Geri Dön
PolitikaCevdet Yılmaz: Savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 82

Cevdet Yılmaz: Savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 82

CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2002 yılında 56 firma ve 62 projeyle yürütülen ve yaklaşık yüzde 80'ini dışa bağımlı savunma sanayi sektörü günümüze gelindiğinde 3 bin 500'den fazla firma ve 1400'ün üzerinde projeyle yüzde 82 yerlilik oranına ulaşmıştır" dedi.

Cevdet Yılmaz: Savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 82

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay Raporu'nu görüşmek üzere AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.

'CUMHURBAŞKANLIĞI GENEL SEKRETERLİK BÜTÇESİ 21 MİLYAR 287 MİLYON LİRA'

Komisyona sunum yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığının ilgili kuruluşlarla devletin stratejik hedeflerine yön verdiğini, iç ve dış siyasette öncelikleri belirlediğini ve bakanlıklar arasında koordinasyon sağladığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğimizin 2024 yılı kesin hesap gideri 12 milyar 572 milyon lira olmuştur. 2025 yılı bütçesi için ise Genel Sekreterliğimize 16 milyar 928 milyon lira ödenek tahsisi yapılmıştır. 2024 yılı bütçe gerçekleşmeleri incelendiğinde barışı destekleme faaliyetleri kapsamında; Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı gibi diğer kurumlara toplam 10 milyar 816 milyon lira ödenek aktarımı yapıldı. Cumhurbaşkanlığına bağlı ofislere hazine yardımı olarak ise 1 milyar 361 milyon lira, acil destek giderleri için ise 477 milyon lira ödenek kullanıldığı görülmektedir. 2026 yılında Genel Sekreterlik bütçesi için 21 milyar 287 milyon lira ödenek öngörülmektedir. Bu ödeneğin yüzde 41,2'si barışı destekleme faaliyetlerine, acil destek giderlerine ve Yatırım ve Finans Ofisine hazine yardımı olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara aktarılacaktır. Geri kalan ödeneğin büyük bir bölümü ise çeşitli alanlarda vatandaşlarımıza karşılıksız sunulan kamusal hizmetlerin sürdürülebilmesi için kullanılacaktır" ifadelerini kullandı.

Cevdet Yılmaz: Savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 82

'KÜTÜPHANEMİZ 8 MİLYON KİŞİYİ AĞIRLADI'

Türkiye'nin en büyük, koleksiyon sayısı ve sunulan hizmet açısından ise dünyanın en büyük 3'üncü kütüphanesi olan Milli Kütüphane'nin bütçe ile desteklendiğini söyleyen Yılmaz, "7/24 hizmet veren kütüphanemiz açıldığı 2020 yılından bugüne başta gençlerimiz olmak üzere 8 milyonun üzerinde kişiyi ağırlamıştır. Koleksiyonumuzda 134 farklı dilde, 2 milyon 168 bin kitap ile yaklaşık 300 milyonun üzerinde makale, rapor gibi elektronik içerik ücretsiz olarak sunulmaktadır. Kullanıcıların evlerinde de akademik araştırmalarda önem arz eden dokümanlara ulaşılabilmesi için ulusal ve uluslararası veri tabanlarına uzaktan erişim imkanı sağlanmaktadır" diye konuştu.

'NATO ZİRVESİ, CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ'NDE YAPILACAK'

Cevdet Yılmaz, uluslararası temaslar çerçevesinde 2025 yılında 30 ülkenin devlet ve hükümet başkanının Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve NATO Zirvesi'nin 7-8 Temmuz'da Ankara'da düzenleneceğini hatırlattı. Yılmaz, "NATO'nun karşı karşıya bulunduğu güvenlik sınamalarının ele alınacağı ve caydırıcılık ile savunma boyutlarının güçlendirileceği zirvenin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılması planlanmaktadır. Üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları ile ortak ülkeler, Avrupa Birliği (AB) ile davetli diğer ülkelerden yaklaşık 10 bin kişilik bir katılımın öngörüldüğü NATO Zirvesi'nin hazırlıkları Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğimiz koordinasyonunda yürütülmektedir" dedi.

