57'nci Alay'ın yer altındaki savaşının hatırası olan kurşun, Atatürk'e hediye edilmişÇanakkale Kara Savaşları sıralarında yerin üstü kadar yerin altında şiddetli çarpışmalar yaşandı. Yer altı çatışmalarının ilk örneği, 57'nci Alay 1'inci Tabur Komutanı Zeki Bey ve askerleri ile Anzak askerleri arasında Merkeztepe'deki bir lağımın içerisinde oldu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde (ÇOMÜ) Öğretim Görevlisi Dr. İsmail Sabah, Zeki Bey'in bu çatışmanın hatırası olarak bir kurşunu Mustafa Kemal Atatürk'e hediye ettiğini söyledi.
'Çanakkale Savaşları'nın kahraman birliği 57'nci Alay, Tekirdağ'da değil Gelibolu'da kurulmuşÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, 5 yıl süren doktora çalışması sonucunda Çanakkale Kara Savaşları'nın kahraman birliklerinden 57'nci Alay ile ilgili yeni gerçekleri ortaya çıkardı. Dr. Sabah, Tekirdağ'da kurulduğu ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk defa bu kentte karşılaştığı zannedilen 19'uncu Tümen ve 57'nci Alay'ın Gelibolu'da kurulduğunu tespit ettiklerini söyledi. Dr. Sabah, tümen komutanı Mustafa Kemal'in bizzat kendisinin Gelibolu'ya gelerek tümeni buradan alıp Tekirdağ'a götürdüğünü belirlediklerini de kaydetti.
Atatürk'ün 57'nci alaya verdiği o emir deşifre edildiÇanakkale Savaşları Araştırma Merkezi'nde, Mustafa Kemal Atatürk'ün 108 yıl önce Çanakkale Savaşları sırasında, el yazısıyla kaleme alıp, imzaladığı 57'nci Alay'a yazdığı emir deşifre edildi. Emirde düşman askerleri tarafından işgal edilen ve sağ cenahta bulunan 31 ve 32 no'lu siperlerin geri alınması için Atatürk'ün askerlere tıpkı 25 Nisan 1915'te söylediği gibi gerekirse ölmeyi emrettiği bölüm dikkat çekiyor.
Atatürk'ün 57'nci alaya verdiği o emir deşifre edildiÇanakkale Savaşları Araştırma Merkezi'nde, Mustafa Kemal Atatürk'ün 108 yıl önce Çanakkale Savaşları sırasında, el yazısıyla kaleme alıp, imzaladığı 57'nci Alay'a yazdığı emir deşifre edildi. Emirde düşman askerleri tarafından işgal edilen ve sağ cenahta bulunan 31 ve 32 no'lu siperlerin geri alınması için Atatürk'ün askerlere tıpkı 25 Nisan 1915'te söylediği gibi gerekirse ölmeyi emrettiği bölüm dikkat çekiyor.