Geri Dön
Politika Erdoğan: Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin

Erdoğan: Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik "Şimdi geçen akşam gene çıkmış - benim televizyon programım var saat 22'de- aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan; ihale yapmışız ve bu ihalede de müteahhit firmalara '5'li çete' diyor ve bu firmalara burayı 3 kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi ve bir kağıt gösteriyor altında, güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin" dedi.

Erdoğan: Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 günlük Karadeniz gezisinin son durağı olan Trabzon'da, aralarında kentsel dönüşüm projesi ile katı atık bertaraf ve enerji üretim tesisi, ticaret merkezi, alt geçit köprüsünün de yer aldığı yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış törenine katıldı. 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı'nda düzenlenen törene; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da katıldı.

'ELİMİZ BOŞ GELMEDİK'

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'İyi ki varsın' diyerek aziz hatırasını yad ettikleri şehit Eren Bülbül'ün memleketinde olduklarını belirterek, kentin her zamanki gibi kendilerini coşkuyla, sevgiyle, yüreğiyle bağrına bastığını söyledi. Erdoğan, "Trabzon ile Trabzonlu ile aramıza bugüne kadar kimseyi sokmadık, bundan sonra da sokmayız. Karadeniz'in lokomotif şehri ayağa kalkarsa, tüm Türkiye ayağa kalkar. Karadeniz'in yıldız şehri Trabzon yürürse tüm Türkiye yürür. Karadeniz’in gözde şehri Trabzon büyürse, gelişirse, kalkınırsa tüm Türkiye aynı yolda ilerliyor, yürüyor demektir. İşte bunun için 20 yıldır ülkemizin 80 vilayetiyle birlikte Trabzon'u da hak ettiği, özlemini çektiği eserlere, hizmetlere, yatırımlara kavuşturmanın gayreti içerisindeyiz. Bugün de elimiz boş gelmedik. Bakanlıklarımıza ve belediyelerimize ait yatırım bedeli, 2 milyar 309 milyon lirayı geçen 95 kalem eser ve hizmetin toplu açılışını yapmak üzere sizlerle bir aradayız. Bu yatırımlarla eğitimde, sağlıkta, hemen her ilçemizi kapsayan anaokulundan ilkokula, ortaokuldan liseye, spor salonundan pansiyona kadar pek çok yatırımın resmi açılışını bugün buradan yapıyoruz. Gençlik ve sporda yapımı tamamlanan Akyazı Yavuz Selim Stadı'nın birinci etap tribününün, Şenol Güneş Stadı içerisindeki 150 kişilik beton örme tribünün ve futbol sahalarının çeşitli ilçelerimizdeki spor salonları ve sahaların gençlik merkezinin her biri 500'er kişi kapasiteli 3 ayrı öğrenci yurdunun resmi açılışlarını bugün gerçekleştiriyoruz" dedi.

'DAĞLARI DELE DELE ŞİRİN'E KAVUŞTUK'

Kente yapılan yatırımları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’yi 20 yılda cumhuriyet tarihinde 5 katı, 10 katı esere kavuşturabilme başarısını gösterebilmemizin gerisinde milletimize aşkla, sevdayla hizmet etmemiz vardır. Her zaman ne diyorum? Biz Ferhat'ız, siz Şirin'siniz. Dolayısıyla dağları dele dele biz şirine kavuştuk" diye konuştu.

'BUNLARIN SADECE SÖZLERİ DEĞİL, HAYATLARI DA YALAN'

"Birileri ülkeye ve millete hizmet makamlarını kendi siyasi ajandalarının basamağı olarak görebilir" diyen Erdoğan şöyle devam etti:

