Geri Dön
PolitikaKurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 'Terörsüz Türkiye' sürecine ilişkin, "Süreçle ilgili yürütülen bu model, Türkiye'ye özgü bir modeldir. 9 ay gibi kısa sürede fevkalade büyük bir mesafe alınmıştır. Bu mesafenin hızla sonlandırılması ve bu meselenin artık Türkiye'nin gündeminden çıkarılması gerekir. Başka ülkelerdeki barış süreçleriyle kıyasladığınızda, onların 4-5 yılda geldikleri noktaya çok şükür ülkemiz 9 aylık süre içerisinde geldi. Türkiye modelini ortaya koymak ve hayata geçirmek bu komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır. Milletimizin bizden beklentileri de budur" dedi.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Toplantıya; Türkiye Barolar Birliği (TBB), Ankara 2 Nolu, İstanbul 2 Nolu, Bingöl, Diyarbakır, Hatay, Malatya, Mardin, Mersin, Sivas ve Van barolarının temsilcileri katıldı.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

Komisyonun açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Öncelikle geldiğimiz süreçte, Barolar Birliği ile ülkemizdeki farklı baroların dinlenmesinin öneminin altını çizmek isterim. İmralı'dan yapılan açıklamanın arkasından örgütün bütün unsuruyla birlikte açıklamaya uyacağını ilan etmesiyle birlikte Türkiye'de tarihi bir fırsat ortaya çıkmıştır. İnşallah bir daha silahların hiçbir şekilde konuşulmadığı, tam manasıyla huzurun, esenliğin, barışın sağlandığı bir ortamın temin edilebilmesi için siyasetin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirebilmek amacıyla komisyonumuz kurulmuştur.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

Şimdiye kadarki süreçte oldukça başarılı çalışmalar ortaya konulmuş, değerli bir mesai harcanmıştır. Sürecin bundan sonra başarıyla sürdürülmesiyle birlikte özellikle bazı yasal altyapı hazırlıklarının gerçekleştirilmesi kaçınılmazdır. Bu çerçevede başta Barolar Birliğimiz ve barolarımız olmak üzere bu konuyla ilgili ülkemizdeki hukuk camiasının katkılarının çok değerli olacağını düşünüyoruz" dedi.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

'TOPLUMDA VAR OLAN DESTEĞİN ARTIRILMASI ŞARTTIR'

Komisyonun amacının Türkiye'de toplumsal rızanın artırılması olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Bununla ilgili başta komisyonumuzun her bir üyesi, komisyonda bulunan siyasi partilerimizin yanı sıra olmayan siyasi partilerimize de büyük sorumluluklar düşmektedir. Türkiye'nin kendisine özgü bir modelle gerçekleştirmeye çalıştığı bu sürecin, en iyi şekilde tamamlanması için toplumda var olan desteğin artırılması, farklı toplum kesimlerinin de bu sürece olan katkılarının temin edilmesi şarttır.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

Zaten bu amaçla komisyon üyeleri ve partilerimizden gelen teklifleri değerlendirerek, farklı toplumsal kesimlerini davet edip dinliyoruz; buralardan önemli fikirlerin ortaya çıkacağını, sürecin tamamlanmasına ilişkin pozitif katkıların olacağını görüyoruz. Her şeyden evvel bir kere daha ifade etmek isterim ki geçen hafta burada, geçtiğimiz dönemin acılarını yaşamış olan farklı kesimlerden olan insanların ortaya koyduğu ortak bir bakış açısı vardı. Diyarbakır Anneleri'nin, Cumartesi Anneleri'nin, Barış Anneleri'nin, şehit yakını ve gazilerin, 'Biz bedel ödedik ama artık bu milletin çocukları bedel ödemesin. Biz evlatlarımızı toprağa verdik, artık toprağa evlatlarımızı değil silahlarımızı gömelim' dediler" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

'KAMUOYUNDAKİ DESTEKLERİ ARTIRMAMIZ GEREKİYOR'

Kurtulmuş, komisyonun toplumsal rızayı artırma görevinin altını çizerek, "Buradan şunu söylemek istiyorum; her birimizin olumlu katkılarını artırmak bakımından söylediğimiz sözlere, verdiğimiz katkılara olağanüstü dikkat göstermemiz ve süreci sahiplenerek kamuoyundaki destekleri artırmamız gerekiyor. Son olarak şunu söylemek isterim. Şimdiye kadar dinlediklerimizden, önümüzdeki günlerde dinleyeceklerimizden çatışma çözümleri ile ilgili dinleyeceklerimizin yanı sıra her birimizin kişisel deneyimlerinden anladığım husus şu; süreç ile ilgili yürütülen bu model, Türkiye özgü bir modeldir.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

