlikte çalışmalar TBMM çatısı altında yoğunlaştırıldı. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki eğer bugün bu noktaya geldiysek, terörün hiç olmadığı bir ülkeyi konuşabilir haldeysek, hiç şüphesiz bunu öncelikli olarak şehitlerimize borçluyuz. Büyük fedakarlıklarla canını bu vatan, bayrak, ülke için feda eden kahraman şehitlerimizi, her şeyden evvel rahmetle, şükranla ve minnetle yad ediyoruz. Eğer onların o kararlı duruşları ve mücadeleleri olmasaydı, bugün bu toplantı ve komisyon olmayacaktı. Belki bu kadar özgür bir şekilde, ülkemizin geleceğine ilişkin konuları ele almak ve konuşmak mümkün olmayacaktı. Bu açıdan şehitlerimizin her birisine minnet borçluyuz ama en az onlar kadar şehitlerimizin ailelerine de minnet borçlu olduğumuzu ifade etmek isterim. Ben de burada bulunan her biriniz gibi çok sayıda şehit cenazesine katılmış, şehit ailesi ile temas etmiş birisi olarak şunu iftiharla söyleyebilirim ki ne zaman bir şehit yakınına tabutunun başında, 'Başın sağ olsun' dediysek, hepsinden sanki ortak bir motto gibi, 'Vatan sağ olsun' cevabını aldık. Ailelerinin bu dirayeti olmasaydı, şehitlerimizin bu mübarek kanları vatanın bölünmezliği, ülkenin bütünlüğü için dökülmemiş olsaydı, bugün burada olmayacaktık" ifadelerini kullandı.

'PAZARLIK, AL VER OLMAMIŞTIR'

'Vatan sağ olsun' sözünün nesilden nesle aktarılan bir motto olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Vatanımız bölünmedi, bölünmeyecektir ve kıyamete kadar da birlik, beraberlik, kardeşlik içerisinde bu ülkede hep beraber yaşayacağız. Her birimiz hayatımız boyunca çok sayıda gazi kardeşimizle karşılaştık. Kimisinin eli, kolu veya vücudunda daha büyük yaraları olan ve bu yaralarıyla hayatlarının sonuna kadar yüzleşmek zorunda kalan gazilerimiz de her türlü takdirin, şükranın üzerinde büyük bir övgüye layıktır. Allah onlardan da razı olsun, sağlıklı uzun ömürler dilerim. Bu milletin en önemli unsurlarından birisi de 'Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim' diye mücadele alanlarına giden ve gazi olan kardeşlerimizdir. Onlar da milletimize emanettir. Ayrıca şunu çok net söylemek isterim ki; bu komisyon şu ana kadar 4'üncü toplantısını yapıyor, sürecin bu aşamasına kadar olan dönem boyunca herhangi bir şekilde pazarlık, al ver olmamıştır ve olmayacaktır. Bunu şehit ailelerimizin, gazilerimizin huzurunda ve onların şahsında 86 milyonun huzurunda bir kez daha söylüyorum; TBMM hiçbir pazarlığın içerisinde olmadan bu sürecin bitirilmesi ve bu ülkede ebedi, ezeli kardeşliğimizin tesis edilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Bu anlamda zor bir sürecin içerisinde olduğumuzu biliyorum. En önemli vazifelerimizden birisinin toplumsal rızayı artırmak, toplumsal duyarlılığı geliştirmek ve özellikle bu kardeşlik sürecine toplumun farklı kesimlerinin destek vermesini sağlamaktır. Bunun için TBMM'de bir siyasi parti hariç olmak üzere tüm siyasi partilerin katılımıyla bu geniş kapsamlı komisyon oluşturulmuş ve şimdiye kadar alınan bütün kararları da ittifakla alarak yoluna devam etmektedir" diye konuştu.