"CHP’nin başındaki zat da kurduğu ittifakla, etrafına topladığı kifayetsiz muhterislerle meseleye böyle bakıyor. İşte CHP kiminle yan yana, terör örgütüyle yan yana. PKK, bir terör örgütü. Onun meclisteki uzantısı da malum. Ya bunlarla el ele, kol kola dolaşanlara benim milletim yürü der mi? Şimdi Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Besler Deresi'nde artık teröristler var mı? Hepsinin inlerine girdik mi? İnlerini duman ettik mi? İnşallah, tek bir terörist kalmayana kadar yola devam edeceğiz. Bu uğurda bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiyi dahi ülkenin yönetimine ortak etme hevesine kapıldılar. Belediyelerinde bunu zaten yaptılar. En kritik yerleri PKK'sından, FETÖ'süne kadar terör örgütleriyle irtibatlı kişilere altın tepsi de maalesef belediye makamında iş verdiler. 44 bin işçiyi belediyeden atıp, onların yerine maalesef teröristleri doldurdular. Hatırlarsanız; bunlar seçimden önce kimsenin ekmeğiyle oynamayacakları üzerine namus, şeref, haysiyet sözü vermişlerdi. Bay Kemal, sen bu sözü verdin. Nerede namus? Nerede şeref? Seçimden sonra ipleri ellerine alınca yaptıkları ilk iş ise liyakatine, gayretine, emeğine bakmaksızın kendilerinden görmedikleri herkesi kapı önüne koymak olmuştur. Ülkelerini her fırsatta bunlar, yabancılara şikayet etmediler mi? Siyasi ikballerini de yabancılardan alacakları desteklere bağlamadılar mı? Allah göstermesin; yarın ülkenin başına geçseler yine aynısını yapacaklar ve bunlar batıdan talimat alacaklar. Çünkü bunların ülke ve şehirlere hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Çünkü bunların sadece sözleri değil, hayatları da yalan."

'BAY KEMAL'İN HAYATI YALAN'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepkilerini sürdüren Erdoğan "İşte bir tanesi vardı ya bir kadın; televizyonda çıkıp, ne diyordu; büyük yalan söyleyeceksin, en büyük yalanı söyleyeceksin.  Bunları dediler mi? Sonra ne oldu? Şimdi yargı aldı, tutukladı ve şimdi cezaevinde. Kime çalışıyordu bunlar? CHP’ye, Bay Kemal'e çalışıyordu. Bay Kemal de zaten yalanı bunlardan öğrendi. Çok iyi yalan söyler, büyük yalan söyler ve bunlarla da bir şeyler yapmaya çalıştı. Şimdi geçen akşam gene çıkmış-benim televizyon programım var saat 22'de-aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan; ihale yapmışız ve bu ihalede de müteahhit firmalara '5’li çete' diyor ve bu firmalara burayı 3 kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi ve bir kağıt gösteriyor altında, güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin. Ve hemşerimiz Ulaştırma Bakanı'nız, hemşeriniz Adil beye dedim ki; yarın akşam çık buna, şöyle bir dersini ver. Ertesi akşam bakanım Adil Bey, çıktı akşam televizyonda buna güzel bir ders verdi. Çünkü adamın hayatı yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar; bunun ki yassıya kadar yanmadı. Çünkü Adil bey işini biliyordu. Ama Bay Kemal'in işini bilmek diye bir durumu yoktu, cambaz ve yalan. Hayatı yalan. Diyorum ki benim hemşerilerim, benim milletim, bu adamın yalanlarına prim vermeyecek" dedi.

'MUHALEFETİN KALİTESİNİ VE KALİBRESİNİ YÜKSELTEMEDİK'

Kılıçdaroğlu'na yönelik tepkilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye için yazılan senaryolarda kendilerine verilen rolü oynamak ve bunun karşılığında elde ettikleri imkanları tepe tepe kullanmak dışında bir dertleri, bir davaları, bir hedefleri de yok. Eğer böyle olmasaydı; ellerine tutuşturulan her kağıt parçasını sonuçta rezil kepaze olacaklarını bile bile kameralar önünde sallamazlardı. Ama bunlar, sallıyor. Böyle olmasaydı, yalan olduğunu defalarca ifade edilmiş, ispatlanmış iftiraları, sürekli tekrarlayıp durmazlardı. Açtığım davaların hepsini kazanıyorum. Bu, çünkü yalancı. Eğer böyle olmasaydı, her fırsatta yüzlerine karşı en ağır hakaretleri edenleri zoraki baş tacı etmezlerdi. Türkiye siyasetinde şu anda CHP genel başkanının ve yöneticilerinin sergilediği omurgasızlığın bir başka örneğini bulamazsınız. Ülkemizi her alanda geliştirdik, büyüttük, ileriye taşıdık. Sadece muhalefetin kalitesini ve kalibresini yükseltemedik. Bunun için de 20 yıla yaklaşan hükümetlerimiz döneminde hep kendimizle yarıştık. Milletimize verdiğimiz her sözü yerine getirdikten sonra çıtayı kendi elimizle yukarıya taşıdık."

'YAHU YALAN SÖYLEME, DÜRÜST OL DÜRÜST'

Ana muhalefet partisine tavsiyelerde de bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Halbuki normal bir ülkede muhalefetin yapması gereken şudur; mesela biz ülkemizin eğitim altyapısını, sınıflarıyla, öğretmenleriyle, ücretsiz ders kitaplarıyla, okul kütüphaneleriyle bugünkü seviyesine getirdik. Onlar, daha fazlasını tahammül etmeliydi. Ama bakıyorsunuz; tek parti faşizmi ve vesayet zihniyeti ile ellerinden gelse yeniden mesleki eğitim kurumları başta olmak üzere okullarımızın çoğunun kapısına kilit vuracaklar. Mesela biz ülkemizin sağlık altyapısını, şehir hastaneleriyle, personeliyle, ambulansıyla, aşısıyla, ilacıyla gelişmiş ülkelerin bile önüne geçirdik. Onlar çok daha ileri projeler teklif etmeliydi. Ama bakıyorsunuz , daha bizim inşa ettiğimiz şehir hastanelerinin yolunu bile yapmaktan acizler. Mesela biz ülkemizin dört bir yanını otoyollarla, metrolarla, hızlı tren hatlarıyla, havalimanları ile donattık. Onlar çok daha fazlasını yapmak için karşımıza çıkmalıydı. Ha, verdikleri söz var; ne diyorlar? Şanlıurfa'ya gidiyor diyor ki; Şanlıurfa Belediyesi'ni önümüzdeki seçimde bize verin, biz elektriği bedava vereceğiz. Ben de diyorum ki; Bay Kemal, Muğla Belediyesi sende, hadi ver bakalım Muğlalı çiftçimize elektriği bedava. Aydın Belediyesi sen de Aydınlı çiftçimize hadi elektriği ücretsiz olarak ver. Antalya Belediyesi sen de hadi ver bakalım ücretsiz. Yahu yalan söyleme, dürüst ol dürüst ol dürüst. Senin elini tutan mı var? Sen bir defa elektriğin kaynağı nerede? Şalter nerede? Merkezi yönetimde, bizde bizde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nerede? Bizde bizde. Adam bunu dahi bilmiyor. Bu denli cahil. Hayata geçirdiğimiz projelerin finansman modelini bile kavrayamadıkları için aradan geçen bunca yıla rağmen hala tamamlanan yatırımların hikmetini çözmekten acizler. Bize diyor ki; bu şehir hastanelerinin parasını nereden buluyorsun? Ey zavallı biz diyoruz; yap-işlet-devret ile bunları yaptık. Dolayısıyla biz bunları alternatif yatırım modelleri olarak yaptık ve şu anda hala yapmaya devam ediyoruz. Mesela biz ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında yerli ve yenilenebilir kaynakların oranını sürekli yükselttik. Onlarsa çok daha verimli ve ekonomik yöntemleri gündeme getirmeliydi; biz şunu şöyle yaparız demeliydi. Ama bakıyorsunuz ya mevcut barajları ve tesisleri engellemenin ya da akıl mantık işi olmayan birçok adımla hesaba kitaba gelmeyen üfürüklerle milleti kandırmanın peşindeler. Mesela biz ülkemiz sanayisini üretim ve ihracat gücü ile dünyanın önde gelen alternatiflerinden biri haline getirdik. Onlarsa çok daha fazlasını hedeflemeliydi. Ama bakıyorsunuz; bırakın yapılanları takdir etmeyi, ülkenin başarılarına kulp takmak, sebebi belli dalgaları krize dönüştürmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Bu örnekleri her alana teşmil etmek mümkün. Allah, epeyce bir zamandır ülkeyi ve milleti bunların eline bırakmadı. İnşallah, bundan sonra da bırakmayacak."