9 ay gibi kısa bir süre içerisinde fevkalade büyük bir mesafe alınmıştır. Bu mesafenin hızla sonlandırılması ve bu meselenin artık Türkiye'nin gündeminden çıkarılması gerekir. Başka ülkelerdeki barış süreçleriyle kıyasladığınızda, onların 4-5 yılda geldikleri noktaya çok şükür ülkemiz 9 aylık bir süre içerisinde geldi. Türkiye modelini ortaya koymak ve hayata geçirmek bu komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır. Milletimizin bizden beklentileri de budur" dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un açılış konuşmasının ardından toplantı, TBB ile baroların sunumlarıyla devam ediyor.

Kurtulmuş: Türkiye modelini hayata geçirmek komisyonun tarihi başarılarından biri olacaktır

BAROLAR KONUŞTU

TBB Başkanı Ramiz Erinç Sağkan, terörün Türkiye'nin gündeminden çıkartılması ve toplumsal barışın sağlanması için özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanında atılacak adımların önemli olduğunu belirtti. Sağkan, "Türkiye Barolar Birliği olarak milli birlik ve beraberliğin pekiştirilmesinin ön koşulunun anayasanın içerdiği asgari teminatların sağlanması olduğunu düşünüyoruz. Yürürlükteki anayasaya saygı gösterilmedikçe herhangi bir sorunun çözülmesi mümkün değildir. Anayasaya saygı konusunda ise özellikle yargı kararlarındaki saptamalara göre bir yol haritası sunmayı anlamlı buluyoruz. Çatışma çözümleri konusunda ise temkinli ve tedbirli yaklaşımın benimsenmesi gerektiği inancındayız. Bu yaklaşıma göre; yıllara yayılmış derin sorunların çözümü aniden köklü adımların atılmasıyla değil öncelikle karşılıklı güvenin inşası ile mümkündür" ifadelerini kullandı.

'BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞE TAM RİAYET ÖN KOŞULDUR'

Keyfi tutuklamalar, ifade hürriyeti önündeki engellerin kaldırılması, bazı yargı kararlarının uygulanması ile kayyım uygulamasının ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden Ramiz Erinç Sağkan, yargı bağımsızlığının sağlanması gerektiğini söyledi. Sağkan, "Terör örgütü ve üyelerinin tüm silah ve mühimmatını tamamen teslim etmesi, yeni bir isimle yeniden kurulmayacağını temin etmesi, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne tam riayet etmeyi taahhüt etmesi tüm bu sürecin sağlıklı yürümesinin ön koşuludur. Yürütme açısından ise ön koşul, anayasaya tam riayetin sağlanmasıdır. Zira toplumun ciddi bir kesiminin yürütülmekte olan bu sürece ihtiyatla yaklaşmasının temel sebebi; bir yanda Meclis çatısı altında toplumsal bütünleşmenin gerçekleşmesi için özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanında çalışmalar yapmak hedeflenirken, diğer yanda ise hukuka aykırı yargı uygulamaları ile idari tasarruflar, bu hedefin tam aksine işlemektedir. Milli birliğin ve beraberliğin pekiştirilmesi hedefine yönelik çalışmalar yürütülürken hukuka aykırı gözaltı ve tutuklama kararları, bazı Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmaması gibi yargısal faaliyetler ile kayyım uygulamaları, diploma iptali ve Atatürkçü subayların Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) tasfiyesi gibi idari uygulamalar taban tabana zıt bir süreci işaret etmekte, kamuoyunun vicdanını derinden yaralamaktadır" diye konuştu.

Ramiz Erinç Sağkan ayrıca af niteliği taşıyan örtülü af girişimlerin sağlıklı olmayacağını ekledi.