Cevdet Yılmaz: Savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 82

'GİRİŞİMCİLERE 5,6 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPILDI'

Siber Güvenlik Başkanlığı'nın Türkiye'nin dijital egemenliğini ileriye taşıyacağını ifade eden Yılmaz, finans ekosistemin güçlendirilmesi için yapılan çalışmaları anlattı. Cevdet Yılmaz, "Ülkemizin girişimcilik ekosistemi son 5 yılda büyük bir ivme yakalayarak bölgesel bir merkez olma yolunda güçlü bir konuma ulaşmıştır. 2010-2020 arasında Türk girişimcilerine 815 milyon dolar yatırım yapılırken, 2021 yılından bu yana toplam yatırım tutarı 5,6 milyar dolara ulaşmıştır. Yıllık ortalama 1 milyar dolar seviyesindeki bu hacim, ülkemizin küresel girişim sermayesi radarına açık şekilde girdiğini göstermektedir. 2024 yılında ülkemiz, erken aşama yatırımlarda Avrupa'da 12'nci, MENA bölgesinde 3'üncü sırada yer almıştır. Son 5 yılda 455 girişim sermayesi fonu Türkiye'de 2,3 milyar dolar kaynak toplamıştır" ifadelerini kullandı.

'SON 12 AYDA 15,3 MİLYAR DOLAR DOĞRUDAN YATIRIM GİRİŞİ OLDU'

Küresel doğrudan yatırım akımlarında yüzde 11'lik bir düşüş yaşanmasına rağmen Türkiye'ye yatırımların bir önceki yıla kıyasla yüzde 9,7 artarak 11,7 milyar dolara ulaştığını vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:

"2025 yılının ilk 9 ayında uluslararası doğrudan yatırım girişleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 46 artışla 11,4 milyar dolara ulaşmış, son 12 ayda yani yıllıklandırılmış olarak ise 15,3 milyar dolarla son dönemdeki en güçlü performansını ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi tarafından uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek ve tanıtım faaliyetleri çerçevesinde 2024 yılının başından günümüze kadar ülkemizde toplam değeri 3 milyar dolar olan 47 yatırım projesi faaliyete geçmiştir. Ayrıca, bu projelerle 12 bin 496 kişiye istihdam sağlanmıştır. Faaliyete geçen 47 yatırımın 38'i üretime, 2'si Ar-Ge merkezine, 1'i lojistik dağıtım merkezine ve 6'sı hizmet sektörlerine yöneliktir. Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi; yeşil ve dijital dönüşümü merkeze alan, yüksek katma değerli ve nitelikli istihdam sağlayan yatırımların ülkemize çekilmesini önceliklendirmektedir. Yani daha fazla yatırım, daha nitelikli yatırım diyoruz. Bu çerçevede, 2028 itibarıyla yüzde 1,5 seviyesine payımızı taşımayı hedefliyoruz."

'OECD TÜRKİYE EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU HAZIRLIK SÜRECİ BAŞLADI'

2026-2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Cevdet Yılmaz, "Başkanlık tarafından yürütülen planlama çalışmaları sonucunda hazırlanan 2025 Yılı Yatırım Programı ocak ayında yayımlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Programda 3 bin 783 proje yer almakta olup toplam proje tutarı 10,6 trilyon lira, başlangıç ödeneği ise 1,4 trilyon lira olarak belirlenmiştir. Ülkemizin Avrupa Birliği'ne katılım sürecine yönelik olarak her yıl hazırlanan Ekonomik Reform Programı 15 Ocak 2025 tarihi itibarıyla Avrupa Komisyonuna iletilmiştir. Strateji ve Bütçe Başkanlığınca uluslararası düzeyde İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, G20, Avrupa Komisyonu gibi kuruluşlarla makroekonomik politikalara ve kalkınma çalışmalarına yönelik aktif katılım ve katkı sağlanmaktadır. 2026 yılında hazırlanması öngörülen OECD Türkiye Ekonomik Görünüm Raporu hazırlık sürecine başlanmıştır" diye konuştu.