'TUTTURDULAR Z KUŞAĞI, Y KUŞAĞI'

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz 10 yıl önce milletimize 2023 hedeflerimizi açıkladık. Bugüne kadar da bu hedeflerin kılavuzluğunda ülkemize nice büyük eserleri hizmetleri kazandırdık. Bununla kalmadık, bizden sonraki nesillere miras bırakmak üzere 2053 vizyonunu gündeme getirdik. Hatta yeşil kalkınma devrimi başta olmak üzere bu vizyonun ilk hedeflerini de oluşturmaya başladık. Peki, bugüne kadar siz CHP'den veya diğer muhalefet partilerinin herhangi birinden ülkenin gelişmesi, milletin refahının artması, gençlerimizin geleceğine güvenli bakabilmesi önünde herhangi bir vizyon, proje, hedef duydunuz mu? Duyamazsınız; çünkü böyle bir dertleri yok, çünkü onlara biçilen misyon bu değil. Tutturdular Z kuşağı, Y kuşağı. Biz de diyoruz ki; Teknofest kuşağı. Bizim Sürmeneli uşaklar, İHA'yı, SİHA'yı, Akıncı’yı, yaptı mı? Ulan bir de bunu konuş da. Bunu konuşmaz, niye? Sürmeneli yaptı. Onlara biçilen misyon Türkiye'nin 2023'ünü engellemeleri, 2053 vizyonunu unutturmalarıdır. Acı ama karşımızdaki gerçek budur. İşte bunun için hep birlikte 2023'e kadar çok çalışmalıyız. 2023'e kadar hep birlikte çok çalışmaya var mıyız?"

'KENDİLERİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELERİ GEREKİR'

2023'ün önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Allah'ın izniyle bizi bu yoldan kimse çeviremeyecek. Geçmişte ülkemizin defalarca düşürüldüğü tuzakların bir yenisini, ayağımıza dolaştırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Kafaları başka yerde, gönülleri başka mecralarda olanlardan bu ülkeye hayır gelmez. Siyaseti yalandan, stratejisi iftiradan, taktiği çarpıtmadan ibaret olanların bu millete hayrı yoktur. Şeref sözü vermeye çocuğa ciklet sözü vermek kadar değer atfetmeyenlerin hiçbir sözüne güven olmaz. Bulunduğu yere kumpasla gelenlerden siyaseti de yönetimi de onurla yürütmesini beklemek elbette beyhude çabadır. Azıcık izzetinefis sahibi iseler en azından çoluklarının çocuklarının yüzüne bakabilmek için kendilerine çeki düzen vermeleri gerekir. İnşallah 2023 bu bakımdan Türkiye için bir temizlenme, arınma, yenilenme vesilesi olacaktır” diyerek konuşmasını tamamladı.

Erdoğan daha sonra bakanlarla birlikte kurdele keserek projelerin toplu açılışını yaptı. Erdoğan bu sırada kalabalık arasından sahneye çağırdığı Berat Can Gürsoy adlı çocuğa hediye verdi, sohbet etti. 

 

AK PARTİ İL DANIŞMA MECLİSİ TOPLANTISINA KATILDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen partisinin Trabzon İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılıp, partililere hitap etti. 

"AK Parti'li kadrolar olarak geçmişteki dava arkadaşlarımızdan devraldığımız bayrağı her gün biraz daha yükselteme devam ediyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sık sık tezahüratlarla kesildi. Erdoğan, "İşte bu gençlik hiçbir partide olmayan bir gençlik. 2023’e hazır mıyız? Gençler 2053’e hazır mıyız? Dimdik ayakta mıyız? Ona göre hazırlıklarımızı kimseye prim vermeden TEKNOFEST gençliği olarak yola devam edeceğiz" dedi.




'2023 HEDEFLERİMİZE EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ'