'HUKUK DEVLETİ VE ANAYASAL DÜZENİN GÜCÜNÜN GÖSTERGESİ'

Ankara 2 No'lu Baro Başkanı Avukat Gökhan Ağdemir de 'Terörsüz Türkiye' sürecinin güçlü bir siyasi iradeyle başladığını vurgulayarak, "Sayın Bahçeli'nin 22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı açıklama; cesur bir vizyonun ifadesi olmuştur. Terörün tamamen bittiğinin, TBMM kürsüsünden ilan edilmesi halinde umut hakkına ilişkin düzenlemelerin gündeme gelebileceğini ifade etmesi, hukuku merkeze alıp milletimizin vicdanına dayanan bir bakış açısını oluşturmuştur. Bu sürecin ilerlemesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığı belirleyici olmuştur. Devletin en üst makamının ortaya koyduğu irade, diğer partilerin olumlu yaklaşımı ve milletimizin desteğiyle birlikte örgüt silah bırakma noktasına gelmiş ve fesih kararını açıklamıştır. Bu yalnızca siyasi bir başarı değil, aynı zamanda hukuk devletinin ve anayasal düzenin gücünün bir göstergesidir. Şiddet ve terörünün olmadığı bir zeminde; siyasi, sosyal, ekonomik sorunların yüksek demokratik standartlara erişilmesi gayesiyle konuşulması makul bir zemin oluşturmuştur" dedi.

'EŞİT VATANDAŞLIK VE YURTTAŞLIK GÜVENCE ALTINA ALINMALI'

Bingöl Barosu Başkanı Avukat Yusuf Ketenalp, sürecin Türkiye'nin birlik, beraberlik, barış ve kardeşliği için atılmış bir adım olduğunu aktararak, "Kuşkusuz atılan bu büyük adımda; temel hak ve hürriyetler ile komisyonun isminde yer alan demokrasi en temel kısımları oluşturmaktadır. Zira Kürt meselesi aynı zamanda bir demokratikleşme meselesidir. Sürecin nihayete ermesi sonucunda sağlanacak barış ile aslında demokrasinin önündeki engellerin de kalkmış olacağını hep birlikte görmüş olacağız. Temel hak ve hürriyetlerin önemini kurgulayarak bu sürecin ihtiyacı olan şey, köklü ve demokratik adımların toplum tabanından başlayarak tüm kesimlere yansıması ve her bireyin bunu gündelik yaşamında hissetmesidir. Bu bağlamda anayasada eşit vatandaşlık ve yurttaşlık güvence altına alınmalı, buna halel getirecek uygulamalar sona erdirilmelidir. Kürtçeye, Zazacaya ve bu topraklarda konuşulan diğer tüm diller üzerindeki baskının kaldırılarak kamusal alanda kullanılması için teşvik edilmesi, dillerimizin yaşatılması için buna yönelik çalışmalar yapılması gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

'KOMİSYON TOPLUMSAL KESİMLERİ BİR ARAYA GETİRMELİ'

Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Abdulkadir Güleç ise 'Terörsüz Türkiye' süreci içerisinde komisyonun etkin bir rol alması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:

"1 Ekim 2024'te başlayan 11 Temmuz 2025'te Irak Kürt Federe Bölgesi'nin Süleymaniye kentinde PKK'nın üst düzey yöneticileri ve üyelerinin silahları yakmasıyla süreç, önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Düzenlenen silah bırakma töreni, Kürt meselesinin şiddet yoluyla çözümü anlayışının en önemli göstergesi olmakla birlikte kalıcı barışın kapısını aralamaktadır. Bu gelişme cezaevlerinde tutulan binlerce kişiyle, Avrupa'da yurdundan uzakta adeta sürgün hayatı yaşayan yurttaşların toplumsal ve siyasal yaşama yeniden katılması için özel bir yasanın çıkarılmasını zorunlu kılmaktadır. Toplumsal psikolojiyi olumlu etkilemenin yolu, katkı sunabilecek herkesin sürece katılmasından ve kimsenin dışlanmamasından geçiliyor. Kürtlerin en temel demokratik ve meşru talepleri yanlış algılar üzerinden kimi kesimlerce enfekte edilmiş ve bu durum da toplumu derin bir şekilde ayrıştırmıştır. Kürtler yalnızca hak arayışlarını dile getirdikleri için adeta düşmanlaştırılmış, talepleri ise çeşitli yaftalamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır. Komisyonumuz ayrıştırıcı bu dili menederek toplumsal kesimleri bir araya getirmeli, barışın, çözümün dilini ve hukuk ile demokrasinin evrensel değerlerini esas alan kapsayıcı bir anlayışla bu süreci geliştirilmelidir. Bir önceki oturumda Diyarbakırlı bir Barış Annesi'nin evladına dair acısını Kürtçe anlatmasına izin verilmemesi aslında Kürt meselesinin özünü de ortaya koymaktadır."

Komisyon toplantısı il barolarının sunumlarıyla devam ediyor.

