Kozmetikte 'sahte ürün' ve 'influencer' sorunu
Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği (KÜAD) Başkanı Levent Kahrıman, Türkiye'de toplam 3,7 milyar dolarlık pazara sahip kozmetik sektöründe en büyük sorunun 'sahte ve merdiven altı ürünler' olduğunu, diğer yandan bu ürünlerin influencer tarafından tavsiye olarak verilmesinin de ciddi sıkıntı yarattığını söyledi. Kahrıman, "Örneğin pazarda 150 liraya gördüğünüz parfüm, free shop'ta ya da bir güzellik mağazasında 4 bin lira olduğunda onun sahte olduğu yorumunu yapabilmemiz lazım. Çünkü o ürün, o fiyata satılamaz" dedi.
KÜAD Başkanı Levent Kahrıman, iç pazarda 2 milyar dolarlık pazara sahip kozmetik sektöründe merdiven altı ürünlerin, Sağlık Bakanlığı'na kaydı olmayan kozmetik anlamına geldiğini kaydetti. Kahrıman, "Aslında tüketici bunlarla ilgili risk altında. Bakanlığa kayıtları yapılmadan bu ürünler satılabiliyor. Fakat bu konuyu da çözmesi çok kolay. Çünkü Sağlık Bakanlığımızın ürün takip sistemi var. Mobil uygulaması ya da ürün takip sisteminin web sayfasındaki bölüme girerek elindeki kozmetik ürünün barkodunu sorguladığında merdiven altı olup olmadığını doğrulayabilir" dedi.
SAHTE ÜRÜNLERİN PAZAR PAYI YÜZDE 5 BANDINDA
Sahte ürünlerin daha büyük riskler oluşturduğunu ifade eden Levent Kahrıman, "Piyasada çok satan ürünlerin sahteleri. Aynı barkodla yapılmış, ürün takip sisteminde çıkıyor, ayırt etme şansı yok. Bunun en büyük çözümü fiyatı. Fiyatını ve doğru satıcıdan alıp almadığını kontrol ederek bu riski yönetebilir. Başka da yönetebileceği bir nokta yok" diye konuştu. Kahrıman, kozmetikte taklit ve sahte ürünlerin 2 milyar dolarlık iç pazardaki payının kayıt dışı olması nedeniyle net bilinemediğini, yüzde 5 bandında olduğunu düşündüklerini söyledi.
'VAATLERİ VERİP VERMEDİĞİNİ ALICININ KONTROL ETMESİ LAZIM'
Kozmetikteki en önemli sorunlardan biri olarak da online tanıtıcılar ve influencer'ları gösteren KÜAD Başkanı Kahrıman, "Bu anlamda tanıtılan ürünlerin iddia edilen vaatleri verip vermediğini alıcının kontrol etmesi lazım. Bu da ürünün sertifikalarını, klinik ve bilimsel kanıtlarını sorgulamakla olur. Çünkü birçok insan, birçok ürünü çok fazla işe yaradığını söyleyerek satabilir, tanıtabilir. Bunu doğrulamaları gerekiyor. Doğrulamak için de bilimsel çalışmaları talep etsinler. 'Akneyi 10 günde giderir. Ben kullandım, çok iyi.' Bu sözü doğrulamak için aknenin giderildiğine dair bilimsel kanıt istesinler. Yoksa çok fazla manipüle edilebiliyor" dedi.
'ÇOK UCUZ OLMALARI SAHTE OLDUĞU ŞÜPHESİ DOĞURMALI'
Merdiven altı ve sahte, taklit ürünler sebepli dernek üyelerinin çok şikayet aldığından bahseden Levent Kahrıman, "KÜAD'ın üyeleri arasında sektörün çok satan markalarından da üyelerimiz var. Kendi satmadıkları ürünle ilgili şikayetler alabiliyorlar, hiç göndermedikleri alıcılardan. Daha çok yanlış kullanımdan ziyade, içermemesi gereken miktarda asit içerebiliyor. İçermemesi gereken miktarda alerjen içerebiliyor. Kızarıklık, ciltte yanma, döküntü, zamanla egzama gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Böyle şikayetler alıyoruz. Bunun tabii çözümü doğru kaynaktan satın almaya gidiyor açıkçası. Başka türlü sahte ürünleri çözme şansımız yok. Çok ucuz olmaları sahte olduğu şüphesi doğurmalı. Ya da aldığım yer, doğru yer mi; oradan sorgulaması gerekiyor" diye konuştu.
MARKALAR DA DENETİME ÇIKIYOR
Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı'nın merdiven altı ve sahte ürünlerle ilgili denetimler yaptığını da anlatan Kahrıman, "Doğru iddialar var mı? Sadece Sağlık Bakanlığı uhdesinde bir konu değil. Onun haricinde markalar denetliyor. Markalar, kendi ürünlerini satış noktalarından alıp, sattıkları ürün mü değil mi gibi takipler yapıyor. Fakat yetmiyor. Dünya biliyorsunuz sahtecilikle uğraşıyor. Paranın dahi sahtesinin yapıldığı bir evrende kozmetiğin de sahtesi yapılıyor, önüne geçilemiyor maalesef. Tüketicinin bilinçlenmesi konuyu çözecek. O yüzden biz KÜAD olarak tüketici için kozmetik etiket okul yazarlığı kitabı çıkardık. Bir kozmetik ürünün iyi, doğru bir ürün olduğunu nasıl anlayabilir, bu kitaba dijital olarak ulaşabilirler. Kullanıcılar, kendini geliştirirse tüm zincir gelişecektir" dedi.
'EN KRİTİK NOKTA ALICI'
Kozmetik marka sahiplerinin bazen ürünlerinin sahtesinin üretildiği tesisleri kolluk kuvvetleriyle basabildiğini de kaydeden Kahrıman, "Şu an Türkiye'de sahte kozmetik işi, çok çok yüksek seste bir iş değil. Ama var yine de. Bunun olmaması için biz de dernek olarak tedarik zincirini yönetmeye çalışıyoruz. Çünkü bu sahte ürünler için de ham madde lazım, ambalaj lazım, etiket lazım. Bir markanın etiketini basan matbaa lazım. Dolayısıyla o zinciri de yönetmeye, uyarmaya çalışıyoruz. Böyle bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Sadece marka sahibinin ya da sadece kamunun çözeceği bir iş değil. En kritik nokta alıcı. Kimsenin itibar etmemesi lazım. Örneğin pazarda 150 liraya gördüğünüz parfüm, free shop'ta ya da bir güzellik mağazasında 4 bin lira olduğunda onun sahte olduğu yorumunu yapabilmemiz lazım. Çünkü o ürün, o fiyata satılamaz" diye konuştu.