Geri Dön
Politika Kılıçdaroğlu: Tank palet fabrikasını Katar ordusundan alacağım

Kılıçdaroğlu: Tank palet fabrikasını Katar ordusundan alacağım

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bana kimse milliyetçilik edebiyatı yapmasın. Milliyetçi olan tank palet fabrikasını Katar ordusuna satmaz. Tank palet fabrikasını Katar ordusundan alacağım; şerefli, şanlı ordumuza teslim edeceğim” dedi.

Kılıçdaroğlu: Tank palet fabrikasını Katar ordusundan alacağım

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Güntekin Uysal, Boyabat ilçesinde Sinoplularla buluştu. Milletvekili tanıtımlarının ardından halka hitap eden Kılıçdaroğlu, vatandaşların tepkisini sandıkta göstermeleri gerektiğini belirtti. Devletin dininin adalet olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Adaletin olmadığı yerde uyuşturucu mafyaları koşar, eğlenir gezer. Bizim küçük evlatlarımızı zehirlerler. Benim sözüm var, 5’li çeteleri de, uyuşturucu baronlarını da bu ülkeden göndereceğim. Niye soğan ve patatesle uğraşıyorsun diyorlar. Evin kadını gidecek, pazardan alışveriş yapacak. Soğanın kilosu olmuş 30 lira. Senin mutfaktan haberin var mı? Mutfakta yangın var. Sarayda oturuyorsun, keyfin yerinde. 5’li çetelere para aktarıyorsun, 1, 3, 5 yerden aylık alanlar var. Yiye yiye doymadılar. Mutfakta yangını çıkaran ben değilim, sensin. O yangını söndürecek olan da benim” ifadelerini kullandı.


‘BU ÜLKEDEN SÖMÜRÜLEN 418 MİLYAR DOLARI DA ALACAĞIM’

AK Parti’nin 22 yıldır iktidarda olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bizim tarihimizde soğan bu kadar zamlandı mı? Düzelteceğim, yukardan alıp aşağıya vereceğim. Yurt dışına götürülen, bu ülkeden sömürülen 418 milyar doları da alacağım, bu millete teslim edeceğim. Benim saraylarda oturmak gibi bir düşüncem yok. Bu kardeşinizin oğlu paralı askerlik yapmadı, gitti aslanlar gibi askerliğini yaptı. Bana kimse milliyetçilik edebiyatı yapmasın. Milliyetçi olan tank palet fabrikasını Katar ordusuna satmaz.  Tank palet fabrikasını Katar ordusundan alacağım, şerefli ordumuza teslim edeceğim. Sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyun, bu kadar kavga yetmedi mi?” ifadelerini kullandı.


'3 MİLYON 600 BİN SURİYELİNİN ÜLKEMİZDE NE İŞİ VAR'

‘3 milyon 600 bin Suriyelinin bizim ülkemizde ne işi var?’ diyen Kılıçdaroğlu, “Söz verdim, en geç 2 yıl içerisinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi, Suriye’ye uğurlayacağım. Bütün köy okullarını açacağım ve 100 bin öğretmen ataması yapacağım. Bütün çocuklar Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi, köylerde okula gidecek. Beslenme çantası uygulamasını kaldıracağız. Çocuk okula giderken, suyunu, sütünü içecek, yemeğini yiyecek. İlkokuldaki tüm öğrencilerimiz yemeklerini arkadaşlarıyla beraber okulda yiyecekler. Bay Kemal’in sözü var. Allah izin verir de sizin oylarınızla iktidar olduğumuzda Kurban Bayramı’nda emekli kardeşimiz bankadan para çekmeye gittiğinde orada 15 bin lira parayı görecek. Sen yandaşların için çalışıyorsun, Bay Kemal de vatandaşlar için çalışıyor. Milliyetçilik konularında bir sürü laf ediyorlar. Masanın altında, yanında, üstünde gibi. Boyabat’tan söylüyorum bütün Türkiye duysun. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız. Sinan Ateş’in ve Gaffar Okkan’ın katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim” diye konuştu.