Türkiye’ye daha fazla yatırım kazandırarak ülkeyi her gün biraz daha büyülterek, güçlendirerek geçmişteki büyüklerin emanetine hakkıyla sahip çıktıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Unutmayın; gençler hep beraber uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece diyerek çıktığımız bu kutlu yolculukta tam 20 yıldır kararlılıkla yürüyoruz. İlk günkü heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmeden, ülkemize ve can borcumuz aziz milletimize aşkla hizmet ediyoruz. Küresel ölçekte yaşanan çok ciddi sıkıntılara rağmen Türkiye’yi tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle tanıştırmayı sürdürüyoruz. Dünyanın en gelişmiş ülkelerini dahi derinden sarsan salgın sürecini en az hasarla atlatan ülkelerden biriyiz. Küresel ekonominin yüzde 3,4 küçüldüğü 2020 yılında biz yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettik. Salgın şartlarına rağmen 2,7 milyon  insanımıza yeni iş kapısı oluşturduk. Asgari ücretten memur ve emeklilerimizin maaşlarında yaptığımız artışlara kadar her alanda insanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirdik. 20 Aralık’ta açıkladığımız tedbir paketiyle döviz kurundaki balonu söndürürken, muhalefetin istismar arayışlarından birini daha ellerinden aldık. 225 milyar doları aşan rekor ihracat rakamını ülkemizin salgın yönetimindeki başarısının bir tescili olarak değerlendiriyoruz. Beklentilerimizi aşacağına inandığımız 2021 yılı büyüme rakamlarıyla ihracattaki başarımızı bir üst aşamaya taşıyacağız. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazlı yoluyla büyülterek 2023 hedeflerimize doğru emin adımlarla ilerleyeceğiz. Elbette ülkemiz için çalışırken, koştururken, yeni projeler ortaya koyarken, Trabzon’u da ihmal etmiyor, Trabzon’a sırtımızı dönmüyoruz. Diğer 80 vilayetimiz gibi Trabzon’un da kalkınması, abat olması, bölgesinin üretim ve ticaret merkezi haline gelmesi için elimizden geleni yapıyoruz."

'MİLLETİMİZİN AKLIYLA, BASİRETİYLE ALAY ETMENİN PEŞİNDELER'

Muhalefete yönelik eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefet ne ülkeye dair bir hayalleri, ne de milletin sıkıntılarına çözüm bulmak için niyetleri var. Sadece istismar etmenin, çamur atmanın, bahane bulmanın milletimizin aklıyla, basiretiyle alay etmenin peşindeler. AK Parti’nin ulaştığı seviyelere, muhalefetin ne hayalleri ne de vizyonu ulaşabiliyor. Biz Türkiye’yi kalkındırmanın, daha da güçlendirmenin mücadelesini verirken, onlar gündelik meselelerin ardına takılıp kalıyorlar. Biz Türkiye’nin uluslararası itibarını daha üst seviyelere taşımak için gayret gösterirken, onlar yabancı büyük elçilere şikayet dilekçesi yazıyorlar. Biz milletimizi, her alanda hak ettiği hizmetlerle buluşturmaya çabalarken, onlar Ankara’da kimin nereye nasıl oturacağının kavgasını veriyorlar" diye konuştu.

'ÇAMUR ATIYOR, YALAN SÖYLÜYORLAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz proje üretirken icraat yaparken milletimizin derdine çare ararken onlar sadece ve sadece iftira peşinde koşuyor, çamur atıyor, yalan söylüyorlar. Ellerine tutuşturulan her kağıt parçasını belge zannedip devletin kurumlarını kötülemekten ülkemizin vizyon projelerine çamur atmaktan başka yol ve yöntem bilmiyorlar. CHP’li belediyelerde yolsuzluk, ahlaksızlık, beceriksizlik, hırsızlık hadsafaya çıkmışken bu rezillikler ile yüzleşmek yerine asılsız iddia ve ithamlarla yatırımlarımız engellemeye çalışıyorlar. Biz bunların yalanlarını yüzlerine çarpmaktan, mahkeme salonlarında iftiralarını çürütmekten bıktık. Ama Bay Kemal yoldaşları ve yandaşları her gün yeni bir yalanla rezil olmaktan hiç usanmadılar. Şimdiye kadar onlarca kez hem bize hem de bakan arkadaşlarımıza tazminat ödemeye mahkum oldular. Ancak siyasete yalan bulaştırma hastalığında kendilerini bir türlü kurtaramadılar. Ulaştırma ve enerji bakanlarımız yaptıkları açıklamalarla Bay Kemal’in attığı son iftiralara cevabı en güzel şekilde verdiler. Biz de bu şahsın ahlaksız laflarına avukatlarımız aracılığı ile hukuki yollara başvurduk. Sadece siyasette değil mahkeme önünde de bu müfterinin iftiralarını boşa çıkartacak, çürütecek ve hakikatleri tek tek yüzüne çarpacağız" diye konuştu.