‘İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NIN BÜTÇESİ 7 MİLYAR 564 MİLYON LİRA'

Yılmaz, Devlet Yardımları İzleme Sistemi'ne kurumların entegre işlemlerinin 2025 yılında tamamlandığını ve sistem üzerinden sektörel ve bölgesel politikaların oluşturulmasına etkin bir şekilde katkı sunulduğunu dile getirdi. Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesindeki CİMER ile ilgili, "CİMER, sadece talep ve şikayetler için oluşturulmuş bir başvuru merkezi değil, aynı zamanda katılımcı yönetim ilkesi kapsamında vatandaşların kamu politikalarına yönelik düşüncelerini paylaşabileceği dünyanın en büyük kamuoyu iletişim platformu olarak önemli bir kurumsal kimlik kazanmıştır. 2025 yılında vatandaşların daha hızlı ve kolay başvuru yapabilmelerini sağlamak amacıyla CİMER mobil uygulaması hayata geçirilmiştir. İletişim Başkanlığı, gençlerin kamu kurumlarıyla bir araya gelerek devletin kendilerine sunduğu kredi, teşvik, burs, eğitim desteği gibi yardımlar hakkında bilgi almalarını hedefleyen Devlet Teşvikleri Tanıtım Günleri'ni organize etmektedir. 2025 yılında Ankara, İstanbul, Aydın, Isparta, Kahramanmaraş ve Trabzon illerinde düzenlenen etkinliklere toplamda yaklaşık 110 bin kişi katılım sağlamıştır. Diğer taraftan 2026 yılında İletişim Başkanlığı'nın bütçesi için 7 milyar 564 milyon lira ödenek öngörülmektedir" dedi. Yılmaz ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2026 yılı bütçesinin 174 milyar 389 milyon lira olduğunu söyledi.

'TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ İHRACATTA 11'İNCİ SIRAYA YÜKSELDİ'

Cevdet Yılmaz savunma sanayiyle ilgili ise şu ifadeleri kullandı:

"2002 yılında 56 firma ve 62 projeyle yürütülen ve yaklaşık yüzde 80'ni dışa bağımlı savunma sanayi sektörü günümüze gelindiğinde 3 bin 500'den fazla firma ve 1400'ün üzerinde projeyle yüzde 82 yerlilik oranına ulaşmıştır. Ayrıca savunma sanayimiz yaklaşık 100 bin kişiye ulaşan nitelikli istihdam olanağıyla sürdürülebilir kalkınma hedeflerine önemli katkı sağlamaktadır. Ülkemiz İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen 3 ülkesinden 1'idir. Elektronik harp alanında dünyada öncü olan ülkemiz, savaş gemisini yapabilen 10 ülkeden 1'idir. Savunma sanayi sektörümüz güvenlik ve dış politikada bağımsızlık açısından önem arz ederken aynı zamanda katma değeri yüksek, ekonomik büyüme ve sosyal refaha katkısı bakımından ülkemiz için önde gelen sektörlerdendir. 2002 yılında sadece 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı, 2024 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 30'luk artışla 7,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türk savunma ve havacılık sektörünün ihracat gelirleri 2025 yılının ilk 9 ayında 6 milyar dolara ulaşmıştır. Türk savunma sanayisi, bugün geldiği noktada savunma sanayisi ürünlerinin ihracatında dünya çapında 11'inci sıraya kadar yükselme başarısı göstermiştir. İlk 100 savunma sanayisi kuruluşu listesinde bu sene 5 Türk şirketi yer almıştır. Savunma sanayisinde elde ettiğimiz yetkinlikleri sivil endüstrilere de aktarıyoruz."

Öte yandan Yılmaz, 12'nci Kalkınma Planı kapsamında savunma sanayi sektöründe 150 bin çalışan, 26 milyar dolar ciro ve 11 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedeflediklerini dile getirdi.

KOMİSYON TOPLANTISI DEVAM EDİYOR

Toplantı, milletvekillerinin bütçe üzerine yaptığı değerlendirmelerle devam ediyor.

'ÜLKENİN GELECEĞİ ADINA OLUMLU TARTIŞMALAR OLDUĞUNU DEĞERLENDİRİYORUM'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, komisyonda milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Komisyon toplantılarında yapılan açıklamaların tekliflerde değişikliklere neden olmadığı yönündeki eleştirileri değerlendiren Yılmaz, "Her dönem tartışıyoruz, 'İşte bu kadar konuşuyoruz, hiçbir şey değişmiyor' gibi bir eleştiri yapılıyor haklı olarak ancak bütün dünyada böyle. Parlamenter veya başkanlık sistemlerinde; bütçe ya da diğer kanunlardan daha farklıdır. O yüzden mevcut Anayasa'mızda yürütmeye sadece bütçe konusunda teklif yapma ayrıcalığı verilmiş. Bu, boş yere verilmiş bir ayrıcalık değil çünkü bu bütçeyle yürütme, vatandaşa söz verdiği işleri gerçekleştirecek, kendi içinde bir tutarlılığı olan, bir mantığı olan bir bütçe hazırlayacak ve bunu uygulayacak ama nihai söz yine Meclisimizde; Meclisimiz bunu reddeder veya değiştirerek kabul eder. Fakat diğer kanunlar için vermediği bir yetkiyi Anayasa yürütmeye vermiş, 'Bütçeyi sen hazırla ve gönder' demiş. Dolayısıyla biz de bunu yapıyoruz ve birçok ülkede de doğrusu bütçeler çok fazla değişmez ama bütçe vesilesiyle ülkenin siyaseti tartışılır, hesap verebilirlik zemini oluşur, birçok bakanlığın politikası, genel politikalar ele alınır ve bunlar hiç değersiz şeyler değil, son derece kıymetli tartışmalar. Bunlar bugünkü acil meseleler olmasa da orta veya uzun vadeli olarak ülkenin geleceği adına son derece olumlu tartışmalar olduğunu değerlendiriyorum" ifadelerini kullandı.