'HİZBULLAH’IN PARTİSİYLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDELER'

Boyabat mitingi’nde konuşan DP Genel Başkanı Güntekin Uysal ise “Millet İttifakı’nın Halil İbrahim Sofrası’nda bir araya gelen siz değerli Boyabat’ın da iradesi mutlaka kervanın yürüyüşünde bir büyük adıma dönüşecektir. Birileri aslan payını alacak, milyonlara da sırtlan payı düşecek. Bu aslan payını alıp millet hakir gören, millete sanki lütuf veriyormuş gibi hak dağıtan, bu kibirli iktidar sahiplerine Anadolu’nun her tarafında olduğumuz gibi Boyabatlı vatandaşlarımız da bir itiraz sesini yükseltecek. Gelin görün ki bugünkü iktidar sahipleri aldıkları rolle beraber bir anda marifetle ayıbını anlatanlar gibi Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanıyız demişler. Öbür tarafta da 80 yıllık Cumhuriyetin tarım ve hayvancılıkta kurduğu tüm ekonomik altyapıyı tasfiye etmek için bir özel gayretin içine girmişler. Kendileri terör örgütleriyle iş birliği yapmış, muhalefeti suçluyorlar. FETÖ’yle beraber devleti ele geçireceğiz diyerek yola çıkmışlar, muhalefeti suçluyorlar. Şimdi her yol mübah, emniyet müdürümüz Gaffar Okkan’ı şehit eden Hizbullah’ın partisiyle iş birliği içerisindeler. Bugün Resmi Gazete’de bir Hizbullah mensubunun cezasını affettiler. Öyle anlaşma yapmışlar. O açıdan vazifemiz büyüktür. Allah’ın izniyle bu büyük cumhuriyet yarınlara, gelecek nesillerimize aktaracağız” dedi.

‘DEMOKRASİDEN YANA OY KULLANACAĞIZ’

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile Demokrat Parti Genel Başkanı Güntekin Uysal, Sinop’taki programın ardından Ordulularla buluştu. Milletvekilinin tanıtımının ardından halka hitap eden Kılıçdaroğlu, hayatının son anına kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çağdaş uygarlığa ulaştırmak için çalışacağını söyledi. Konuşmasının başında gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, ülkenin geleceğinin gençlere bağlı olduğunu belirterek, "Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye’yi, onun düşlediği güzel çağdaş uygarlığa, iyi çağdaş uygarlığa hep birlikte ulaştıracağız ve bunun mücadelesini vereceğiz. Kurtarma beraber olacak, birlikte. El ele ve kol kola. Gençler önce size sesleneyim; önümüzdeki süreç içerisinde Türkiye’nin kaderini değiştirecek olanlar sizlersiniz. İlk kez sandığa gidip oy kullanacak olan sizler, bütün umudum bu ülkenin geleceği size bağlı. Beraber, birlikte gideceğiz sandığa ve oyumuzu kullanacağız. Demokrasiden yana oy kullanacağız. Alın terinden yana oy kullanacağız. Türkiye için oy kullanacağız. Evlatlarımız, torunlarımız için oy kullanacağız ve bir otoriter yönetimi değiştireceğiz” dedi.

‘ALIN TERİ DÖKENİN EMEĞİNİN KARŞILIĞINI SON KURUŞUNA KADAR VERECEĞİM’

Fındık fiyatını 4 dolara sabitleyeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Emek harcayandan yana oy kullanacağız. Bu bölge Karadeniz’in iki temel ürünü var. Çay ve fındık. Dolayısıyla temel geçim kaynağı bunlar. Bu konuda çalışan fındık üreticisi, çay üreticisi alınlarının terinin karşılığını almak zorundalar. Emeklerinin karşılığını almak zorundalar. Bunlar tarımı düzeltmek için Güney Amerika’ya gidiyorlar. Güney Amerika’da geziyorlar aman burada tarım ne kadar iyi diyorlar. Ya daha çalışkan insan bizim ülkemizde. Kendi ülkesinden haberi yok, oraya gidiyor. Ama söz verdim, alın teri dökenin emeğinin karşılığını son kuruşuna kadar vereceğim. Daha önce söyledim, yine söylüyorum; fındık hangi dönem olursa olsun, ne olursa olsun karşılığı 4 dolar eşittir Türk Lirası olacak. Unutmayın bir tarafa yazın; Bay Kemal gelmişti, Ordu’da söylemişti diyeceksiniz, 4 dolar eşittir Türk lirası karşılığı. Böylece bizim insanımızda kazanacak. Eyvallah, ihraç ediyoruz. Fındık üretiminde dünyada bir numarayız eyvallah ama bizim üreticimiz kazanmıyor, milyon dolarları, milyar dolarları başkaları kazanıyor. Fındığı götürecekler tekelcilere teslim edecekler. Bay Kemal tekelcilere eyvallah der mi? Benim için önemli olan bizim insanımızdır. Bizim insanımızın alın teridir ve onun kazanması lazım” diye konuştu.

