Geri Dön
Politika'Yüzyılın Konut Projesi'ne 5 milyon 314 bin kişi başvurdu

'Yüzyılın Konut Projesi'ne 5 milyon 314 bin kişi başvurdu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 'Yüzyılın Konut Projesi' ile ilgili, "Başvuruların başladığı 10 Kasım'dan bugüne iftiharla söylüyorum ki 5 milyon 314 bin kardeşimiz müracaat etmiştir" dedi.

'Yüzyılın Konut Projesi'ne 5 milyon 314 bin kişi başvurdu

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Adalet Bakanlığı'nın 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. CHP milletvekilleri toplantıya; kuraklık, madenler, deprem bölgelerindeki rezerv alanları ve Kanal İstanbul ile ilgili dövizlerle katıldı.

'YIL SONUNA KADAR 453 BİN KONUTTAN FAZLASINI TESLİM EDECEĞİZ'

Ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bütçe üzerine sunum yaptı. Son 120 yıl içerisinde 20 büyük depremin yaşandığını ve on binlerce insanın hayatını kaybettiğini söyleyen Bakan Kurum, "6 Şubat 2023'te 'Asrın Felaketi'yle sarsıldık. 11 ilimizde binlerce kardeşimizi kaybettik. Depremin ilk dakikasından itibaren, afetzede kardeşlerimizin yanından bir an bile ayrılmadık. Afetin 15'inci gününde ilk temelleri attık, 45'inci günde ilk anahtarları teslim ettik. Bu hızımız hiç durmadı ve 2 hafta önce de Adıyaman'ımızda 350 bininci konutumuzun anahtarlarını kardeşlerimize sunduk. Allah'ın izniyle hak sahiplerine verdiğimiz söz olan 453 bin konuttan çok daha fazlasını yıl sonuna kadar teslim edeceğiz" dedi. Bakan Kurum, deprem bölgelerinde 200 bin işçi, mimar ve mühendisin çalışarak günde 550 konut teslimi yapıldığını ve dünyanın en hızlı ve en büyük konut seferberliğinin gerçekleştirildiğini ekledi.

Yüzyılın Konut Projesine 5 milyon 314 bin kişi başvurdu

'10 MİLYON İNSANIMIZI GÜVENLİ BİR GELECEĞE KAVUŞTURDUK'

İstanbul'da 'Kentsel Dönüşüm Seferberliği' çalışmalarına devam ettiklerini belirten Kurum, "Bu çalışmayla milletimizin güvenini, Türkiye'nin geleceğini inşa etmeye devam ediyoruz. Yerinde, gönüllü ve hızlı dönüşümü; milletimizin istikbal, ülkemizin istiklal davası olarak görüyoruz. Bu anlayışla tam 2 milyon 252 bin ev ve iş yerimizi yenileyerek, yaklaşık 10 milyon insanımızı sağlıklı yuvalara taşıdık, güvenli bir geleceğe kavuşturduk. Şu anda 81 ilimizde, 258 bin ev ve dükkanımızın yenileme çalışmalarını süratle tamamlıyoruz. Yüksek deprem riski nedeniyle; Türkiye'de yaptığımız her 2 dönüşüm projesinin 1'ini, yani yarısını İstanbul'da yapıyoruz. İstanbul'da bugüne kadar 924 bin ev ve iş yerimizi dönüştürme başarısını gösterdik; 175 bin bağımsız bölümün yapımına da devam ediyoruz. 'Yarısı Bizden' kampanyamızla dönüşüme aldığımız 78 bin ev ve iş yerimiz hızla yapılıyor. İnşallah 2026 yılında da İstanbul'u depreme hazırlamaya devam edecek ve hiçbir farklı gündemin İstanbul'un güvenli geleceğinin önüne geçmesine müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.

