04:34İzmirlilerden 800 milyon TL’lik rekor ikramiyeli Milli Piyango yılbaşı biletlerine yoğun ilgiİzmir Şehir Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Papatya Değirmenci, bahar aylarına girilmesiyle polen alerjisi olanlar için zorlu sürecin başladığını söyledi. Polen alerjisi olanlara tedavi dışında gözlük ve maske kullanmaları konusunda tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Değirmenci, halk arasında 'saman nezlesi' olarak bilinen alerjik rinitin bu mevsimde toplumda en sık görülen hastalıklardan olduğu kaydetti.
En sık karşılaşılan alerjenlerin polenler, ev tozu akarları, küf mantarları ve evcil hayvanlardan kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Değirmenci, "Bu mevsimde atmosferde çiçek tozları yoğun olarak bulunduğu için polen alerjisi olan hastaların şikayetleri artıyor. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, yoğun hapşırma, burunda kaşıntı ortaya çıkıyor. Alerjik göz nezlesi de eşlik ediyorsa bu durumda gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklık olabiliyor. Alerjik sinüzit eşlik ediyorsa geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük olabilir. Alerjik astıma ilerlediyse bu durum, yine öksürük, nefes darlığı, hırıltılı, solunum gibi bulguların çıkmasına neden olabiliyor" dedi.
'POLENLERİ SAÇ DERİMİZDE DE TAŞIYABİLİYORUZ'
Özellikle polen alerjisi olanların, bu mevsimde zorunlu olmadıkça dışarı çıkmaması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Değirmenci, "Özellikle de polenlerin yoğun olduğu, bağ bahçe gibi ortamlara gidecekse gözlük, maske kullanabilir. Dışarıda giyilen kıyafetleri eve dönüldüğünde değiştirebilir. Özellikle dışarıda giyen kıyafetler, bütün gece tekrar polen maruzatı olmasın diye yatak odasına sokulmamalı. Mümkünse duş almalı. Çünkü polenleri saç derimizde de taşıyabiliyoruz. Özellikle polenlerin havada yoğun olduğu 05.00-10.00 saatleri arasında cam ve pencere açılmamalı. Klima kullanıyor ise klimanın filtreleri sık değiştirilmeli ve temizlenmeli" diye konuştu.
'BİTKİSEL TEDAVİLERİN BİLİMSEL ÇALIŞMALARLA KANITLANMIŞ ETKİNLİKTE GÜVENİLİRLİĞİ YOK'
Alerjik rinitin tedavisinin çok kolay olduğunu, ilaç tedavisi ya da alerjen immünoterapi uygulandığını belirten Prof. Dr. Değirmenci, "Hastalarımız yine de bitki çaylarına yönelebiliyorlar. Bitkiler de bir miktar ilaç ham maddesi içerdiği için hasta hafif bir fayda görebilir. Ancak bunların içerisindeki doz sabit değil ve yan etkilerinin, doz düzeyinin belirlendiği çalışmalar yok. O nedenle hastanın ne kadar kullanacağı belli değil. Bir de bu ileri bitkilerin toplanması, saklanması uygun koşullarda olmayabilir. Dolayısıyla hasta kendi başına tükettiğinde yan etkilerle karşılaşabilir. Karaciğer ya da böbrekle ilgili sıkıntılar oluşabilir. Kullanmakta olduğu diğer hastalıklarıyla ilgili o ilaçların etkinliğini azaltabilir veya arttırabilir. Özetle alerjik rinit tedavisinde, bitkisel tedavilerin bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir etkinlikte güvenilirliği yok. Üst solunum ya da gribal enfeksiyonlarda sıvı alımı için bitki çayı içebilir ama bunun dozu günde 1-2 bardağı geçmemeli. Alerjik rinit için direkt etkili olan bir bitki olduğunu söyleyemeyeceğiz ama sıvı alımını sağlamak açısından etkisi olabilir" ifadelerini kullandı.
Alerjik rinitin, astım hastalığına ilerleme riski taşıdığını ve toplumda sık görülen bir alerjik hastalık olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Değirmenci, "Astıma ilerlemesi bizim için ciddi sıkıntı oluşturuyor. Bu nedenle erken dönemde tanı alınıp, tedavisine başlanmasını öneriyoruz" dedi.
00:23Tamir sırasında otomobile, başka bir araç çarptı; kaza kamerada
03:26Konya'nın asırlık geleneği 'şivlilik' çocukları sevindiriyor
02:05Çayda eliyle yakaladığı yayın balığını güçlükle sudan çıkardı
03:04Evlenmek için kaçırdığı kocasıyla 15 yıl sonra hayallerindeki düğünü yaptılar
07:386 milyar dolarlık arazi davası dosyası yeniden istinafta
07:386 milyar dolarlık arazi davası dosyası yeniden istinafta
01:49Bakan Kurum'dan 455 bininci konut teslimine ilişkin tanıtım filmi paylaşımı