'YOLUMUZA BAŞARIYLA DEVAM ETMEMİZ GEREKİYOR'

Kurtulmuş, komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmaları aktardı ve sürece katkı sunabilecek kurumsal yapıların tamamını dinlemeye çalışacaklarını söyledi. Kurtulmuş, "Bu süreçte en çok dikkat etmemiz gereken hususlardan birisi, Türkiye'de kıyamete kadar barış ve kardeşliğin olmasını isteyenler gibi olmasını istemeyenlerin varlığı aşikardır. İçeride ve dışarıda bu sürecin başarısız olması için süreci zehirlemeye çalışanların olduğu biliniyor. Dolayısıyla burada özellikle bizlerin safları sıkılaştırarak bu konuda hiçbir eksik yaşanmadan yolumuza başarıyla devam etmemiz gerekiyor" dedi.

Kurtulmuş'un yaptığı açıklamaların ardından komisyon toplantısı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın sunumuyla devam ediyor.

BAKAN GÖKTAŞ: GAZİ MECLİS'İMİZİN İRADE KOYMASI SON DERECE KIYMETLİ

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, komisyonun yaptığı çalışmaların, ülkenin geleceğini şekillendiren ortak iradeyi yansıttığını belirtti. Türkiye'nin zor zamanlarda kenetlenebildiğini söyleyen Göktaş, "Kardeşlik olmadan ne dayanışma kalıcı olabilir ne de demokrasi sağlam temeller üzerine oturabilir. Demokrasi, tüm bu değerlerin koruyucu çatısıdır. Demokrasi olmadan da dayanışma ve kardeşlik tehdit altındadır. İşte komisyonun bu ruhu, kurumsal, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir zemine taşımanın iradesi olduğuna inanıyorum. 'Terörsüz Türkiye', barışın ve güvenin hakim olduğu, güçlü ve müreffeh bir Türkiye'yi inşa etme vizyonudur. Bu vizyon ise ancak el birliğiyle dayanışma ve demokrasi temelli çalışmaların kararlılıkla sürdürülmesi ile mümkündür. Bu noktada, üzerimize düşen sorumluluk, ortak hedefler doğrultusunda azimle çalışarak bu vizyona adım adım yaklaşmaktır. Bu süreç, çok taraflı ve çok katmanlı bir stratejiyi gerekli kılmaktadır. Bu noktada Gazi Meclis'imizin, 'Terörsüz Türkiye' idealine ulaşma yolunda bir komisyon kurarak bu hassas ve hayati konuda irade ortaya koymasını son derece kıymetli buluyorum" ifadelerini kullandı.

Bakan Göktaş, 'Terörsüz Türkiye' çalışmalarını şekillendirirken şehitlerin hatıralarını asla çiğnemeyeceklerini ifade etti. Göktaş bakanlığın şehit yakınları ve gaziler ile ilgili yürüttüğü çalışmalara ilişkin, "Şunu çok iyi biliyoruz ki milletimizin huzur ve güven dolu bir ülkede yaşamasını mümkün kılan, şehitlerimizin fedakarlıkları ve gazilerimizin kahramanlıklarıdır. Bakanlık olarak, milletimizin emaneti olan kardeşlerimizin ihtiyaçlarına cevap vermek için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Sadece sosyal hizmet faaliyetleri yürütmekle kalmıyoruz, aynı zamanda ülke genelinde yürütülmesini planlıyor, koordine ediyor ve her aşamasını titizlikle takip ediyoruz. Ulusal politika ve stratejilerimizi belirlerken, milletimizin ortak vicdanını ve değerlerini pusula ediniyoruz. Kamu kurumlarımızdan sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin yürüttüğü faaliyetlere dair ilke, usul ve standartları belirleyerek, ortak bir hizmet anlayışını hakim kılıyoruz. Şehit yakınları ve gazilerin öncelikli istihdamını sağlamak, şehit ve gazi çocuklarımızın eğitimini her türlü imkanla desteklemek, bizim için bir görev değil, onurlu bir vefa borcudur. Onlar arasında iletişim ve dayanışmayı güçlendirecek adımlar atıyoruz. Gazilerimize, tedavi ihtiyaçlarının karşılanması, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan destek oluyoruz. Şüphesiz, bakanlık olarak, şehit yakınları ve gazilerimize sunduğumuz haklar, asla fedakarlıklarının karşılığı değildir" diye konuştu.

'ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLER SÜRECİN MİMARLARIDIR'

Bakan Göktaş, şehit aileleri ile gazileri ziyaret ettiklerini, kamuda istihdam hakkını genişlettiklerini, ücretsiz seyahat hakkı tanıdıklarını, şehit olanların isimlerinin kamu kurumlarına, okul, cadde ve sokaklara verildiğini vurguladı. Başta sağlık olmak üzere barınma, eğitim, kültürel ve ekonomik çalışmaları dile getiren Göktaş, "Yürüttüğümüz bu çalışmaları, 'Terörsüz Türkiye' vizyonu ve bu komisyonun çalışmalarıyla tam uyum içinde ilerlemesini sağlamayı hedefliyoruz. Bakanlık olarak 'Terörsüz Türkiye' vizyonunun, şehit yakınlarımız ve gazilerimiz ile paylaşılması noktasında önemli çalışmalar başlattık. Zira, sürecin en başından beri vurguladığımız gibi aziz şehitlerimizin aileleri ve kahraman gazilerimiz bu sürecin bizzat mimarlarıdır. İnşası için yola çıktığımız birlik ve güven ortamı, yine onların omuzlarında yükselecektir. Şehit yakınları ve gazilerimizin görüşleri, önerileri ve hassasiyetleri süreç boyunca yol gösterici olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Şehit yakınları ve gazilerimizin 'Terörsüz Türkiye' idealinin güçlü bir paydaşı olmalarını sağlamak için çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Bu kapsamda, önümüzdeki hafta Ahlat'ta da Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrif edeceği bir, 'Terörsüz Türkiye Büyük Millet Buluşması' gerçekleştireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın şehit yakınları ve gaziler ile bir araya geleceği bu buluşmaları, önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Göktaş ayrıca, 'Terörsüz Türkiye Buluşmaları' ve 'Terörsüz Türkiye Kardeşlik Sofrası' programlarının ülke geneline yaygınlaştırılacağını ve programlar kapsamında sivil toplum kuruluşları, şehit yakınları ve gazilerle bir araya gelerek 'Terörsüz Türkiye' sürecine ortaklık etmek istediklerini ekledi.

Bakan Göktaş'ın sunumunun ardından komisyon toplantısı, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin sunumlarıyla devam ediyor.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ TEMSİLCİLERİ KONUŞTU

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın sunumunun ardından sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri konuştu. Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Mustafa Işık, süreci yakından takip ettiklerini ve süreç boyunca kullandıkları doğru dil nedeniyle devlet ile şehit yakınları ve gazilerin karşı karşıya gelmediğini söyledi. Terörle mücadelede devletin azim ve kararlılık ile yürüttüğü çalışmalara dikkat çeken Işık, "Bu mücadele sonucunda terör örgütü PKK silah bırakmak zorunda kalmış ve kaybetmiştir. Ancak terör örgütü PKK çatı bir örgüttür. Bu nedenle bu çatı örgütün uzantılarının silah bırakmaması ve terörist faaliyetlerini sürdürmeye devam etmesi halinde PKK'nın silah bırakmasının bir anlamı olmayacağını özellikle vurguluyorum. Başta Orta Doğu olmak üzere dünyada yaşanan gelişmeleri ve kapımıza dayanan tehditleri de dikkate alarak ülkemizin terör prangasından tamamen kurtulması ve enerjisini; savunma, eğitim ve vatandaşlarımızın refahına yöneltmesi gerektiğinin de farkındayız. Milli birlik ve beraberliğe dayalı adalet ve samimiyet temelinde her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir dönemde olduğumuzun şehit aileleri ve gaziler olarak bilincindeyiz. Bu yolda şehit aileleri ve gaziler her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır. Ancak siyasi hesaplar milli çıkarların önüne geçmemeli, hesabi değil hasbi bir anlayış gösterilerek iç cephe güçlendirilmelidir" ifadelerini kullandı.

'TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNİ SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ'

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar ise 'Terörsüz Türkiye' süreci kapsamında kurulan komisyonun yapacağı çalışmaların ülkenin geleceği için önemli olduğunu ve Türkiye'nin terör nedeniyle yaşanan olumsuz şartlardan kurtulması gerektiğini söyledi. Aylar, "Türkiye Gaziler ve Şehitler Vakfı olarak terörün tamamen sona erdirilmesi ve Türkiye'nin kalıcı huzura kavuşması hedefiyle yürütülen Terörsüz Türkiye sürecini sonuna kadar desteklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum. Bununla birlikte vatanımız ve bayrağımız için canını seve seve feda eden şehit aileleri ve gazilerimizin mümessili olarak süreçten beklentilerimizi paylaşmak istiyorum. Öncelikle terör örgütünün koşulsuz silah bırakması, kendini feshetmesi, eline silah almış herkesin adalet önünde hesap vermesi gerekiyor. Takdir edersiniz ki askerimize, polisimize, sivil vatandaşlarımıza kurşun sıkmış, devletimizin birliğine ve beraberliğine kastetmiş terör örgütü üyelerinin elini kolunu sallayarak ülkemiz de gezmesi hem şehit ailelerimizi hem de gazilerimizi derinden üzecektir. Biz bu terör örgütü mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuku önünde hesap vermesini bekliyor ve gereken cezayı almaları cezalarını çekmelerini istiyoruz" dedi. Aylar ayrıca, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasının şehit aileleri ve gazileri derinden üzeceğini söyledi.

'TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE MÜMKÜN'

Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı Başkanı Bilge Gürs de Terörsüz Türkiye sürecini destekleyeceklerini vurgulayarak, "Terörsüz Türkiye hedefi hepimizin ortak arzusu ve en büyük idealidir. Bu süreç yalnızca devletin değil tüm toplumun çabası ile başarıya ulaşacaktır. Bu süreçte şehit ailelerimiz ile gazilerimizin desteği en güçlü teminatımızdır. Terör ülkemizi bölmeye, devletimizi yıkmaya karşı verilen bir ihanet çalışmasıdır. Bu çalışmaya karşılık ise şehadet ile bu vatan, devlet ve millet için verilen candır. Terör destekçilerine bakarsanız bu ülkenin gerçek anlamda dostu olmayan ve bu ülkenin güçlenmesini istemeyen gerçek düşmanları olduğunu görürsünüz. Teröristler, terörist faaliyetler bu ülkenin düşmanı olan ülkelerin maşası olanların eylemidir. Eğer terör başarılı olacaksa devlet bölünecek ve ezanlar susacaksa şehit kızı olmamızın, eşi, annesi, babası ya da gazi olmamızın ne anlamı var. Bu devlet güçlü oldukça, büyüdükçe, birlik ve beraberlik içerisinde var oldukça o zaman şehit yakını olmamın, gazi olmamın anlamı var. Bu şehadetler birliğimize vesile olacaksa, hepimizi kardeş yapacaksa, ülkemizi dış güçlere karşı daha güçlü yapıyorsa, Türkiye karşı terör üzerinden düşmanlarımızı hain planlarından vazgeçiyorsa ne mutlu bizlere. Ben hem eşimi hem de babasını teröre şehit vermiş bir anneyim. Yüreğimde taşıdığım acıyı kelimelere sığdırmam mümkün değil. Tıpkı tüm şehit yakınları ve gazilerimiz gibi. Ancak bugün bu acıdan çok umudum var çünkü ben inanıyorum terörsüz bir Türkiye mümkün" değerlendirmesinde bulundu. Gürs ayrıca, teröre ayrılan bütçenin üretim ve yatırıma ayrılarak Türkiye'nin güçleneceğini dile getirdi.