'CHP VE İTTİFAK ORTAKLARI KENDİLERİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELİ'

"AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kendi siyasi ikbalini ülkenin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören bir siyaset anlayışını kabul etmiyoruz" diye Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin kaybetmesi pahasına gelecek hesapları yapılmasını ahlaki ve insani bulmuyoruz. Özellikle iktidara giden yolun sandık yerine yabancı devletlerin kapısında aranmasını demokrasimiz adına çok tehlikeli görüyoruz. Kendi milletlerinin hak ve hukukunu savunmak için ülkemize görevlendirilen büyük elçilerin özellikle muhalefet tarafından arzuhal makamına dönüştürülmesi Türkiye’nin bağımsızlığı adına vahim bir durumdur. Hele hele ağızlarını her açtıklarında Atatürk’ün partisiyiz diye öğünenlerin siyasi geleceklerini dış güçlerin icazetine, yardımına bağlaması gerçekten utanç vericidir. Türkiye’yi ve Türk demokrasini böyle bir duruma düşürmeye kimsenin hiçbir siyasetçinin hakkı yoktur. İstiklal ve istikbali uğruna gencecik evlatlarını Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı'nda şehit veren bir millet böyle bir zilleti kimse reva göremez. CHP ve ittifak ortakları biran önce kendilerine çeki düzen vermeli içinde debelendikleri bu zillet çukurundan kurtulmanın yollarını aramalıdır. CHP’ye oy vermiş Gazi'nin hürmetine bu partiye destek olmuş tüm vatandaşlarımın da bizimle aynı beklentide olduğunu görüyorum. Zira Bay Kemal’in elinde CHP’nin rotasını tamamen kaybetmesi millet ve memleket düşmanlarının aparatı haline gelmesi en çok CHP’li seçmeni rencide ediyor. 'Gazi'nin partisiyiz' diyerek oy verdikleri partinin batı muhipleri cemiyetine dönüşmesi milli meselelerin hiçbirinde onurlu bir duruş sergileyememesi en fazla onların başını yere eğiyor. Bay Kemal ve yoldaşlarının iş bilmezliğinden beceriksizliğinden, her gün bir yenisi patlayan skandallarından biz nasıl rahatsız oluyorsak bizim gibi CHP’lilerde rahatsız oluyor. Çünkü bu ilkesizlik, bu omurgasızlık ne Türk siyasetine ne siyaset müessesesine ne de Gazi meclisimizin haysiyetine asla yakışmıyor."

'MUHALEFETİN GÜNDEMİ İLE BİZİM GÜNDEMİMİZ ARASINDA DAĞLAR KADAR FARK VAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah 2023 seçimlerinin Türk siyasetinin yanı sıra CHP’nin de bu kamburdan kurtuluşuna vesile olacağına inanıyorum. Muhalefetin gündemi ile bizim gündemimiz arasında dağlar kadar fark var. Bizim siyasi tasarrufumuzla bizim siyasete bakış açımızla bizim siyaset yapış tarzımızla muhalefetin siyasi anlayışı arasında çok derin uçurumlar var. Biz gönülleri yapmak, gönülleri fethetmek, gönüllerde taht kurmak için çalışan bir kadroyuz.  Siyasetinin merkezine ahlakı, erdemi, vatan millet sevgisini koyan kökü mazide olan bir geleneğin temsilcileriyiz. Bizim siyasetimiz kuşatıcı kucaklayıcı farklılıklara değil ortak değerlere odaklanan siyaset biçimidir. Siyasetimiz 84 milyonun her bir ferdinin ebedi ve ezeli kardeşliği üzerine kuruludur. Ecdadın bedel ödeyerek daha 15 yaşında fidan gibi delikanlıları toprağa vererek emanet ettiği bu cennet vatanı canımızdan daha aziz görüyoruz. Biz bu millete sevdalıyız" dedi.