'24 YILDA 1 MİLYON 750 BİN KONUT SUNDUK'

Bakan Kurum, Türkiye'nin en büyük konut politikasını başlatan bir hareket olduklarını kaydederek, "24 yıla yaklaşan hikayemizin sonucunda bu millete tam 1 milyon 750 bin konut sunmanın gururunu yaşıyoruz. 5 milyondan fazla dar gelirli kardeşimizi yeni yuvasına kavuşturmanın şerefini, bir madalya gibi göğsümüzde taşıyoruz. Bugün 81 ilimizde 1615 şantiyede, 410 bin yuvamızın, park, bahçe, cami, okul ve sosyal donatımızın inşasını kararlılıkla sürdürüyoruz. Fakat biz milleti için yaptığı her şeyi az bulan bir kadroyuz, bu sayılarla yetinmiyor daha fazlasına koşuyoruz. Hatırlayacaksınız; geçtiğimiz yıl yine buradan milletimize, Türkiye'nin en büyük sosyal konut kampanyasını, 2025 yılı sonu itibarıyla başlatacağımızın sözünü vermiştik. Daha yıl sonu bile gelmeden, 24 Ekim'de Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle 'Ev Sahibi Türkiye' dedik ve 'Yüzyılın Konut Projesi'ni milletimize sunduk. Bu projemizle; vatandaşımıza yeni bir yuva sunduğumuz gibi, yepyeni yaşam alanları, istihdam kapıları, ekonomik fayda da sunuyoruz. 500 mahalle konağımızı, 500 anaokulumuzu, aile sağlığı merkezimizi, gündüz bakım evi, el sanatları üretim merkezi, taziye evi, misafirhane ve spor salonunu da milletimize armağan ediyoruz. Başvuruların başladığı 10 Kasım'dan bugüne iftiharla söylüyorum ki 5 milyon 314 bin kardeşimiz müracaat etmiştir. Yüzyılın Konut Projesi; bu katılım sayısıyla, Cumhuriyet tarihi boyunca kamu eliyle başlatılan projeler arasında, en yüksek başvuruya mazhar olan proje olarak şehircilik tarihindeki yerini almıştır" değerlendirmesinde bulundu.

Yüzyılın Konut Projesine 5 milyon 314 bin kişi başvurdu

'EKSTREM HAVA OLAYLARININ SAYISINDA TAM 2 KAT ARTIŞ OLDUĞUNU BİLİYORUZ'

İklim değişikliği nedeniyle yaklaşık 900 milyon insanın kuraklık, sel ve hava kirliliği gibi olumsuzluklar altında yaşadığını ifade eden Bakan Kurum, ekonomik kaybın 131 milyar doları geçtiğini dile getirdi. Bakan Kurum, "Ülkemiz de hem denizlerle çevrili olması hem de farklı iklim ve ekosistemleri barındırması nedeniyle, dünyanın en hassas iklim bölgelerinden biri olan Akdeniz havzasında yer aldığı için çok büyük bir risk altındadır. Son 30 yıla baktığımızda Akdeniz havzasında yaşanan ekstrem hava olaylarının sayısında tam 2 kat artış olduğunu biliyoruz. Türkiye'de her yıl ortalama 2 bin civarında orman yangını çıkmakta ve bu sayı düzenli olarak artmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Antalya, Muğla ve İzmir'de büyük yangınlar yaşadık. Yine sel açısından baktığımızda; Kastamonu, Sinop, Bartın, Rize, Giresun ve Trabzon'da tarihimizin en etkili sel hadiselerine tanık olduk. Geçtiğimiz yaz İzmir'den Hatay'a, Bursa'dan Balıkesir'e, Bilecik'ten Karabük'e kadar yangın felaketleriyle bir kez daha sınandık. Tabii iklim kaynaklı olarak yaşadığımız bu afetlere karşı topraklarımızı ve milletimizi korumak için 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Hedefimize sıkı sıkıya sarılıyor, titizlikle uyguluyoruz" dedi.

