Geri Dön
PolitikaNuman Kurtulmuş, yeniden TBMM Başkanı seçildi

Numan Kurtulmuş, yeniden TBMM Başkanı seçildi

TBMM Genel Kurulu, 28'inci Dönem ikinci devre Meclis Başkanlığı seçimleri ile içerisinde infaz düzenlemelerini de içeren, 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere toplandı. AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, Genel Kurul'daki üçüncü tur oylamada 329 oy alarak yeniden TBMM Başkanı seçildi.

Numan Kurtulmuş, yeniden TBMM Başkanı seçildi

TBMM Genel Kurulu 28'inci Dönem ikinci devre Meclis Başkanlığı seçimi ile içerisinde infaz düzenlemelerini de içeren, 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul’da TBMM Başkanlığı seçimleri öncesinde CHP'li milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'nun görselinin yer aldığı, 'Free İmamoğlu' yazılı kartvizitleri gösterdi.

Numan Kurtulmuş, yeniden TBMM Başkanı seçildi

BAHÇELİ, ÖZGÜR ÖZEL İLE TOKALAŞTI

TBMM Başkanlığı seçimleri için Meclis'e gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile muhalefet kulisinde tokalaştı. Özgür Özel, Bahçeli'ye, 'Sizi yeniden Meclis'te görmek çok güzel' derken Bahçeli ise 'Yakından takip ediyorum, çok hareketlisiniz maşallah, başarılar diliyorum' şeklinde yanıt verdi. Bahçeli, Genel Kurul salonunda ise grup sıralarına gelen DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ile kısa süre sohbet etti.

Numan Kurtulmuş, yeniden TBMM Başkanı seçildi

SEÇİMLER, 3'ÜNCÜ TURDA SONA ERDİ

Ardından Genel Kurul'da TBMM Başkanlığı seçimleri başladı. Seçimlere; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu katıldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, DEM Parti Diyarbakır Cengiz Çandar, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı ile Yeni Yol Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman TBMM Başkan adayı oldu. Adaylar arasında yapılan seçimlerin ilk turunda 549 milletvekili oy kullandı. İlk turda hiçbir aday seçimle yeterliliği olan 400 oya ulaşamadı. Adaylar 2'nci turda da Başkanlık için yeterli oya ulaşamayınca üçüncü tura geçildi. Bu turda, 329 oy alan AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, yeniden TBMM Başkanı seçildi.

Numan Kurtulmuş, yeniden TBMM Başkanı seçildi

KURTULMUŞ: 28'İNCİ DÖNEMİN İKİNCİ DEVRESİNİ BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATARAK GEÇİRECEĞİZ

Başkanlık seçimlerinin tamamlanmasının ardından göreve yeniden seçilen Numan Kurtulmuş, teşekkür konuşması için söz aldı. Kurtulmuş, "28'inci Yasama döneminin ikinci devre seçimleri dolayısıyla şahsıma göstermiş olduğunuz bu itimat dolayısıyla her birinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. İnşallah önümüzdeki devre, fevkalade önemli işleri başardığımız bir dönem olacaktır. Öncelikle bu süre içerisinde her şeyden evvel Türkiye'nin bizden beklentisi demokratik olgunluk içerisinde farklı fikirleri, siyasi konuları bu çatı altında başarıyla tartışabilmek ve milletin hayrına olabilecek sonuçları çıkarabilmektedir. Siyaset tabii ki farklı fikirlerin mücadele ettiği, yarışın içerisinde olduğu ancak bir tarafıyla da farklı fikirlerin müzakere içinde, olgunluk içerisinde tartışıldığı bir demokratik nezaheti gerektirmektedir. Ümit ederim ki bu dönemde hem önümüzde bekleyen işlerin halledilmesi hem de milletin tarihi önem atfettiği konuların en güzel şekliyle çözülebilmesi için üzerimize düşen sorumluluğu hep beraber yerine getirebiliriz" ifadelerini kullandı.

'TERÖRSÜZ TÜRKİYE MESELESİ AYNI ZAMANDA DEMOKRATİK TÜRKİYE MESELESİDİR'