'İSRAFTAN KAÇINAN BİR YAKLAŞIMLA BÜTÇEMİZİ YÖNETİYORUZ'

Cumhurbaşkanlığının bütçeden aldığı payın binde 1,1 olduğunu söyleyen Yılmaz, "Geçmişte bu işlevi yapan iki tane kurum vardı; bir Cumhurbaşkanlığı, bir Başbakanlık. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık geçmiş bütçelerde aldığı pay binde 3,2. Bugünkü Cumhurbaşkanlığının harcaması bütçe içindeki oranı geçmiş yıllardakine göre Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığının oranının neredeyse üçte 1'i. Üstelik bu giderlerin, 'Cumhurbaşkanlığı bütçesi' dediklerinizin yüzde 41'i diğer kurumlara transferlerden oluşuyor. Bütçemizin yüzde 41'i Yatırım ve Finans Ofisine transfer ediliyor veya barışı destekleme giderleri; dünyanın birçok yerinde ordumuz görev yapıyor, Cumhurbaşkanlığı bütçesinden transfer yapıyoruz. Acil destek giderlerine transfer ediliyor. Diğer taraftan, gelecek yılla ilgili de tablo şu: bütün genel idareler için artış oranı yüzde 28,38 bütçemizde, tüm kurumlar için artış oranı yüzde 28,38; Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki artış oranı 25,7 yani genel artış oranının altında bir oranda artmış. Diğer taraftan, şunu da ilave etmem lazım: gelecek sene Külliye'de 10 bin kişinin katılacağı NATO zirvesini yapıyoruz. Buna rağmen çok fazla bir artış görmüyoruz. Cumhurbaşkanlığında yapılan işin niteliğine bağlı olarak harcamalar yapılmaktadır ama bir taraftan da son derece titiz bir yaklaşım olduğunu özellikle başta Genel Sekreterliğim olmak üzere diğer bütün birimlerimizin israftan kaçınan, tasarrufu öngören bir yaklaşımla bütçemizi yönettiklerini rahatlıkla söyleyebilirim. Bir tane örnek vereyim size: yasal hakkı olduğu halde çalışanlar veya danışmanlar Cumhurbaşkanımız ile bir ziyarete katıldığında hiç kimse yolluk almıyor, hiçbir çalışanına yurt dışında yolluk vermiyor, uçakla gidip geliniyor, konaklama masrafları" diye konuştu.

'ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN ÇOK YÜKSEK BİR HARCAMA SÖZ KONUSU DEĞİL'

Örtülü ödenek ile ilgili soruları değerlendiren Yılmaz, "Örtülü ödenek nedir? Yasal çerçeveye göre; kapalı istihbarat ve savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ile olağanüstü hizmetler için kullanılır' diyor. Burada da bir limit var. Yasalarda, 'Bu ödenek, bütçenin başlangıç ödeneğinin binde 5'ini geçemez' diye kanuni bir düzenlememiz var. Gerçekleşme ise 2024 yılında on binde 5'i, 2025 yılında on binde 3'ü yani onda 1'i kadar, yasal sınırın, üst limitin onda 1'i, hatta onda 1'in de altında seviyede bir harcama söz konusu; öyle abartılı, çok yüksek bir harcama söz konusu değil. Tabii ki gerekli olduğu zaman da kullanılan bir kaynak, onu da ifade etmiş olalım" dedi.