'256 MİLYAR LİRAYI EKONOMİYE GERİ KAZANDIRDIK'

Bakan Kurum, çevrenin korunması için atık yönetiminin önemine işaret etti ve halihazırda dünya genelinde üretilen 2 milyar ton katı atığın 2025 yılına kadar iki katına kadar çıkabileceğini aktardı. Bakan Kurum, "Bu durum, ekosistemleri ve küresel ekonomiyi aynı anda tehdit etmektedir. İşte tam bu noktada; Sıfır Atık politikaları bir çözüm olarak öne çıkmaktadır. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin öncülüğündeki Sıfır Atık seferberliğimizle; atık sorununa dair en net çözümü ortaya koyarak, 205 bin yerleşkede Sıfır Atık Yönetim Sistemi'ni kurduk. Bu sayede; 10 milyon hanenin yıllık elektrik faturası kadar tasarruf, 10 şehir hastanesi veya 500 okul inşa edilebilecek büyüklükte kaynağa ve yüz binlerce kişiye istihdam sağlayacak iş gücüne karşılık gelen 256 milyar lirayı ekonomiye geri kazandırdık. En önemlisi de 553 milyon ağacın kesilmesini engelledik, 150 milyon ton karbondioksit salınımını önledik. Şimdi de Ulusal Depozito Yönetim Sistemimizle yeni bir aşamaya geçtik. Çevremize ve ekonomimize katkı sunmak için ilk makine ve altyapı kurulumunu Sakarya'dan başlattık. Samsun, Erzurum, Konya, İzmir, Gaziantep ve Mersin’de sistemi devreye aldık. 2026 yılında her ilimizde depozitolu sisteme geçerek, ekonomimize yıllık 350 milyar TL katkı sunacak, 100 bin kardeşimize yeni iş imkanı sağlayacağız" diye konuştu.

Yüzyılın Konut Projesine 5 milyon 314 bin kişi başvurdu

'SIĞINAKLARI ZORUNLU HALE GETİRDİK'

TBMM'ye gönderdikleri yasa teklifi sayesinde haksız ve keyfi aidat artışını durduracaklarını aktaran Kurum, 'Yeni Sığınak Yönetmeliği' ile ilgili ise artık yeni metro tünelleri, büyük millet bahçeleri, stadyumlar, alışveriş merkezleri, otoparklar, hastaneler, yurtlar ve 10 bağımsız bölüm üzerindeki konutlarda sığınakları zorunlu hale getirdik. Mevcut sığınakları da 1 yıl içinde mevzuata uygun hale getireceğiz" dedi.

CHP'Lİ EROL: DEPREM KONUTLARINI BAŞARI HİKAYESİ OLARAK GÖRÜYORUM

Ardından bütçe üzerine milletvekilleri değerlendirmelerde bulundu. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, deprem bölgesinde yürütülen çalışmalar nedeniyle Bakan Kurum'a teşekkür etti. Erol, "Şimdi düşünün ki Türkiye'de 11 ilde deprem olmuş. On binlerce can kaybı var. Yüz binlerce bina enkaza dönüşmüş. Orada depremin boyutunu değerlendirirken yalnızca müdahale anlamında değil, aynı zamanda bir kaos, kriz, acı, panik ve umutsuzluk yaşanıyor. Bunların hepsini planlamak çok kolay işler değil. Biz bunları yaşadığımız için bunları anlatıyorum. Doğru gördüğüm her şeyi söylerim, eksiklikleri de açık yüreklilikle tarif ederim. Sizi ve bakanlık bürokrasisini kutluyorum. Deprem konutlarını bu kadar kısa sürede, bu kadar büyük miktarda yapılmış olmasını ben bir başarı hikayesi olarak görüyorum" diye konuştu. Komisyon toplantısı, milletvekillerinin görüş ve önerileriyle devam ediyor.

'DEPREMİ SİYASİ MALZEME YAPMAYIN'

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, daha sonra milletvekillerinin sorularını yanıtladı. 6 Şubat depremlerinden sonra devlet-millet el ele verilerek yaraların sarılmasına rağmen toplantıda ifade edilen bazı sözleri üzüntüyle takip ettiklerini belirterek, "Depremi siyaset konusu yapmak, kaybedilen canların verdiği hüzne de, şu anda orada heyecanla, mutlulukla yeni yuvalarına kavuşan depremzede kardeşlerimize hürmetsizliktir. Şu ana kadar teslim ettiğimiz 350 bin konut, 1 ay sonra tamamlanacak olan 453 binden fazla konutla birlikte iş yeri, sosyal donatısıyla teslim edilecek yuvaları yok sayan sözler sarf edildi. O sözler, eserleri inşa eden, arkamda oturan ve gece-gündüz ailesinden, sevdiklerinden ayrı olan 200 bin mimarla, mühendisle, çalışan işçinin emeğine haksızlıktır, saygısızlıktır. Ve afetin ilk gününden itibaren biz bir taraftan bu işlerle uğraştık, bir taraftan çalışmalar yaptık, bir taraftan da bu algılara, bu yalanlara cevap vermeye gayret gösterdik. Afetin ilk gününden bu yana ne yapıldı ve sonuçta ne oldu; ben size kitabın ortasından söyleyeyim. Deprem olunca, 'İşte şimdi bittiler' dediler. 'Bu enkazın altında kalırlar' dediler. 'Yapamazlar, bitiremezler' dediler ama bu arkadaşlarımla ve orada yaşayan 14 milyon afetzede kardeşimizle el ele verdik, hamdolsun konutlarımızı bitirdik, teslim ettik. 6 Şubat sabahı gözyaşları içerisinde evladını, çocuğunu, yakınını kaybeden annelerimizin, babalarımızın hüzünlerini bugün ve aralık ayında teslim edeceğimiz 500 bin konutla birlikte o hüznün yerine sevincin, o üzüntünün yerini kucaklaşmanın, kardeşliğin aldığını hep birlikte göreceğiz. Size tavsiyem, gelin, bu mutluluğa ortak olun, gelin, oradaki afetzede kardeşimizin sevincine ortak olun ve istirham ediyorum, depremi siyasi malzeme yapmayın. Hepimizin acısı, orada hepimizin bir yakını gitti. Bak, buradaki vekillerimiz orada eşini, ağabeyini, kardeşini kaybetti. O yüzden burada yapılması gereken hep birlikte 6 Şubat sabahı başlattığımız o birliği, beraberliği sonuna kadar korumaktır" ifadelerini kullandı.

'HİÇBİR VATANDAŞIMIZ KONTEYNERDE KALMAYACAK'

Deprem bölgesinde yer alan konteyner kentlere dair soruyu yanıtlayan Bakan Kurum, "Şu an halihazırda konteyner kentlerde kalan hak sahibi vatandaşımız 41 bin. Bu vatandaşlarımızın 29 bin 900'üne ev çıkmış ancak ev çıkmasına rağmen belli sebeplerden ötürü kendi tercihleriyle veya başka nedenlerle evlerine geçmiyorlar. Yani bu ne demek? '30 bin' deseniz, 11 ilde orada oturan sadece ve sadece 11 bin hak sahibi var; diğerleri kiracı, ihtiyaç sahibi. Ne yapalım? Onları sokağa mı atalım? O evler teslim edildikçe şu an Adıyaman'da kira 8 bin liraya düştü, Kilis'te 7 bin liraya, Gaziantep'te 8-10 liraya; Osmaniye'de, Hatay'da yeni teslim edilen konutlarla birlikte 8 bin liralara düştü ve vatandaşımız konutlar bittikçe yerleşiyor. Yıl sonunda da hak sahiplerimizin tamamı evlerine geçecek, hiçbir vatandaşımız, inşallah, konteynırda kalmayacak" diye konuştu.

