Oynatma Listesi
VİDEO

Emekli imam, babasından öğrendiği ‘sedef kakma’ sanatını oğluyla açtığı atölyede yaşatıyor

Mardinli Zekeriya Güler (57), imamken emekliye ayrılarak babasından öğrendiği, unutulmaya yüz tutan sedef kakma sanatını yaşatmak için oğlu Erkan (20) ile beraber atölye açtı. Kentteki son sedef ustası Güler, “Sedef kakma sanatı, Osmanlı’nın bir dönem revaçta olduğu sanatlardan bir tanesidir. Şu an unutulmaya yüz tutan sanatlardandır. Türkiye’de sadece birkaç usta kalmış. Bunu yaşatmak, gün yüzüne çıkartmak hem ecdada karşı bir görevimizdir hem de bizden sonraki nesle karşı bir sorumluluktur” dedi.

İmamken 2008 yılında emekliye ayrılan Zekeriya Güler, babasından öğrendiği sedef kakma sanatını yaşatmak için, oğlu Erkan ile birlikte atölye açtı. Atölyesinde Kur-an muhafazası, rahle, masa, koltuk, sehpa, baston, silah kabzası, nalın, körük, tütün tabakası, kahve takımı ve bazı süs eşyalara sedef işleyen Güler, Halk Eğitim Merkezi, Mardin Olgunlaşma Enstitüsü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nda yeni sanatkarlar yetiştirmek için dersler de vermeye başladı.

‘ÇOCUKLARIMLA BERABER MESLEĞİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ’

Sedef kakma sanatının dünyadaki en eski sanatlardan biri olduğunu söyleyen Güler, “Sedef kakma sanatı, Osmanlı’nın bir dönem rövanşta olduğu sanatlardan bir tanesidir. Şu an unutulmaya yüz tutan sanatlardandır. Türkiye’de sadece birkaç usta kalmış. Gaziantep, Şanlıurfa, Batman, Hatay ve Mardin’de birkaç ustamız vardır. Biz de Mardin’de çocuklarımla beraber bu mesleği yaşatmaya çalışıyoruz. Çok güzel bir sanattır. Ecdat sanatıdır. Bunu yaşatmak, gün yüzüne çıkartmak hem ecdada karşı bir görevimizdir hem de bizden sonraki nesle karşı bir sorumluluktur. Sanatlar bir günde ortaya çıkan iş dalları değildir. Bu yüzden mutlaka sahip çıkılması lazımdır. Sedef kakma sanatını, değişik kurumlarda dersler vererek yeni ustalar yetiştirmeye çalışıyoruz. Mardin Halk Eğitim Merkezi, Mardin Olgunlaşma Enstitüsü ve Mardin Artuklu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulunda dersler vererek sanatı yaşatmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘AHŞAP OLAN HER YERE İŞLENEBİLİR’

Sedef sanatının ahşap olan her eşyaya işlenebileceğini belirten Güler, “Ceviz ağacı üzerine yaptığımız çizimlerin ardından genelde geometrik Selçuklu motiflerini işliyoruz. Çizimin ardından ince keskiyle kazıyoruz, kazdığımız yerlere tunç telleri geçiriyoruz. Daha sonra tutkallayıp bir gün bekletiyoruz. Sedef koyacağımız yerleri oyuyoruz, sedefleri de yapıştırdıktan sonra kezzaplanıp ateşle yakılıyor. Sonra zeytinyağı sürülüyor ve en son cila ile temizleniyor. Sedef kakma sanatının 14-15 aşaması var. Ahşap olan her yere işlenebilir. Sultanlarımızdan Abdülhamit Han, Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan, bizim bildiğimiz sedefkar ustalardandır. Topkapı Sarayı’nda bunun en güzel örnekleri var, halen bu eserler sergileniyor. Camilerin giriş kapıları, pencereleri, minberlerde, mihraplarda, vaaz kürsülerinde, Kuran-ı Kerim rahlesinde, kılıçlarda yani ağacın olduğu her şeyde sedef işlenmiş, işlenebiliyor. Güzel süsleme sanatıdır. Bu bizim ecdat sanatımızdır, yani mirasımızdır. Biz bunu yaşatmazsak, yeni ustalara ve çıraklara öğretmezsek heba olup yok olacak, yazık olacak. Bunun olmaması adına Mardin’de çocuklarımla beraber çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

Salih KESKİN/MARDİN, (DHA)

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER