20 Haziran 2022 yılında, Eskişehir Emek Mahallesi'nde 2'inci kattaki evinin penceresinden düşen Zerin Kılınç, hayatını kaybetmişti. Otopsi raporunda yüksekten düşmeye bağlı hayatını kaybettiği belirtilen Kılınç'ın evinde kan lekeleri, cam kırıkları, kırılmış kül tabağı tespit edilmişti. Olay sonrası gözaltına alınan ve ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan sevgilisi Yılmaz Sazak, olaydan 7 ay sonra tekrar gözaltına alınmış ve 'kasten öldürme' suçlamasıyla tutuklanmıştı. Eskişehir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Yılmaz Sazak hakkında savcının müebbet hapis talebine karşılık mahkeme heyeti, Zerin Kılınç'ı pencereden iterek öldürdüğüne dair somut delil olmadığını belirterek 17 Temmuz'da beraatine karar verdi. Ayrıca sanık Yılmaz Sazak hakkında 'kadına karşı tehdit' suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası verilirken, bu ceza da ertelendi. Sanık Sazak'ın tahliyesine karar verildi. Verilen beraat kararı sonrası Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık Yılmaz Sazak'ın beraat ettiği mahkeme kararını Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'ne (istinaf) taşıyıp geçtiğimiz hafta karara itiraz etti. Zerin Kılınç'ın avukatı Ahmet Seyhan da mahkeme kararına itiraz ederken Zerin Kılınç'ın ailesi, bugün, İstanbul Mimarlar Odası'nda basın toplantısı düzenledi.
"7 AY İÇERİSİNDE 173 KADIN CİNAYETİ, 137 ŞÜPHELİ KADIN CİNAYETİ İŞLENDİ"
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel sekreter Fidan Ataselim, "2023'ün ilk 7 ayı içerisinde 173 kadın cinayeti işlendi ve 137 şüpheli kadın cinayeti işlendi. Sevgili arkadaşlar kadın cinayetleri aynı şekilde devam ediyor, azalmıyor. Bir başka şekilde önümüzde duran şüpheli kadın ölümleri ise artarak devam ediyor. İnterneti açtığınız zaman, sosyal medyaya baktığınız zaman her gün bir kadının, yüksekten düştüğünü, balkondan düştüğünü, ölü bir şekilde bulunduğunu ya da yol kenarında ölü bir şekilde bulunan kadınların haberlerine rastlarsınız. Katillerin kendilerine buldukları yeni bir yol olan intihar süsü vermek, yüksekten itmek, balkondan düşürmek ya da kaza süsü vermek. Ya da bir başka boyutu doğal ölüm süsü vermiş olmak ya da kimilerinde de henüz failin bile bulunamadığı, faili meçhul kadın cinayetleriyle bile karşılaşıyoruz. Yılmaz Sazak derhal tutuklanmalı, Zerin Kılınç için adalet sağlanmalı çünkü hiçbir şüphe yok, deliller ise çok. Bizde mücadelemizle hem Zerin Kılınç kardeşimiz için, adaletin yerini bulması için hem de bütün kadın cinayetlerini durdurmak için mücadeleye devam edeceğiz." dedi.
"BEN YAVRUMA DOYAMADIM O DA YAVRUSUNA DOYAMADI"
Basın toplantısında ayakta durmakta zorluk çeken Zerin Kılınç'ın annesi Telli Özokçu, "Özellikle Adalet Bakanına haykırıyorum. Benim Zerin'imin kanın yerde kalmasın. Bütün deliller evin içerisinde. Arbedeler, kan, kırılan küllüğün tuvalete atılması, tehdit mesajları. Benim Zerin'imi hayattan kopardı bu kansız. Gezmesin ortalıklarda, duyun sesimi. Haykırıyorum, ben bir anneyim. Bir senedir ağlıyorum, gözyaşları döküyorum. Benim yavrumun bir de yavrusu var. Zerinim yavrusuna doyamadı. Ben yavruma doyamadım o da yavrusuna doyamadı. Adalet istiyorum, adalet. Bütün yetkililer sesimi duysun, başka analar ağlamasın. Yoruldum, bir senedir gözyaşı döküyorum. Yavrumun arkasındayım, kanı yerde kalmasın." diye konuştu.
"ABLAM İNTİHAR ETMEDİ, ÖLDÜRÜLDÜ"
Kılınç'ın kız kardeşi Aysun Kılınç, "Ablam intihar etmedi, öldürüldü. Ortada birçok delil var. Buna rağmen hakime hanım delilleri yok sayarak sanığın beraatine karar verdi. İşin ucunda gerçekten siyasi bir müdahale olduğunu düşünüyoruz. Çünkü hukuka aykırı bir karar çıktı. Biz sadece suçlunun cezasını çekmesini istedik. Mücadelemizde yılmadık, yılmayacağız. Ablamın hala arkasındayız. Yalnız olmadığımızı düşünüyoruz. Birçok delile ailecek, polisin, savcının, hakimin yapmadığı şeyleri yaparak bizler delilleri dosyaya koyduk. Tükendik, artık yıldık. Buradan tüm yetkililere seslenmek istiyorum. İçlerinden gerçekten birisi çıksın ve bizim dosyamıza baksın. Desin ki 'Evet burada, bu müdahaleler yapılmış, şunlar yapılmış. Dosyada bunlar var.' denilsin. Lütfen bunu da herkes duysun ve konunun üzerine gitsin. Başka Zerinler ölmesin, başka evlatlar annesiz kalmasın." dedi.
"ŞÜPHELİ YILMAZ SAZAK, OLAYDAN ÖNCE 'SENİN CANINI ALACAĞIM' DİYOR"
Davanın avukatı Ahmet Seyhan ise, "Şüpheli Yılmaz Sazak olaydan önce 'senin canını alacağım' diyor. Hatta daha sonrasındaki konuşmalarda da maktul Zerin Kılınç, Yılmaz'a şunu yazıyor, bunların hepsi mahkeme dosyasında var. Diyor ki 'Alya'yı evden gönderdim, artık bana ne yapacaksan yap' diyor. Olay günü de kızı Alya'yı anneannesinin yazlığına gönderiyor. Yani aslıda cinayet göz göre göre gelmiş. Zerin Kılınç cinayeti, 20-25 gün önceden belli bir cinayetmiş. Ve bunu biz sanığın planladığına inanıyoruz." diye konuştu.