'REZEVR ALAN BÖLGE İÇİN SEÇENEK DEĞİL, ZARURETTİR'

Bakan Kurum, rezerv alan ile ilgili mağduriyetler yaşandığı yönündeki itirazların olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"İtirazların aceleyle yapıldığını, bölgenin realitesiyle alakasız ve yersiz olduğunu ve bize haksızlık ettiklerini her defasında ifade ediyorlar. O gün Defne'de, Samandağı'nda rezerv alana itiraz eden vatandaşımız bugün, 'Orası da rezerv alan olsun' diye vekillerimize, bizlere geliyorlar. Cevabımıza gelirsek, biz 11 şehrimizde yaşanan büyük yıkımın ardından normal hayata geçmek için izlenmesi gereken her türlü yol ve yöntemi, bilimin ve teknolojinin ışığında yaptık. Bu süreçte her türlü zemin etüt çalışması, mikro bölgeleme çalışması yapmak suretiyle sağlam zeminleri bir bir tespit ettik ve fay hattı üzerine hiçbir inşa faaliyeti yapmadık. Üstelik bu çalışmalarımızı çevreyi de koruyarak gerçekleştirdik. 6 Şubat sabahından daha fazla yeşil alan Hatay'da, Antakya'da, Defne'de, İskenderun'da vardır; Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta, Osmaniye'de vardır. Yani alanlara ihtiyaç olduğunda sağlam zeminlerde yaşayan vatandaşımızla, gittik, bire bir anlaştık; hakkı neyse hakkını vererek harekete geçtik. Bir defa, şunu iyi anlamamız gerekir ki rezerv alan bölge için bir seçenek değil zarurettir çünkü siz eğer rezerv alanda iş yapmazsanız o şehri yok edersiniz; Antakya, Adıyaman, Malatya kalmaz. Biz çok rahat bir şekilde şehrin dışında bunları yapabilirdik, biz zoru seçtik çünkü, 'O şehirleri tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle hep birlikte ayağa kaldıracağız' dedik. O yüzden de zor olanı yapmak her babayiğidin harcı değildi; biz, hamdolsun, o zor olanı başardık, milletimizle birlikte başardık. Devletimizin araziyi kamulaştırmasının yolları belli, mevzuat da belli, biz vatandaşımızın bizden istediği alanlarda, hiç kimseye zorla rezerv alan ilan etmiyoruz, zorla da orada iş yapmıyoruz, çoğunluk ne diyorsa çoğunluğa uyuyoruz ve istemedikleri hiçbir alanında da projemiz gerçekleşmiyor. Bu alanların hepsini ilan ettik, vatandaşımızla paylaştık. Vatandaşımızla görüşmeler çerçevesinde de rezerv alan konuları netleşmiş oldu ve şu an, hamdolsun, projelerimiz de olanca hızıyla devam ediyor, bitmek için gün sayıyor."

'SAZLIDERE KONUSUNDA İNSAFSIZ YALANLAR DOLAŞIMA SOKULDU'

TOKİ'ye yönelik haksız eleştirilerin olduğunu ifade eden Bakan Kurum, İlk Evim Arsa Projesi'nde 235 binin 107 bin 534'ünün imar planlarının tamamlandığını ve vatandaşlardan yapılan çalışmalara güven duymalarını istedi. Arnavutköy Sazlıdere'deki sosyal konut projesi ile ilgili soruları değerlendiren Bakan Kurum, "Bu Sazlıdere konusunda yine insafsız, yalanların dolaşıma sokulduğu önemli başlıklardan biridir. Bakın, kaç kere söyledik, duyurduk, ilan ettik, dedik ki, 'Bunlar sadece ve sadece sosyal konut.' Bir taraftan diyorsunuz ki, 'Sosyal konutları niye yapıyorsunuz?' Bir taraftan sosyal konut yapıyoruz, 'Efendim, bu projeleri niye yapıyorsunuz?' diyorsunuz. Sadece dar gelirli vatandaşlarımız hak sahibi olabilir. Burada sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı konut alabilir ama ısrarla aynı algılar yapılmaya devam ediliyor. Tekrar anlatıyorum: Arnavutköy Sazlıbosna'da, iki etapta, toplam 36 bin 631 konutun ihalesi yapılmış, inşaatı başlatılmıştır. Oranın su havzasıyla ilgili takdiri Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Tarım Bakanlığımız o kararı aldı" dedi.