'KURUMLAR ARASI AKTARMALAR ABARTILI ÖLÇÜDE DEĞİL'

Başlangıç ödeneği ile yıl sonu arasındaki rakamlar arasındaki farklılıklara cevap veren Yılmaz, "Bizim bütçemizin başlangıç ödeneğinin yüzde 10'u kadar kurumlar arası aktarma yapma imkanı var. 2024 yılında bu limit 1,1 trilyona tekabül ediyor ancak bunun 541 milyarı kullanılmış yani yüzde 4,9'u nispetinde bir aktarma yapılmış. 2025 yılında 1 trilyon 461 milyar limit varken bugüne kadar 475 milyar kullanılmış, başlangıç ödeneğine oranla yüzde 3,3. Yani bu kurumlar arası aktarmalar da öyle abartıldığı ölçüde değil, kaldı ki bu bir yasal mekanizma ve teknik anlamda da anlamlı bir mekanizmadır. Bir kuruma başlangıç ödeneği koyarsınız ama şu veya bu sebeple harcama yapamamıştır, ihalesi iptal olmuştur, teknik bir zorluk çıkmıştır, başka bir sebeple o para harcanamamıştır. O halde bunu daha fazla para harcayacak bir kuruma aktarmaktan daha doğal bir şey olamaz veya öncelikleriniz değişmiştir, yıl içinde bir hadise olmuştur, bir afet olmuştur, bir olağanüstü durum gelişmiştir, bunları aktarırsınız. Yani yılbaşında olan şeyin yıl sonunda değişmemesi durumunu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım değil. Şu anda biz limitler içindeyiz, istediğimiz kadar artırabilir miyiz? Hiç öyle bir durum yok, kusura bakmayın, onun için Meclise gelip ek bütçe yapmanız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

'ASGARİ ÜCRET İSTİSNASI NEDENİYLE ALMADIĞIMIZ VERGİ 1 TRİLYON 92 MİLYAR LİRA'

Yılmaz, bütçe miktarının azaltmak için çalışmalar yaptıklarını ve bu kapsamda 2026 yılında 3 trilyon 587 milyar liralık vergi harcaması olduğunu ekledi. Yılmaz, "Bu, 'Vergi harcaması' dediğimiz, 'Almadığımız vergi' demek. Bunların üçte 1'i asgari ücretten almadığımız vergiler, bu '3,6 trilyonun tamamı özel sektör şirketlerden alınmıyormuş' gibi bir söylem kullanıldı; öyle değil. Asgari ücret istisnası nedeniyle almadığımız vergi 1 trilyon 92 milyar lira yani neredeyse üçte 1'idir. 2025'te bunlar yüzde 5,1'di, vergi harcamalarının milli gelire oranını ise 2026'da 4,7'ye düşürüyoruz. Program dönemi sonunda ise 4,1'i hedefliyoruz. Sonuç itibariyle bütçeyi düşürmeye çalışıyoruz ancak bunların birçoğu sosyal, teşvik, yatırım, istihdamı cezbetmeye dönük istisnalar. Yoksa keyfi anlamda şu şirkete şunu verelim, şunu istisna kılalım diye bir şey söz konusu değil. Kaldı ki son düzenlemelerimizle asgari kurumlar vergisi getirdik. Biliyorsunuz yerli şirketlerde yüzde 10, yabancı şirketlerde yüzde 15 olmak üzere ne tür teşvik, istisna falan olursa olsun. Bu uygulamalar geleceğe dönük tabii, bunu geçmişe dönük uygulayamıyoruz ancak geçen yıl yaptık bu düzenlemeyi" ifadelerini kullandı.

'İYİ Kİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNE GEÇMİŞİZ'

Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili eleştiriler için örnekler vererek açıklamalar yapan Yılmaz, "İyi ki böyle bir sisteme geçmişiz çünkü dünyanın gidişatı, risklerin ve belirsizliklerin arttığı bir yöne doğru gidiyor. Siyaset, ekonomi, jeopolitik anlamda da dünyada risklerin arttığı bir döneme doğru gidiyoruz. Eskisinden de daha önemli şu anda istikrar; pandemiyi yönetmeniz için de önemli, bölgesel çatışmalarda ülkemizin istikrarını korumak açısından da küresel rekabet ortamında ülkemizin bekasını, uzun vadeli geleceğini korumak açısından da Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin eskisinden de daha önemli hale geldiğine inanıyorum. Ama bu şu anlama gelmiyor: Bu mükemmel, hiçbir yerine dokunulamaz, kutsal bir yapı anlamına da gelmiyor. Asla öyle bir şey yok. Tam aksine, bu sistemi biz getirirken ne dedik? 'Bu dinamik bir yapıdır' dedik, 'Şartlara göre, idarenin kararlarıyla değişime açık bir yapıdır' dedik. Niye kanunla değil de kararnameyle yapıyoruz bazı şeyleri? 'Dinamik olsun' diye. Sürekli Meclisimize gelip, 'Uzun kanuni bir süreç yaşamayalım' diye çünkü yönetim sistemini daha dinamik değiştirmemiz lazım" diye konuştu. Yılmaz ayrıca yeni anayasa ile ilgili ortak çalışma yapılması gerektiğini ve ilk 4 maddenin değiştirilmeyeceğini ekledi.

'CUMHURBAŞKANIMIZIN TERCİHİ KONUSU DEĞİL'

Yılmaz, Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile ilgili sorular üzerine şu ifadeleri kullandı:

"Burada bir kanuni çerçeve var, Cumhurbaşkanımızın tercihi konusu değil. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı makamını her bir insan için, 'Eşrefimahlukat' diyoruz, yaratılmışların en şereflisi. Hiç kimsenin bir başkasına hakaret etmeye hakkı yok. Hiç kimsenin bir başkasına küfretmeye hakkı yok. Bir kısmı beraat ediyor, bir kısmı ceza alıyor ama bu fikir beyanından dolayı değil, hakaret yani hakarete de kusura bakmayın, hiç kimsenin, ne bizim hakkımız var ne sizin hakkınız var, hiç kimsenin hakkı yok. Kim yapıyorsa da yanlış yapıyordur, biz de yapsak yanlış yapıyoruzdur, siz de yapsanız yanlış yanlıştır yani bunun a partisi, b partisi olmaz. Dolayısıyla bunları da ifade etmiş olayım."

'İÇ CEPHEYİ GÜÇLENDİRME VURGUSU BOŞA YAPILMADI'

Şırnak'ta yaşananları hatırlatan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye, ülkemizi terörden kurtarma, terörsüz bölge; bölgemizin daha huzurlu ve terörden kurtarılması meselesi Türkiye'nin devlet politikasıdır ve stratejik bir hedefidir. Bunu yaparken elbette üniter yapımızı, milli birliğimizi hiçbir şekilde tartışma konusu yapmıyoruz, olması da mümkün değil. Terörün olmadığı, eşit vatandaşlığın yaşandığı şartlarda demokratik siyasetin de kalkınmanın da güçleneceğine yürekten inanıyoruz. Terörün, şiddetin, çatışmanın, bu kavgaların olmadığı ortam, aynı zamanda demokrasinin gelişmesi, standartların yükselmesi, boş yere kaynakların birtakım yerlere akmayıp kalkınmaya, sosyal hedeflere, insani hedeflere yönlendirilmesi açısından da son derece faydalıdır. Bir diğer taraftan da hepimiz gözlerimizi açıp çevremize bakmak durumundayız. Bölgemiz üzerinde hesaplar yapan çok önemli güçler olduğunu, çok ciddi birtakım çatışmalar yaşandığını, bir değişim sürecinden geçtiğimizi de görmemiz lazım. Dolayısıyla bu iç cephemizi güçlendirme vurgusu boş yere yapılmış bir vurgu değildir, gelişmeleri, Gazze'de yaşananları da Suriye'yi de başka alanları da hep birlikte görüyoruz. Bölgemiz üzerinde emperyalist birtakım tasarımların, tuzakların boşa çıkarılması bağlamında da 'Terörsüz Türkiye'nin son derece kıymetli olduğunu belirtmek istiyorum. Bu çerçevede, bazı noktasal meseleler yaşanabilir; zor bir süreç bu, bu tür süreçler kolay değil. Ancak hakikaten ama büyük resme bakmamız lazım; varsa noktasal eksiklikler onları da elbette gidermemiz, azaltmamız, bu yönde gayret sarf etmemiz lazım, kullandığımız dile de bu anlamda çok dikkat etmemiz lazım gerçekten" değerlendirmesinde bulundu.

BÜTÇE KABUL EDİLDİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın soruları yanıtlamasının ardından Cumhurbaşkanlığı ve ona bağlı kuruluşların 2026 yılı bütçe teklifi, komisyonda kabul edildi.