Kurtulmuş, yeni dönemde en önemli meselenin müzakereye açık bir siyaset dilinin kurulması olduğunu kaydederek, "Ayrıca bu dönem içerisinde, tarihi bir fırsat olarak önümüze çıkan Terörsüz Türkiye meselesinin, ülkemizin halletmesi gereken en acil mesele olduğu konusunda herhalde hepimiz hemfikirizdir. Bu çerçevede bir araya gelmek, birlikte müzakere etmek, konuları bu çatının altında konuşarak halletmek ve sonuçları açık bir şekilde almak bütün siyasi partilerimizin ortak sorumluluğundadır. Yaptığımız ilk temas çerçevesinde şunu gördüm ki, partilerimizin tamamı TBMM içerisinde oluşturulacak bir çabaya ortak bir şekilde katkı vermeye hazır olduklarını ortaya koyuyorlar. Ümit ederiz ki, burada oluşturulacak komisyon da şeffaf ve demokratik teamüllere uygun bir şekilde milletimizin bu beklentilerine cevap verebilir ve artık terör Türkiye'nin gündeminden kalkarak, 50 yıldır ülkemizin ayaklarına pranga vurulmuş olan bu terör belasından ülkemiz kurtulmuş olur. Ayıca Terörsüz Türkiye meselesi aynı zamanda demokratik Türkiye meselesidir. Türkiye'nin demokrasi standartlarının daha da yükseltilmesi, birlik ve beraberliğin tam manasıyla tesis edilebilmesi için her birimizin üzerine büyük bir sorumluluk düşüyor. TBMM Başkanı olarak benim üzerime düşen sorumluluk; bu konunun şeffaflıkla ve açık yüreklilik Meclis'te görüşülmesi, konuların burada ele alınarak milletin fikirlerinin burada yansıtılmasıdır" diye konuştu.

'SİYASİ PARTİLERİN KATKILARI TARİHİ ÖNEMDE'

Tüm siyasi partilerin Terörsüz Türkiye ile ilgili TBMM'de kurulması planlanan komisyonda yer alması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "İnşallah bir müddet sonra bu çalışmalar bittiğinde hepimiz tarihe ve millete karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmanın huzuru içerisinde, Türkiye'yi huzur, esenlik, barış ve adalet içerisinde sonraki nesillere devretmenin büyük bir hazzını yaşarız. Aynı şekilde Terörsüz Türkiye meselesinin terörsüz bir bölgenin oluşturulması demek olduğuna da yürekten inanıyoruz. Bu konuda her birinizin tek tek çabalarının, bütün siyasi partilerimizin kurumsal olarak katkılarının tarihi önemde olduğunu ifade etmek isterim. Bu vesileyle bu konuda her zaman kendisini hayırla yad edeceğimiz, çabaları unutmayacağımız Sırrı Süreyya Önder arkadaşımızı da bir kere daha buradan rahmetle, saygıyla anıyorum" dedi.

'TÜRKİYE YÜZYILINI YENİ ANAYASA İLE TAÇLANDIRMAK HEPİMİZİN SORUMLULUĞU'

Kurtulmuş, demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir Meclis İç Tüzüğü'nün yapılması için çalışmaların hızlandırılması gerektiğine işaret ederek, "Ümit ederim ki, kısa süre içerisinde partiler arasında bir görüş birliği sağlanarak, Türkiye demokrasisinin standartlarının milli iradenin merkezi ve demokrasinin kalbi olan TBMM'de daha da yukarıya çıkartılması için çok güçlü bir İç Tüzük çalışmasını hep beraber gerçekleştirebiliriz. Sonraki dönemlere ve gelecek nesillere karşı bir başka sorumluluğumuz ise; Cumhuriyetimizin ikinci asrını, sözü güçlü gücü tesirli bir Türkiye Yüzyılı olmasını düşündüğümüz bu yüzyılı sivil, demokrat, kapsayıcı bir anayasa ile taçlandırmak hepimizin üzerine düşen sorumluluktur. Hep beraber zor bir çalışma dönemine giriyoruz. Siyasetin bir tarafı mücadele diğer tarafı ise müzakeredir. Bu çatı altında en aykırı fikirler karşılıklı olarak tartışılabilir ama sonunda tokalaşarak, aynı masalarda tartışarak, müzakere ederek görüşlerimizi olgunlaştırır ve millet adına yüklendiğimiz temsil sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirebiliriz. İnşallah bu çalışmalarda hep beraber dayanışma içerisinde olacağız ve 28'inci dönemin ikinci devresini büyük başarılara imza atarak geçirmiş olacağız" değerlendirmesinde bulundu.

‘KHK'LILAR HERKES KADAR İNSANDIR VE ADALETİ HERKES KADAR HAK EDİYORLAR’