'BİNALARIN RİSK SEBEBİ 2 BİN YILINDAN ÖNCESİ YAPILMIŞ YAPILAR'

Bakan Kurum, Gebze'de çöken binanın ardından 21 binanın riskli olduğunu kaydederek, "Vatandaşımıza dedik ki, 'Bu binalarımız riskli. Sebebi, 2 bin yılından öncesi yapılmış yapılar.' 3 tanesi de yeni yapılmış ama tekniğine, projesine belki uygun değil, riskli. Dolayısıyla, bu binalarla ilgili de vatandaşımıza kentsel dönüşüm yapabileceğimizi, bu süreçte de her türlü kira yardımı, taşınma yardımı verebileceğimizi ifade ettik ve yıkıp inşallah yenisini yapacağız ve burada yıkımın etkisiyle mağdur olan esnafımıza, evine giremeyen vatandaşlarımıza da her türlü desteği sağlayacağız" değerlendirmesinde bulundu.

'DELİ SİZSİNİZ'

Bakan Kurum, COP31 ile ilgili soru üzerine konuşurken İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, 'Ama hiçbir projede yoksunuz' derken Bakan Kurum, 'Hepsinde varız' dedi. Bunun üzerine Bakan Kurum ile İYİ Partili Taş arasında nezaket tartışması yaşandı. Tartışma sürerken Taş, 'Deli midir nedir' diyerek bir kez daha araya girdi. Bakan Kurum bunun üzerine, "Deli sizsiniz, tamam mı? Sözlerinizi size iade ediyorum. Sen burada deli gibi hareket ediyorsun. Sözünü sana iade ediyorum, tamam mı?” diye konuştu.

'HATAY'A ALAKASIZ BİR VEKİLİMİZ'

Toplantı esnasında bir milletvekilinin 'Hatay'a Gazzelileri mi getireceksiniz' dediğini hatırlatan Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Vekile şunu söylemek isterim ki, kendisi de çok iyi biliyor ki her toplantıya davet edilmesine rağmen gelmeyen, Hatay'a ilgisiz, Hatay'a alakasız bir vekilimiz bu. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki Hatay'a yapılan her bir eser, her bir proje sadece ve sadece Hataylılarındandır. Baştan beri biz bunu söylüyoruz, baştan beri bunu ifade ediyoruz ve burada yapılan projelerde de Hataylı kardeşlerimiz, vatandaşlarımız oturacak. Tabii, sizin bu soruyu sorarken, 'Nasıl Hatay' diye bir derdiniz yoksa 'Gazze' diye bir derdiniz de yok. Samimi değilsiniz bu soruyu sorarken, sadece ve sadece algı yapıyor, hala bir Hatay milletvekili olarak da depremi siyasi malzeme yapmaya devam ediyorsunuz. Burada siyasi şov yaparak, 'Söyleyip gideyim, algı oluşturayım gideyim' diyerek hiçbir yere varamazsınız. Bunu da şu Gazi Meclisin çatısı altında yapmaktan da maalesef imtina etmiyorsunuz."

BÜTÇE KABUL EDİLDİ

Bakan Kurum'un cevaplarının ardından Komisyon Başkanı Muş, bütçeyi oylamaya sundu. Oylama sonucunda bütçe kabul edildi.