‘BEŞLİ ÇETELER BUGÜN VAR, YARIN YOKLAR’

Kendisinin cumhurbaşkanı olmasını istemeyen iki temel aktörün olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"Yine aynı şekilde 170 lira gibi bir destekleme veriyorlar. Yıllardır hiç değişmedi, hiç ama hep aynı fiyat. Ya her şey değişti kardeşim neden bu fındık üreticisinin fiyatı bir türlü değişmiyor? Taban fiyatı neden değişmiyor? Ürünün karşılığı neden bir türlü ödenmiyor? Ödeyeceğim. Hiç endişelenmeyin, hiç meraklanmayın. Ben bunu söylediğim zaman, parayı nereden bulacaksın diye söylüyorlar. Emekliye diyorum ki 15 bin lira Kurban Bayramı’nda vereceğim, parayı nereden bulacaksın diyorlar. Arkadaşlar onlar parayı başka yerler için harcıyorlar. Beşli çetelere para buluyorsun. Yol, köprü yapanlara para buluyorsun. Herkese para buluyorsun. Beşli çetelerin yanında uyuşturucu baronlarıyla da kol kola geziyorsun. Ben onun da farkındayım. Gelince emekçiye parayı nereden bulacaksın? Parayı bulacağım, söke söke alacağım ve emekçiye vereceğim. Bay Kemal’in cumhurbaşkanı olmasını istemeyen iki temel aktör var. Bir; beşli çeteler. Acaba Kılıçdaroğlu’nu nasıl cumhurbaşkanı yapmayız. Beşli çeteler uğraşıyorlar. Adam tutuyorlar, gazeteciler tutuyorlar. Neler neler. Akla ne gelirse yapıyorlar. Ama ben bu ülkenin insanına güveniyorum. Bu ülkenin insanının benim yüreğimde yeri vardır. Bu ülkenin insanına hizmet etmek benim boynumun borcudur. Hiç endişe etmeyin o beşli çeteler bugün var, yarın yoklar. Onların dışarıya götürdükleri paraları da biliyorum. 418 milyar dolar. 22 yılda götürdüler. 418 milyar doları getireceğim ve bu ülkenin halkına vereceğim."

‘ESKİ Mİ DAHA İYİYDİ, YENİSİ Mİ DAHA İYİ’

Emekli ikramiyesi ile ev ve araba alınamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Eskiden emekliler, emekli olduklarında emekli ikramiyeleri ile ya bir daire alırlardı ya da iyi bir otomobil alırlardı. Öyle değil mi? Şimdi ne araba alabiliyorlar, zaten evin hiç yanına bile yaklaşamıyorlar. Böyle bir şey yok. Şimdi eski mi daha iyiydi, yenisi mi daha iyi? Eğer emekli aylığıyla, emekli ikramiyesiyle, kıdem tazminatıyla bir araba alınabiliyorsa, bir ev alınabiliyorsa, onun taksitleri belli ölçüler içinde ödenebiliyorsa o zaman hayat güzel demektir. Ama aldığım kıdem tazminatı veya aldığım emekli ikramiyesi bana yetmiyorsa ve ben ne daire sahibi olabiliyorsam ve ben araba alamıyorsam, Allah aşkına benim geleceğe bir umudum olabilir mi? Geleceğe umutla bakabilir miyim?” diye konuştu.

‘BÜTÜN HAYALLERİNİZ BENİM HEDEFİM OLACAK’

Kılıçdaroğlu, gençlerin bütün hayallerinin kendisinin hedefi olacağını da açıklayarak, "Gençler dışarıya gitmek istiyor. Dışarıda çalışmak istiyor. Efendim dışarıda daha iyi bir hayatım olacak diyor. Bir gerçeği anlatayım. Bunu dikkatle dinlemenizi isterim. Benim kuşağım yani bizim emeklilerin kuşağı biz babalarımızdan daha iyi bir eğitim gördük ama onlardan daha iyi bir hayat standardı yakaladık. En azından evimiz oldu, arabamız oldu vesaire. Ama şimdi evlatlarımız bizden daha iyi eğitim almalarına rağmen alacakları ücretle yani asgari ücretle ne ev alabilirler, ne de hayat boyu araba alabilirler. O nedenle diyor ki, Kanada’ya, Fransa’ya, İngiltere’ye, Hollanda’ya, Almanya’ya gidersem asgari ücretle de olsa hem evim olur hem arabam olur diyor. Dolayısıyla daha iyi bir hayat standardı yakalarım diyor. Gençler benim size sözüm var. Bu ülkenin umudu sizsiniz. Bu ülkeyi büyütecek olan sizsiniz. Bu ülkeyi kalkındıracak sizsiniz. Dolayısıyla benim size sözüm var; sizin bütün hayalleriniz benim hedefim olacak. O hedefi gerçekleştireceğim” ifadelerini kullandı.