TBMM Başkanlığı seçimlerinin ardından, 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' görüşmelerine başlandı. Teklif üzerine Yeni Yol Grubu adına söz alan Ankara Milletvekili İdris Şahin, "Adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi ihlal edilen ve bu nedenlerle hürriyeti kısıtlanmış olan, idarenin haksız ve hukuksuz kararlarıyla mağdur edilmiş KHK'lılar herkes kadar insandır ve adaleti herkes kadar hak ediyorlar. KHK, kanayan bir yara. Sosyal ölüme terk edilmiş insanlar ne diyorlar biliyor musunuz? 'Haksız yere ihraç edildik, mahkemesiz, savunmasız, delilsiz. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz, işimizi geri verin' diyorlar. 31 Temmuz kovid yasasının olmadığı, KHK'lıların olmadığı, adil yargılanmayıp adil infaz isteyenlere ceza adaletinin sağlanmadığı, milletin çözüm bekleyen sorunları arasında yer alan birçok sorunun çözülemediği hiçbir yargı paketi bu ülkede gerçek anlamda bir çözüm olamaz. O yüzden, boş olan iktidar sıralarına ve vicdanlarınıza bir kez daha sesleniyorum: Gelin, umutlandırdığınız vatandaşlara bayramı hep birlikte yaptıralım ve hiç olmazsa bu dönemin başlangıcını en azından olumlu atılmış bir adımla taçlandıralım diyorum" ifadelerini kullandı.

'KOVİD MAĞDURLARINA UMUT POMPALAYANLAR BU İKTİDARIN KENDİSİYDİ'

İYİ Parti Grubu adına söz alan Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun ise teklifin hazırlanış sürecini başlı başına hukuk ve demokrasi trajedisi olarak niteleyerek, "Bu ülkenin yasalarının böylesine baştan savma, böylesine oldubitti yöntemleriyle yapılmaya çalışılmasını kabul edemiyoruz. Mesele sabaha kadar çalıştırmak değil, asıl mesele milletvekillerinin önüne indirilen bir teklifin ne olduğunu anlamadan, detaylarına hakim olmadan, toplum üzerindeki etkilerini tartışmadan, araştırmadan, el kaldır, el indir yöntemine mahkum edilmesidir. Bir yasa teklifinin bu kadar hızlı hazırlanıp Meclise getirilip jet hızıyla Komisyondan geçirilmesi bırakın demokratik bir süreci teknik olarak bile sağlıklı bir yasama faaliyeti değildir, bir formaliteyi tamamlama sürecidir. Bu hızla, bu anlayışla nasıl bir düzenleme yapılabilir? Bu hızla, bu anlayışla hangi yasa halkın derdine derman olabilir? Kovid mağdurlarına dair umut pompalayanlar, bu ülkenin adalet sistemini sözde reformlarla makyajlamaya çalışan iktidarın ta kendisiydi" diye konuştu.

'12, 14, 15, 16, 17, 23, 24, 25'İNCİ MADDELER EKİM AYINA KALDI'

Kanun teklifinde değişiklik yapılacağını söyleyen MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, "Bu kanun teklifinin 12, 14, 15, 16, 17, 23, 24, 25'inci maddelerini grup yetkilisi arkadaşlar herhalde anlaşmış, 'Bunlar ekim ayına kalacak' diyorlar. İnternet ortamında içeriğin çıkarılması, internet ortamında düzgün, hepimizin kabul edeceği düzenlemeler vardı. Ancak öyle bir zamana geldik ki bütün bunlar birbirine karıştı; bazılarını çektik, bazılarını çekemedik, bazı insanların, toplumun genelinin beklediği ekim ayına kaldı. İnşallah, ekim ayında takip edeceğiz ve 'kovid izni' dediğimiz, orada yapılan adaletsizliği ilk dile getiren insanlardan biri benim arkadaşlar, çok örnekler verdik, inşallah ekim ayında çıkarırız diye düşünüyorum" dedi.

'BU AYRIMCILIKTA NEDEN BİR ISRAR VAR?'

DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, kanunun toplumun beklentilerini karşılamadığını kaydederek, "Şüphesiz, bu infaz paketi, konuştuğumuz barış ve demokratik toplum süreci anlamında kurucu bir metin değil; bunu öncelikle not etmek istiyorum. Zaten çoktan miadı dolmuş, kendisi kökten değişmesi gereken bir yasadan söz ediyoruz ve niyet göstergesi olarak toplum aslında kendinden bir şey görmek istedi bu yargı paketinde ve göremedi. Neden göremedi? Günlerdir bunu tartışıyoruz çünkü görmeye çok yaklaşmıştık. Şu anda buna dair herkes görüşlerini söylüyor fakat toplum şunu soruyor: Mademki hukukun üstünlüğü, mademki barış, mademki demokrasi, demokratik toplum, bu ayrımcılıkta neden bir ısrar var? Bu soruların yanıtını arıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