KOMİSYON TOPLANTISI SONA ERDİ

Baro başkanlarının yaptığı açıklamaların ardından milletvekilleri, komisyonun yaptığı çalışmaları değerlendirdi ve komisyonun işleyişine ilişkin önerilerde bulundu. Ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş milletvekillerinin açıklamaları ile ilgili, "Kendinize haksızlık etmeyin. Burada 6 toplantı boyunca muazzam bir mesai ortaya konuldu. Ayrıca bu toplantıların sonunda her birinizden ve tüm partiler vasıtasıyla çok fazla sayıda talep, istek ve teklifler geldi. Dolayısıyla komisyon hani o meşhur bir tabir ile söyleyeyim; komisyon gündemine hakimdir. Arkadaşlarımız ciddi bir mesai, her biriniz ayrı bir mesai yürütüyorsunuz. Ben tekraren bir şeyi söylemek isterim; bu komisyon siyasi partilerin güçlerini ortaya koyduğu bir komisyon değildir. Bir kez daha çok net söylemek istiyorum; mesele sadece bir yasa çıkarmak olsaydı zaten iktidar cenahının buna sayısı yeter, istediği yasayı bir veya 2 saatte Meclis Genel Kurulu'ndan çıkarırdı. Değerli arkadaşlar burada, bu konu bir devlet meselesi midir, değil midir? Endişesinin sürdürülmesini asla doğru bulmam. Bu konu en başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devletin bütün ilgili birimlerinin benimsediği milli bir sorumluluk olarak kabul ettiği bir süreçtir. Süreç böyle başladı" ifadelerini kullandı.

'GÖREVİMİZ, SÜRECİ MİLLET ADINA TAKİP ETMEK'

Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Tüm bu konularda eğer bir tereddüt olursa bir adım ilerleyemeyiz. Bu mesele bir devlet politikasıdır. Peki bizim işimiz ne? Bizim işimiz sahaya çıkıp, kaç tane silahın nereye bırakıldığını ölçmek değildir, bizim işimiz devlet politikası olan bu konuyu millet politikası haline getirmek ve bunun takipçisi olmaktır. Bu komisyon bu görevini şu ana kadar fevkalade bir şekilde başarıyla bugüne kadar sürdürdü. Bu masanın etrafına bakıyorum ve her birinizi çok yakından tanıyorum, burada daha da yakından tanıyoruz. Siyasi fikirleriniz A ve Z kadar birbirinden uzak olabilir ama bu masadaki 51 kişinin hepsi bu sorunun çözülmesini, bu memlekette bir daha insanların evlatları için ağlamamasını, terör konusunun Türkiye'nin gündeminden ilanihaye kalkması için niyetli olarak konuşuyoruz. Zaten böyle bir niyet olmasa kimse bu masada oturmaz. Dolayısıyla bizim temel meselemiz devlet politikası olarak başlatılmış olan bu süreci millet adına takip etmek ve sonuçlandırmak."

'ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRECEĞİZ'

Kurtulmuş, komisyon toplantılarında lüzumsuz tartışmaların yaşanmadığını ve sorunları çözme niyetini ortaya koyduklarını kaydetti. Kurtulmuş, "Bunu gerçekleştirmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Bu süre içerisinde tekraren söylüyorum; sürecin olmasını isteyenler gibi olmamasını isteyenler de var. Ancak en büyük artımız, bizatihi bu masanın etrafında bunun siyasal bir düzlemde ele alınıyor olmasıdır. Esasında devlet bu meseleyi isterse kamu bürokrasisi vasıtası ile yürütebilir, sürdürebilir ama bunun üstüne mutlaka toplumsal rızanın sağlanabilmesi için farklı kesimlerin mutlaka dinlenmesi lazım. Başından beri dikkatini çektiğimiz konulardan birisi ise meselenin siyasi magazin haline döndürülmesi tehlikesidir. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum; bazen ister istemez televizyonlara bakıyorum. Bazı kişilerin bu işi nasıl da kolay bir şekilde magazinleştirmek için çaba sarf ettiklerini görüyor ve üzülüyorum. Keşke bu sorunun çözülmesi için aynı çabayı sarf etselerdi. Bunun da önemli olduğu kanaatindeyim, buna da dikkat etmemiz lazım" dedi.

İstanbul Barosu'nun komisyon toplantısına davet edildiğini vurgulayan Kurtulmuş, Baro'nun programları nedeniyle toplantıya katılmadıklarını söyledi.

Yaklaşık 5 saatlik görüşmenin ardından komisyon toplantısı sona erdi. Komisyon, önceki dönem TBMM başkanlarını dinlemek üzere yarın saat 11.00'de toplanacak.