‘YARDIM YAPILIRKEN SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL EL GÖRMEYECEK’

Vatandaşlara yapılan sosyal yardımların kesilmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "FİSKOBİRLİK, Cumhuriyetin temel kuruluşlarından birisidir. Üreticinin dostu olmak zorundaydı. Öyleydi de ama sonra göbeğini kestiler, bir tarafa bıraktılar. İşlevsiz kaldı. FİSKOBİRLİK’i de, ÇAYKUR’u da yeniden inşa edeceğiz. ÇAYKUR’daki taşeron işçileri de, Karayollarındaki taşeron işçileri de hepsini kadrolu hale getireceğiz. Göreceksiniz. Ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen ayrımını bitireceğiz. Şu propagandayı yapıyorlar; efendim bunlar gelirse bütün sosyal yardımlar kesilir, bütün yardımlar kesilir. Hayır, efendim, hiçbir yardım kesilmeyecek ama yardım yapılırken sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Yardım yapılırken insanın onuru ve haysiyeti korunacak. Bunun da altını özenle çizmek isterim. Gideceklerini biliyorlar, efendim 14 Mayıs’ta eğer Millet İttifakı kazanırsa bu bir darbeymiş. Akla ziyan. Seçim tarihini belirleyen siz, meclisi fesheden siz, vatandaşa sandık kurdurtan siz, kimlerin oy kullanacağını belirleyen siz, gidince darbe oluyor. Darbe değil, demokrasi. Sandıktan demokrasi çıkacak. Bir şeyin daha altını çizeyim; kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem. Bunu da herkesin bilmesini isterim. Bütün kardeşlerime seslenmek istiyorum; sandığa giderken Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun ve ona göre oy kullanın. Ya Allah rızası için ya bir de şu kul hakkı yiyenlere oy vermeyin kardeşim, oy vermiyorum deyin. Ben söylüyorum; kul hakkı yiyenlere oy vermeyin diye. Onlar söyleyemiyorlar. Çünkü ne yediklerini ben gayet iyi biliyorum. Neler götürdüklerini gayet iyi biliyorum. Malı nasıl götürdüklerini de gayet iyi biliyorum. Ordulular ve Türkiye hiç endişe etmeyin o paraların tamamını Türkiye’ye getireceğim.” diye konuştu.

‘ORGANİZE BİR ŞEBEKEYE DÖNÜŞMÜŞ BU SİYASİ İKTİDARDAN KURTARMAK MECBURİYETİNDEYİZ’

Ordu mitinginde konuşan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ise "Birilerinin Türk milletine deli gömleği giydirme teşebbüslerine karşı ördüğü duvarları yıkıp atacağız. Alışmış onlar söyleyecek söz bitmiş, siyaseti kimliklere hapsetmeye çalışıyorlar. Oysa biz Türkiye’nin geldiği noktada tarihi geriye doğru akıtamayız. Bunlar istiyor ki; tarihi geriye doğru akıtalım. Sırtını dayayacaklarına bu büyük geçmişe, sırtını döndüler. Şimdi neresinden baksanız evin yolunu bulamıyorlar. Suriye’de attıkları yanlış adımın neticesinde PKK devleti kurulur hale gelmiş, bu yanlışın bedelini muhalefete yüklemeye çalışıyor beyefendiler. Siz yaptınız. Milyonlarca sığınmacıyı mazlum milletlere her daim bağrını açmış Türk milleti, yüreğine basmak zorunda kaldı. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir devlet, hiçbir millet bunu başarabilme imkanı yoktur. Bunu Türk milleti başardı. O açıdan bir karar anına yaklaşıyoruz. Bu karar anında yarınlarımız için 21 yıldır adeta bir parti olmaktan çıkmış organize bir şebekeye dönüşmüş bu siyasi iktidardan kurtarmak mecburiyetindeyiz. Hani geçmişte partiler kapatılırdı. Şimdi namuslu bir hukukçu olsa bu iktidarı yolsuzların odağı olmaktan kapatırdı” açıklamasında bulundu.