Geri Dön
Gündem TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma  Komisyonu, kurum temsilcilerini dinledi

TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma  Komisyonu, kurum temsilcilerini dinledi

TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu, kurum temsilcilerini dinledi.

TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma  Komisyonu, kurum temsilcilerini dinledi

TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya Başkanlığı'nda toplandı. Komisyonda konuşan Kaya, bugüne kadar yapılan toplantılarda, ailenin önemi noktasında ciddi bir kanaat oluştuğunu söyledi. Kaya, "Büyüklerimiz, ailenin bel kemiğidir. Din, dil, kültür ve tarih dağarcığının gelecek kuşaklara aktarılmasında yaşlıların yeri asla doldurulamaz. Büyükler; ailenin çimentosudur, neşesidir, sohbetidir, hoş sedasıdır. Büyüklere sevgi ve saygı hem kültürümüzde hem de inancımızda esastır. Ancak modern dünya yalnızlığı da beraberinde getirmiş ve bazı ailelerde büyüklerin bakımı üçüncü kişilere yani bakıcılara devredilmiş veya huzur evlerine bırakılmıştır. Durum böyle olunca, aslında ailenin temelindeki en önemli bir değer eksik kalmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

'BOŞANMA NEDENLERİ ARASINDA, AİLE BÜYÜKLERİNİN AİLE ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN AZALMASI'

Kaya, boşanma vakalarının artması nedenleri arasında, aile bütünlüğünün korunamamasının en önemli nedenlerinden birisinin de aile büyüklerinin aile üzerindeki etkisinin azalması ya da hiç olmamasından kaynaklandığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Parçalanan aileler, ruhsal ve toplumsal açıdan sağlıklı bireylerin yetişmesini de zora sokmaktadır. Uzmanlar, suça bulaşan insanların çoğunluğunun parçalanan ailelerin ya da büyüklerin sevgisinden mahrum kalmış olan çocuklar olduğunu belirtmekte. Çocukluğumuzda bizi annemizden önce anneannemiz büyütür, bugün anneanne dede eksikliği sorunu yaşıyoruz. Bu eksiklikle büyüyen çocuklar hiçbir şey olmasa bile sevgi açlığıyla hayata başlamaktadır maalesef. Nitekim hiçbir bakıcı bir çocuğa annesi, babası veya anneannesi ya da dedesi gibi asla bakamaz. Çocukların her türlü maddi ihtiyacını karşılayabilir ancak manevi ihtiyacını tam karşılayamaz; tıpkı bir yaşlıya evladından başka kimsenin gerçek manada bakamayacağı gibi. İnsanımızı, toplumu korumanın temelinde hukuki tedbirlerden önce ailenin korunması yatmaktadır."

Komisyon, bugünkü toplantısında; Tarım ve Orman Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Akademik Geriatri Derneği'nin sunumlarını dinledi. Akademik Geriatri Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Meltem Gülhan Halil komisyona yaptığı sunumda; Geriatrinin tarihçesi hakkında bilgi verdi. Şu anda Türkiye'de, yüzde 10'lara varmış bir 65 yaş üstü popülasyonu olduğunu kaydeden Halil, "Önümüzdeki yıllarda yüzde 25, yüzde 30'lara kadar çıkacağını biliyoruz. Şu anda 85 yaş üstü nüfusumuz bile 500 binlerde, 90 'plus'lar (üstü) gelmeye başladı. Bizim hastalarımız arasında da çok var. Yaklaşık 200 bin kişi kadar da 90 yaş üstü popülasyonumuz var ve bu artış hem kadın cinsiyette hem erkek cinsiyette gözlenmekte" dedi.

'65 YAŞ ÜSTÜ NÜFUSUN DRAMATİK ARTIŞINI ASLINDA GÖREBİLİYORUZ'

65 yaş üstü nüfusun dramatik artışına dikkat çeken Halil, "Özellikle, Ege, Marmara ve kuzey bölgelerde yaşlı nüfusumuz oldukça yoğunlaşmaya başladı. Tabi, yaşlanmayla birlikte kronik hastalık sayısı da artıyor yani biz genellikle tek bir sorunu olan yaşlıyla uğraşmıyoruz. Genellikle çoklu hastalığı olan yaşlı popülasyon karşımıza çıkmakta. 2009 yılında da ‘Geriatri sadece iç hastalıkları üzerine bir yan daldır.’ diye kabul edildi ve şu andaki uygulamada da geriatristler önce iç hastalıkları uzmanlığı yapıp üzerine geriatriyi bir üst ihtisas olarak yapmaktalar. Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun müfredatına da baktığımız zaman, geriatrinin tanımı şöyle geçiyor; 65 yaş ve üstü kişilerin tüm sağlık sorunları ve hastalıklarıyla ilgili birim aslında. Ama biz sadece hastalık ve sağlık sorunlarına bakmıyoruz; hastayı değerlendirirken hem sosyal durumunu hem fonksiyonelliğini değerlendirmemiz gerekiyor. Bunun için, aslında yaşlının değerlendirmesinde bir geriatrist olarak, bir hekim olarak hiçbir zaman tek başımıza karar vermemeye çalışıyoruz. Çünkü yaşlı hasta yönetimi bir interdisipliner ekip işidir yani yanında mutlaka bir psikolog, fizyoterapist, bir özel geriatri hemşiresiyle birlikte değerlendirilmesi daha uygun olmakta" diye konuştu.

'EVDE BAKIMLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR'

Halil, yaşlıların sorunları ile ilgili tespit ve önerileri de paylaşarak şöyle dedi:

"Evde bakımla alakalı bizim dernek olarak tespit ettiğimiz sorunlardan bir tanesi, aslında biz hani 'evde bakım' diyoruz ama aslında evde verilen hizmet daha çok tetkik ve tetkik yapmak üzerine. Yani bizim evde bakım ekipleri hastaları görüyor, değerlendiriyor ama tetkikleri yapıyor, hastaların ileriye dönük planlamasında eksiklikler var. Yani evde bakım sistemlerinin bir tetkik yapma sistemi gibi çalışmaması gerekiyor. Orada hastanın değerlendirilip işte kan alındı, işte filmi çekildi gibi daha entegre bir şekilde, daha hızlı bir dönüşle evde bakım sistemlerinin düzenlenmesi gerekiyor. Evde bakımla ilgili birtakım yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor."

YENİ PROJE TAMAMLANDI 

Akademik Geriatri Derneği Üyesi Doktor Özgür Kara, yaşlıların tedavilerinin sağlanması için eğitim ve araştırma hastaneleri bünyesinde merkezler kurulmasına yönelik bir proje hazırladıklarını, bu projeyi gelecek hafta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya sunacaklarını açıkladı.