Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

‘Akne tedavisinde koruyucu hekimlik önem taşıyor’

Medipol Sağlık Grubu’ndan Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Balevi, akne izlerinin tedavisinde koruyucu hekimliğin ve doğru dermatolojik yaklaşımın kritik önem taşıdığına dikkat çekti.

ABONE OL
İSTANBUL, (DHA)-

Akne, özellikle 15-45 yaş arası bireylerde en sık görülen cilt sorunlarından biri olarak hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabiliyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Balevi, hiçbir yöntemin izleri tamamen ortadan kaldırmadığını, en önemli yaklaşımın akne izleri oluşmadan önce dermatolog kontrolünde doğru tedavinin başlanması olduğunu vurguladı. Prof. Balevi, bilinçli yaklaşımın ve koruyucu hekimliğin izlerin kalıcı hale gelmesini engellemede büyük rol oynadığını belirtti.

‘AKNE İZİNİ TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAK MÜMKÜN OLMAYABİLİR’

Akne izlerinin 3 tipe ayrıldığını ve her biri için farklı tedavi yöntemleri olduğunu söyleyen Prof. Balevi, “Akne izleri üç tipte sınıflandırılır: Ice Pick, Box ve Rolling Scar. Ice Pick ve Box scar tiplerinde kimyasal peelingler, mikro iğneleme ve fraksiyonel ablatif lazerler tercih edilebilir. Deride dalgalanma yapan Rolling Scar tiplerinde ise subcision adı verilen deri altı serbestleştirme işlemi ve dolgu uygulamaları daha çok kullanılmaktadır. Burada en önemli nokta şudur: Akne izi oluştuktan sonra onu tamamen ortadan kaldıran, silgiyle silinmiş gibi yapan bir tedavi yöntemi yoktur. Bazı hastalarda sonuçlar çok başarılı olabilirken, bazılarında daha sınırlı kalabilmektedir. Bu nedenle genel tıpta da olduğu gibi en önemli yaklaşım koruyucu hekimliktir” diye konuştu.

‘İZLER BAŞLADIKTAN SONRA GERİ DÖNÜŞ HER ZAMAN MÜMKÜN OLMAYABİLİR’

Öncelikle hastanın bilinçli olması gerektiğini vurgulayan Prof. Balevi, “Akne en sık 15-45 yaş grubunda görülen ‘akne vulgaris’ tipidir ve çoğumuzun hayatımızın bir döneminde karşılaştığı bir durumdur. Eğer akne iz bırakmaya başlamışsa, deride ufak çökmeler, sert nodüller, kistler veya akıntılı lezyonlar oluşuyorsa; ‘krem sürelim, bitkisel ürün kullanalım, çeşitli merkezlerde rastgele tedaviler deneyelim’ yaklaşımı doğru değildir. Böyle bir durumda mutlaka bir dermatolog tarafından takip edilmek gerekir. Gerekirse sistemik antibiyotikler veya sistemik izotretinoin tedavileri uygulanabilir. Bu ilaçlardan kaçınmamak, doğru hekim takibinde kullanmaktan çekinmemek önemlidir. Çünkü izler başladıktan ve ilerledikten sonra geri dönüş her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle en baştan bilinçli olmak gerekir” dedi.

Diğer Haberler

  1. ‘Böbrek hastalığı riski taşıyanlar protein tozu kullanmadan önce mutlaka hekime danışmalı'
  2. Prof. Dr. Özlü’den 'sessiz katil' uyarısı: Soludukça kanınızda yerini alıyor
  3. 'Makyaj, hormonlar ve beslenme yetişkinlerde akne alarmı veriyor'
  4. 2025'te MHRS üzerinden 388 milyon 95 bin 539 randevu alındı
  5. ‘Bacak ağrısı kalp damarlarında tıkanıklığın habercisi olabilir’
  6. Alüminyum kabıyla yuttuğu hap, 4 yıl sonra akciğerinden çıkarıldı
  7. 'Şeffaf plaklar günlük yaşamı kısıtlamıyor'
  8. MSB: Hava Kuvvetleri'ne ait uçakla Adana'dan Malatya'ya karaciğer grefti ulaştırıldı
  9. ‘D vitamini fazlalığı, organ ve vücut sistem hasarına yol açabilir’
  10. ‘Türkiye’de her 100 çocuktan 10’unda disleksi görülüyor’

© Copyright 2025

DHA