ODTÜ'de 'Lefter' özel gösterimi gerçekleşti
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), sinema ile teknolojiyi bir araya getiren özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Netflix yapımı 'Bir Ordinaryüs Hikayesi: Lefter' filminin özel gösterimi, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu'nda yoğun katılımla gerçekleştirildi.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil öncülüğünde düzenlenen etkinlikte, öğrenciler sinemanın yaratıcı gücünü ve hikaye anlatımının dönüştürücü etkisini yakından deneyimleme fırsatı buldu. Gösterimin ardından filmin perde arkası ve yaratım sürecine dair bir söyleşi gerçekleştirildi.
Etkinliğe Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörü Prof.Dr. Ahmet Yozgatlıgil, yönetmen Can Ulkay, filmin oyuncularından Erdem Kaynarca ve Onur Duymaz, yapım ekibinden Fatih Dağlı ve Oğuz Hidayetoğlu ile 1000Volt Genel Müdür Murat Akbulut ve ekibi katıldı. ODTÜ Kreatif Direktörü Burcu Camcıoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide, filmin yapım süreci ve yaratıcı yaklaşımı ele alındı. Katılımcılar filmin üretim süreci ve yaratıcı yolculuğu hakkında ODTÜ'lü öğrencilerle deneyimlerini paylaştı. Sanat ve teknolojinin kesişimine vurgu yapılan buluşma, öğrenciler tarafından ilgiyle takip edildi.
'ÖĞRENCİLERİN BU TEKNOLOJİLERİ YAKINDA GÖRMESİ BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ'
Rektör, Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, “Bu sene ODTÜ'nün 70'inci yılı. Bu kapsamda bir dizi etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bu da onlardan bir tanesi. Bu filmin özelliği öncelikli olarak Lefter, sadece sporcu oluşuyla değil, ahlakıyla ve profesyonelliğiyle de örnek olmuş bir sporcudur. Onun hayatını anlatan böyle kaliteli bir yapımı ODTÜ'de konuşmak bizim için gerçekten çok önemli. Bunun bir diğer yönü de filmde kullanılan teknolojiler. ODTÜ birçok alanda yapay zekâ ve diğer yaratıcı sektörlerde çok ciddi çalışmaları var. Bizim animasyon ve oyun teknolojileri merkezimiz birçok oyun ve animasyonla ilgili start-up'lara ev sahipliği yapıyor. Bu filmin perde arkasında birçok teknoloji mevcut ve biz bu teknolojilerin nasıl olduğunu anlatmak amacıyla buradaki start-up'larla bir araya getirmek istedik. Bizim açımızdan bu yönü de oldukça kuvvetli. Öğrencilerde bu sektörün yapay zekanın, animasyon teknolojilerinin bu film endüstrisinde nasıl kullanıldığı ile ilgili arka planını görme fırsatları olacak. Özellikle yapay zeka birçok alana girdi ve bu noktada öğrencilerin bu teknolojileri yakında görmesi bizim için çok kıymetli" dedi
'ÖN HAZIRLIĞI, ARAŞTIRMALARI İLE UZUN BİR YOLCULUKTU'
Yönetmen Can Ulkay ise “Öncelikle ODTÜ'nün 70'inci yılını kutlarım. Bizi böyle bir organizasyonda davet ettiler. Buraya gelmek çok değerliydi. Lefter filmimizin yolculuğu yaklaşık 2,5-3 sene önce başladı. Özellikle ön hazırlığı, araştırmaları ile uzun bir yolculuktu. Çekimleri geçen sene bitti. Yaklaşık 7-8 aylık post-prodüksiyon süreci ile birlikte 14 Kasım'da Netflix platformunda yayın hayatına geçti. Bizim için çok önemliydi. Topluma mal olmuş bir kahramanın hikayesin anlatmak, onun duygularını, hissettiklerini, o dönemi anlatmak çok önemliydi. O yüzden iyi bir iş yaptığımızı söyleyebiliriz. Herkese dokunan bir film oldu. Sadece futbol hikayesi değil, duygusal bir hikayesi de vardı. Bütün sahneler çok etkileyici, sahnelerin hiçbirini ayırmıyorum ama benim için babasıyla olan benim için oldukça özeldi. Senaryosu bana geldiğinde zaten çok sevdiğimiz bir karakterdi, ben aynı zamanda Fenerbahçeliyim. Bildiğimiz marşlarını söylediğimiz statta heykeli olan bir ikon Lefter. Türk spor tarihinde de çok önemli bir yeri var. Okuduğumuz anda hikâyeye kapıldık" diye konuştu.
'OYNAMAK TARİF EDİLEMEZ BİR GURUR'
Oyuncu Erdem Kaynarca da “Böyle bir projede oynamak tarif edilemez bir gurur. Bu demek bile klişe ama öyle. Lefter gibi büyük bir ikonun sadece Fenerbahçe'ye değil tüm Türk futboluna ve futbolunda üstüne çıkmış hayatını canlandırmak sorumluluk ve büyük bir gururdu. Çok dokunan ve hala izi olan birçok yeri var. Ailesiyle, takımıyla olan iletişimi, nereye ait olduğuyla ilgili olan iletişimi, bu topraklarla kurduğu aidiyet bağı bunların hepsi benim için çok vurucu yerler. Lefter benim için bir ilham kaynağı diyebilirim. Yaşayışı, işini nasıl yaptığı, bulunduğu yeri, ülkeyi sahiplenişiyle benim için bir ilham. İş yapışının örnek alıyorum diyebilirim. Filmin en önemli birkaç mottosundan biri bence ezeli rekabet, ebedi dostluk. Rekabet ederken birbirimize düşman olmamayı, herkes kendi istekleri doğrultusunda giderken diğerleriyle dost olabileceğini anlatıyor bence bu film. Ne olursa olsun bütün o rekabetin, mücadelenin dostluk içinde olduğunu anlatıyor. Filmden güzel bir cümle, 'gözünü kapattığında nereye ait olmak istiyorsan oraya aitsin.' Hepimizin her şeyin farkında olduğu bir dünyada hepimiz ve gençler için de bunun geçerli olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Soru-cevap etkinliğinin ardından hediye takdimi sonrası etkinlik sona erdi.