'TRABZONSPOR ZAMAN TÜNELİ PROJESİ HAYIRLI OLSUN'

Kentte kazandırılan yatırım ve projelerden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında salondakiler "Bordo mavi, şampiyon Trabzon" tezahüratlarında bulundu. Erdoğan, müjdesini verdiği Trabzonspor Zaman Tüneli projesine ilişkin, “Trabzonlular ve Trabzonspor arasındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu çok iyi biliyoruz. Şimdi buradan bir müjdemizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Trabzon’umuzun Trabzonspor taraftarlarının tek yürek olduğu zaferlerle şanlı tarihinin yazıldığı Avni Aker Stadı yerinde yaptığımız millet bahçesinin ikinci etabında tarihi bir projeyi hayata geçiriyoruz. Trabzonspor’umuzun başarılarının, zaferlerinin tüm ziyaretçilere gösterileceği Trabzonspor Zaman Tüneli'ni kuruyoruz. Burada 410 metrekarelik müze ve sergi alanları, fuaye alanı, 4 boyutlu salonu, hatıra ve hediyelik eşya mağazaları olacak. Yine Trabzonspor'un tarihi başarıları burada 4 boyutlu olarak şehrimizin misafirlerine ziyaretçilerine gösterilecek. Şehrimiz ve Trabzonspor’umuz açısından biz vizyon projesi olacak bu yatırımın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Uzungöl ve Ayder, artık sadece Trabzon'un değil ülkemizin dünya çapındaki en önemli sembolleri arasındadır. Bunun için her iki yeri de korumaya aldık. Uzungöl özel çevre koruma projemizin ilk etabını 100 milyon liralık yatırımla tamamladık. Bu güzel gölümüzü besleyen dereleri sürekli izliyor ve herhangi bir azalmaya kirlenmeye izin vermiyoruz. Yaptığımız meydan düzenlemesiyle Uzungöl'ün cazibesini artırdık, yaylalarımızla ilgili koruma ve güzelleştirme çalışmalarını da kesintisiz sürdürüyoruz. Doğu Karadeniz’in Anadolu’ya açılan kapısı olan Zigana Tüneli ve bağlantı yollarında 24 saat vardiya esasına göre çalışmalarımız sürüyor. İnşallah burayı da bu yılsonuna kadar bitiriyoruz”

‘SON 20 YILIN EN KRİTİK KAVŞAĞI VAR’

Sanayici ve çiftçilere verdikleri destekleri anlatan Erdoğan, Tonya ve Çarşıbaşı, Düzköy ve Şalpazarı ilçelerine birkaç yıla kadar doğal gaz arzı sağlanacağının müjdesini verdi. Erdoğan, “Sevgili kardeşlerim çok değerli yol arkadaşlarım; özetin özeti diyebileceğimiz tüm bu devasa yatırımları CHP ve CHP’nin sabotajlarına, yalanlarına, engelleme çabalarına rağmen yaptık. Son 19 yılda neyi başardıysak, milletimizle gönül gönüle vererek başardık. Siz bizi desteklediniz, siz bize dua ettiniz, siz bize sahip çıktınız, biz de zorluklara aldırmadan sizler hep aşkla, sevda ile hizmet ettik. Şimdi önümüzde son 20 yılın en kritik Kavşağı var; 2023 seçimleri Türkiye'nin kader seçimi olacaktır. Ülkemizin kazanımlarını koruması, milletimizin geleceğine güvenle istikbali huzur içinde yürümesi, sizlerin vereceği mücadeleye bağlıdır. Muhalefetin çapsızlığı, beceriksizliği artık sıradan hale gelen fiyaskoları bizi asla rehavete sürüklememelidir” diye konuştu.

‘DURMAK YOK YOLA DEVAM’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ellerimiz bir kaldıralım yoğun bir şekilde gümbür gümbür tüm Karadeniz duysun. Hazır mıyız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Durmak yok yola devam. Biz buralara başkaları ile rekabet ederek değil, hep kendimizle yarışarak, kendi rekorlarımızı kırarak geldik ve bundan sonra da aynen bu rekorları yenileceğinize inanıyorum. Çok teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

 

