Geri Dön
Eğitim Meslek Yüksekokul Müdürü Arslan: Amacımız sektörle öğrenci arasında köprü kurmak

Meslek Yüksekokul Müdürü Arslan: Amacımız sektörle öğrenci arasında köprü kurmak

Meslek Yüksekokul Müdürü Düzgün Arslan, Almanca bilen tekniker veya teknik uzman ihtiyacını karşılamak amacıyla Yeditepe Üniversitesi’nde Almanca eğitim veren Meslek Yüksekokulu’nun kurulduğunu anımsatarak “Amacımız sektörle öğrenci arasında köprü olmak. Öğrencileri mezun edip göndermek yerine onları geleceklerine ve hayata hazırlamak istiyoruz” dedi.

Meslek Yüksekokul Müdürü Arslan: Amacımız sektörle öğrenci arasında köprü kurmak

Yeditepe Üniversitesi bünyesinde, özellikle hem Almanya hem de Türkiye’deki Alman menşeli ya da Almanya’yla yoğun iş yapan firmalardaki tekniker ve teknik uzman ihtiyacına yönelik olarak açılan, Almanca eğitim veren Meslek Yüksekokulu bu yıl ilk mezunlarını veriyor. Bu yıl, 100’e yakın mezunun büyük bölümü Türkiye’de, bir kısmı da Almanya’da mesleki iş yeri uygulamasını tamamlıyor.

Yeditepe Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğr. Gör. Düzgün Arslan, elektronik teknolojisi, internet ve ağ teknolojileri, mekatronik ve otomotiv teknolojisi programlarında eğitim veren meslek yüksekokuluna ilişkin bilgi verdi. Türkiye’de, irili ufaklı 8-10 bin arasında Alman menşeli ya da Almanya’yla yoğun iş yapan firma bulunduğunu belirten Arslan, Avrupa’nın teknoloji ve ekonomi anlamında lider ülkelerinden biriyle çalışmak gerektiğinde Almanca bilen tekniker ve teknik uzman eksikliğinin bulunduğunu kaydetti.

TÜRKİYE VEYA ALMANYA’DA İŞ YERİ UYGULAMASI OLANAĞI

Meslek Yüksekokulu’nda öğrencilerin, ilk yıl B2 seviyesinde Almancayı öğrenmesi için programı güncellediklerini kaydeden Arslan, öğrencilerin ikinci ve üçüncü yarıyılda alanlarına ilişkin derslerini aldıklarını, dördüncü yarıyılda ise onlara Türkiye’de veya koşulları sağlamaları durumunda Almanya’da iş yeri uygulaması olanağı sunduklarını anlattı.

ÖĞRENCİYE İŞ ÖNERİSİ

İş yerlerinin Mesleki İşyeri Uygulaması sırasında öğrenciden memnun olması durumunda, öğrenciye iş önerisi getirdiğine işaret eden Arslan, şunları söyledi:

“Genç işsizliğin veya diplomalı işsizliğin çok yoğun olduğu ülkemizde önemli bir fırsat sunuyoruz. 97 öğrencimizin büyük bölümü Türkiye’de, pandemi nedeniyle limitli bir bölümü de Almanya’da Mesleki İşyeri Uygulaması koşullarını sağlayarak mezuniyet aşamasına gelmiştir. Halen Almanya’daki kurumlarla devam eden görüşmelerimizi de önümüzdeki dönem öncesinde neticelendirerek yapılacak iş birliği anlaşmaları ile öğrencilerimizin büyük bir bölümüne Almanya’da mesleki işyeri uygulaması olanağı sunabileceğiz.”

GÜZEL PROJELER ORTAYA ÇIKIYOR

Öğrencinin mesleki iş yeri uygulaması sırasında firmadaki iş yeri temsilcisi ile proje üretmek zorunda olduğunu ifade eden Arslan, “Çok ilgi çekici, güzel projeler ortaya çıkıyor. Bu projeler, öğrencinin kendini anlamasında ve kariyer planını yapabilmesinde önemli bir yer tutuyor. Ayrıca iş yerinin uzun zamandır düşündüğü ama yapamadığı veya farklı bir bakış açısıyla gözden geçirebileceği bir iyileştirme projesi olabiliyor” diye konuştu.

“ÖĞRENCİLERİMİZİN DE EMEK VERMESİ GEREKİYOR”

Bazı kurumlarla geliştirdikleri projeyle öğrencilerin ikili eğitime dâhil olabileceğini kaydeden Düzgün Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Almanya’da hem çalışıp hem de eğitimlerine devam edebilecekler. Elbette, yalnızca bizim bu anlaşmaları yapmamız yeterli değil. Sevgili öğrencilerimizin de emek vermeleri, derslerinde başarılı olmaları, Almancalarını geliştirmeleri, yaptıkları ve orada yapacakları iş yeri uygulamalarında iletişim yetenekleri ve diğer öğrendiklerini uygulamaya koymaları gerekir.”

Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda bu adımları attıklarını kaydeden Arslan, “Firma açısından baktığımızda, onların ihtiyacını karşılayabilecek hazır işgücü, öğrenciler açısından baktığımızda da kariyer imkânı sunabilen bir eğitim kurumu olma yolunda ilerliyoruz. Bir köprü olmak istiyoruz. Yüzlerce köprü oluşturmaya çalışacağız. Öğrencileri mezun edip göndermek yerine onları geleceklerine ve hayata hazırlamak istiyoruz. Hem öğrencilerimizin hem de sektörün ‘kazan kazan’ durumunda olduğu bir strateji oluşturarak örnek olmak istiyoruz.”