'SİYONİST İSRAİL'İN BU SÜRECİ BALTALAMASINA KARŞI UYANIK OLUNMALIDIR'

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Beyazıt Yumuk da terör örgütü PKK'nın silah bırakmasıyla birlikte yeni bir dönemin başladığını dile getirdi ve sürecin başarısız olması için çaba gösteren dış tehditlerin bulunduğunu aktardı. Yumuk, "Özellikle Siyonist İsrail'in bu süreci baltalamasına karşı uyanık olunmalıdır. Bu süreç yalnızca bir terör örgütü ve mensupları ile ilgili ya da Kürtlerle ilgili de değildir. Nitekim bu süreç olumlu bir şekilde sonuçlanması halinde toplumun tüm kesimlerinin yararınadır. Bunun için çok dikkatli olmak gerekir. Yüz yıllardır iç içe yaşayan Türkler ve Kürtler birbirleri ile kardeşçe yaşamış, akraba ve komşu olmuş, iş ortamlarında birlikte bulunmuş, ülke savunmasını birlikte gerçekleştirmiş, birlikte ağlamış, birlikte gülmüş ve böylelikle ülkeye bağlılıklarını göstermişlerdir. Terörsüz Türkiye projesi emperyalist güçlerin bölgedeki hesap çıkarlarına karşı Türkiye'nin ortaya koyduğu millet ve devlet projesi olarak ele alınmalıdır. Nitekim şu anda devlet projesi olarak nitelendirilmesi bizi sevindirmiştir. Bunun için siyaset kurumu cesurca bir yaklaşım sergilemiştir. Komisyon dış gelişmeleri dikkate alarak suistimal ihtimalini göz önünde bulundurarak yasal düzenlemeleri hayata geçirmesi şarttır" ifadelerini kullandı. Yumuk ayrıca, TBMM önünde otomobil yakılmasını provokasyon olarak nitelendirerek, olaylara karşı tedbirli olunması gerektiğini belirtti.

KURTULMUŞ: MÜNFERİT OLAYLARA KARŞI DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKİR

Bunun üzerine konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, psikolojik rahatsızlığı bulunduğu belirtilen Mehmet Emin F.'nin otomobilini yakmasıyla ilgili, "Aracı yakan kişinin hurda araçlardaki ÖTV indirimiyle ilgili yasa çıkmadığı için aracını yaktığı ifade ediliyor. Daha evvel Mersin Adliyesi önünde başka bir aracı yıllar evvel yakmış. Bu şahsın psikolojik sorunu olduğu anlaşılıyor. Tahkikat devam ediyor, bu işin ne olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Faili meçhul cinayetlerin de Türkiye’nin tarihinde kalmasını istediğimiz sürecin içindeyiz. Spekülasyonlar üretmek isteyenler olur; münferit olaylara karşı, bu tür davranışlara karşı dikkatli olmamız gerekir" dedi.

DİYARBAKIR ANNELERİ KONUŞTU

TBMM'de kurulan komisyonda terör örgütü PKK tarafından çocukları kaçırılan Diyarbakır Anneleri dinlendi. Diyarbakır Annesi Bedriye Uslu, komisyon toplantısına davet edilmesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a teşekkür etti. Uslu, "Allah devletimizi hiçbir zaman başımızdan eksik etmesin. Hiçbir kötü şey memleketimize, vatanımızın başına gelmesin. Hiçbir anne ve baba üzülmesin, ağlamasın. Tüm şehit annelerine minnettarım, onları kalbimle selamlıyorum. Ben çocuklarım için geldim. Onlar kayıptırlar umudumuz önce Allah'ta sonra devletimizdedir. Türkiye bayrağı hepimize yeterlidir, onlar da gelsinler" dedi.

'PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI DEMEK EVLATLARIMIZIN GERİ DÖNMESİ DEMEKTİR'

Süleyman Aydın ise oğlu Özkan Aydın'ın 15 yaşında terör örgütü PKK tarafından kandırıldığını ve evladından 10 yıldır ayrı kaldığını söyledi. Çocuğunun dağdan inmesi halinde yargılanmaması gerektiğini söyleyen Aydın, "40 yıldır ülkemizin başına bela olan bir terör örgütü var. 15 yaşındaki evlatlarımızın şu an öğrenci olmaları lazımdı, okumaları gerekiyordu ama maalesef oğlum şu anda terör örgütü PKK'nın elindedir. 10 yıldır evladımın ölüp ölmediğini bilmiyorum. Evlat acısı çok zor, Allah hiç kimsenin başına getirmesin. Biz evlatlarımızı istiyoruz. Yaklaşık 6 yıldan fazla bir süredir evlatlarımızı isterken bir kesim bizi destekledi ancak maalesef bazı kesimler ise bizi görmemezlikten geldiler. Yaklaşık 7 yıldır yağmur, kar demedik hatta hastalandık ama yine de evlat mücadelemize devam ettik. Diyarbakır Lice kırsalına kadar gittim ve PKK, 'Evladın burada ama vermiyoruz' dediler. 10 yıldır evladım onların elinde ve onun ölüp ölmediğini bilmiyorum. Bu ülke hepimizin ülkesi ve terör örgütü PKK'nın silah bıraktığını duyunca hepimiz için büyük bir umut oldu, onların silah bırakması evlatlarımızın geri dönmesi demektir. Biz evlatlarımızı istiyoruz, onları PKK için büyütmedik. Terörsüz Türkiye sürecini başlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ve sizlere teşekkür ediyorum. Bizim umudumuz şu an sizsiziniz, evlatlarını Diyarbakır annelerine kavuşturun" diye konuştu. Terör örgütü PKK'nın Kürtler için mücadele etmediğini söyleyen Aydın, oğlunun kaçırılması nedeniyle eşinin tedavi gördüğünü dile getirdi.

'İNSANİ DÖNÜŞ YAPMALARINI BEKLİYORUZ'

Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer tek bir kurşun sıkmadan mücadele yürüttüklerini ve nöbet tutmaya başladıkları tarihten bu yana 62 ailenin çocuğuna kavuştuğunu vurguladı. Biçer oğlunun eve dönmesi için verdikleri mücadeleden bahsederek, "Ben evladıma kavuştuğum için çadır nöbetinden vazgeçmedim çünkü hala yüzlerce anne evladının yolunu gözlüyor. Bizim hikayemiz sadece bireysel bir acı değil, bu ülkenin ortak yarasıdır. Bir ailenin yüreğinde ne zaman bir evlat acısı varsa, o acı hepimizin acısıdır. Bu süreçte atılacak ilk adım bellidir; evlat nöbetinde bulunan ailelerin yıllardır bitmek bilmeyen acıların sona ermesi, evlatlarının geri dönmesi ya da akıbetleri hakkında net bilgi verilmesidir. Silah bırakmak yetmez, zorla ya da kandırılarak götürülen masum gençlerin ailelerine dönmesine izin verilmelidir. Bu gençler arasında engelli, hasta, yaralı, zayıf, kadın ve küçük yaşta olanlar var. Yani biz terör örgütünden sadece silah bırakmasını değil, aynı zamanda insani dönüş yapmasını bekliyoruz. Eğer samimiyet varsa, bütün ailelerin kandırılarak götürülen evlatları geri gönderilmeli çünkü anneler bekliyor, ocaklar yanıyor, gözler yollarda. Siz komisyon üyelerine özel bir davetim var; lütfen Diyarbakır'a gelin, bizim çadırımızda oturun, bizimle bir bardak çay için. Oradaki annelerin gözlerine bakın, o gözler size her şeyi anlatacak" değerlendirmesinde bulundu.

Diyarbakır annelerinin yaptığı konuşmaların ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyon toplantısını yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.