AKÇAABAT İLÇESİNDE VATANDAŞLARA SESLENDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısının ardından gençlerle buluşma programı için Akçaabat ilçesine geçti. Burada kütüphane önünde bekleyen kalabalığa otobüsün üzerinden seslenen Erdoğan, "Milletiyle bu derece güçlü sevgi ve kader arkadaşlığı yapabilmek öyle herkese nasip olacak bir başarı değildir. Ben sizi seviyorum. Allah için seviyorum. Sizler siyaset ve hizmet yolculuğumuzun her safhasında bizim yanımızda oldunuz. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadınız. İstanbul’u yönetmek için yola reva olduğumuzda bizim yanımızda siz vardınız. Siyasi yasaklar getirilip, tarihin tozlu raflarına kaldırılmak istendiğimizde yanımızda yine siz vardınız. AK Parti’yi kurup ülkeye hizmet yolculuğuna çıktığımızda yanımızda yine siz vardınız. Geçtiğimiz 20 yılda girdiğimiz her mücadelede yanımızda siz vardınız. Biz de milletimize ve size olan şükran borcumuzu tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini gerçekleştirerek ödemenin gayreti içerisinde olduk" dedi.

'ARTIK ESKİ TÜRKİYE YOK'

Trabzon ile birlikte 81 vilayetin tamamını eşi benzeri görülmemiş eserlerle donattıklarını söyleyen Erdoğan, "Her kesimden vatandaşımızı özlemi olan haklara ve özgürlüklere biz kavuşturduk. Vesayeti yenerek, milli iradeyi biz yücelttik. Terör örgütlerinin başına balyoz gibi inerek insanlarımızın can ve mal güvenliğini sağladık. Gabar'da, bunların üzerine çöktük. Cudi'de bunların üzerine çöktük. Tendürek'te, Besler derelerinde bunların inlerine girdik. Son terörist ölünceye kadar terörle mücadelemize devam. Sınırlarımıza yönelik tacizlere cevabını vererek istiklalimizi kurduk. Bölgesel ve küresel gücümüzü arttırarak ülkemizin itibarını yükselttik. İnşallah şimdi de Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirerek milletimize verdiğimiz bir sözümüzü daha tutacağız. Artık eski Türkiye yok. Eski Trabzon da yok. Vesayet ve darbe dönemlerinin maddi ve manevi iklimiyatını bugün sahip olduklarımızın kıymetini daha iyi taktir edebileceklerdir" diye konuştu.

'SİZE GÜVENİYORUM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün baktım ki Trabzon merkezdeki o malum binalar hepsi yıkılıyor ve gerek tünel, gerek viyadükler bunlar inşa ediliyor ve şimdi bambaşka bir Trabzon merkez elhamdülillah inşa ediliyor. Tabi eski günleri yaşamayanlar bugünü anlamazlar. Bu mukayeseyi yapamayanlar bu anlattıklarımızı sanki bir film senaryosu, roman konusu gibi zannediyor. Gençler, ne yaptığımızı babalarınıza, dedelerinize bir sorun, onlar size o günü ve bugünü anlattığında nereden nereye geldiğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. Halbuki Türkiye yoklukların, yasakların, baskıların, zulümlerin, sefaletin o taşlı dikenli dolambaçlı yollarından geçerek bugüne ulaşmıştır. Sizlerden özellikle gençlerimize söylüyorum; yeni nesillere bu hakikatleri anlatmanızı istiyorum. Ancak bu şekilde evlatlarımıza gururla hayata geçirebilecekleri bir 2053 vizyonu teslim edebiliriz. Türkiye için hiçbir hayali hiçbir hedefi hiçbir projesi olmayanların imaj cilalamasıyla parlatmaya çalışların oyunlarını bozmalıyız. Ruhları tek parti faşizminden bir adım öteye geçememiş muhterislerin ülkemizin kazanımlarını birer birer yok etme çabalarına seyirci kalmayacağız. Bunun için 2023 çok önemli. 2053 daha sonra çok önemli. İnşallah hep birlikte önümüzdeki seçimlerde bir kez daha sandıkları patlatarak ülkemizin demokrasi ve kalkınma yolculuğunu kesintiye uğratmayacağız. Gece gündüz çalışmaya var mıyız? Çalmadık kapı bırakmamaya var mıyız? Kazanılmamış gönül bırakmamaya var mıyız? Kardeşlerim; ben size inanıyorum. Size güveniyorum" sözleri ile konuşmasını tamamladı.  



Selçuk BAŞAR/AKÇAABAT(Trabzon), (DHA)