10'NCU YARGI PAKETİ OLARAK BİLİNEN KANUN TEKLİFİ, TBMM'DE KABUL EDİLDİ

Genel Kurul'da, kamuoyunda 10'ncu Yargı Paketi olarak da bilinen 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından teklif kabul edilerek kanunlaştı. Kanun ile Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iptal kararları doğrultusunda yeni düzenlemelere gidiliyor. 'Noterlik Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, noterlere, unvan ve görevlerinin gereklerine uymadığının tespiti halinde işledikleri eylemin ağırlığına göre disiplin cezası verilecek. Noterlere verilen uyarma, kınama, para cezası, geçici olarak işten ve meslekten çıkarma cezalarını gerektiren eylemlerinin hangi durumlarda uygulanması ise yasa çerçevesinde belirleniyor. Hakkında herhangi bir disiplin cezası bulunan noterlerin, cezanın kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde benzer bir fiilde bulunması halinde aldığı cezalar bir kademe fazlalaşacak. Meslekten çıkarma cezası dışında disiplin suçundan dolayı soruşturma geçiren noterlerin eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren 3 yıl geçmiş olması halinde yeni bir disiplin soruşturması başlatılmayacak. Ayrıca AYM'nin verdiği iptal kararları nedeniyle, 'İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda düzenlemeler yapılıyor. Yapılan düzenlemeye göre; Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemelerinde açılan ve kanunda belirtilen şartları taşıyıp duruşma yapılmasının zorunlu olduğu davalar, İstinaf ya da temyiz yoluna başvurulan kararların belirlenmesinde davanın açıldığı tarihteki parasal sınırlar dikkate alınacak.

KASTEN YARALAMA SUÇUNA İLİŞKİN HAPİS CEZALAR ARTIRILIYOR

Kanun ile birlikte suça teşebbüs edenlere verilen ağırlaştırılmış müebbet ya da müebbet hapis cezaları yerine verilecek cezaların alt ve üst sınırları yükseltiliyor. Diğer taraftan kasten yaralama suçuna ilişkin hapis cezası sürelerinde değişiklik yapılıyor. Söz konusu değişikliğe göre; kasten başkasına zarar veren, kişinin sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişilere yönelik hapis cezasının alt sınırı 1 yıldan, 1 yıl 6 aya çıkarılıyor. Kasten yaralama suçuna maruz kalan vatandaş basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek bir saldırıya uğraması ve şikayetçi olması durumda ise suçluya verilecek olan cezalar 1 yıldan 6 aya, suçun kadına karşı işlenmesi halinde verilecek cezanın alt sınırı 6 aydan 9 aya yükseltiliyor. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamaya neden olan kasten yaralamaya yönelik hapis cezaları da ele alınıyor. Buna göre, kasten yaralama, mağdurun duyularından ya da organlarından birinin zayıflamasına, konuşmasında zorluğa, yüzünde sabit ize, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ve gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun zamanından önce doğmasına neden olduysa verilecek hapis cezasının alt sınırı 3 yıldan 4 yıla çıkarılıyor. Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması sonucu kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre uygulanacak hapis cezasının alt sınırı ise 5 yıldan 6 yıla, kasten yaralama suçu nedeniyle kişi tedavisi olmayan ya da bitkisel hayata girmesine neden olursa verilecek hapis cezasının alt sınırı 5 yıldan 6 yıla, yaralamanın vücutta kemik kırılması veya çıkığına sebep olması halinde ise verilecek hapis cezasının alt sınırı 8 yıldan 9 yıla olarak düzenleniyor.

TEHDİT SUÇUNA VERİLEN HAPİS CEZASI 1 AYDAN 2 AYA ÇIKARILIYOR

Öte taraftan kanunla birlikte tehdit suçuyla daha etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması için düzenlemelere gidiliyor. Bir kişiyi malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit eden faile verilecek hapis cezasının alt sınırı 1 aydan 2 aya çıkarıldı. Yapılan tehdidin silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir noktaya koymasıyla, imzasız mektupla veya özel işaretlerle; suç örgütlerinin oluşturdukları güçten yararlanarak işlemesi halinde ise uygulanacak hapis cezası 7 yıl oldu. Kanunla trafik güvenliğinin sağlanması için verilen cezalar artırılıyor. Buna göre farklı ulaşım araçlarında kişilerin sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edenlere verilen hapis cezasının alt sınırı 3 aydan 4 aya, alkol ya da uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç kullanamayan sürücülere verilen hapis cezalarının alt sınırı 3 aydan 6 aya yükseltildi.

TEKERRÜR HÜKÜMLERİ UYGULUNAN HÜKÜMLÜLER KOŞULLU OLARAK SERBEST KALACAK

Kanun ile ikinci defa tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüler koşullu olarak serbest kalacak. Bu kapsamda, süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı dörtte üç olarak uygulanacak. Yapılan bir başka değişikliğe göre ise; açık ceza infaz kurumlarında bulunan ve koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre kalan iyi halli bir hükümlünün, denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabilmesi için koşullu salıverilme tarihine kadar ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin en az onda birini ceza infaz kurumunda geçirecek. Hükümlünün ceza infaz kurumunda geçireceği süre, hiçbir şekilde 5 günden az olmayacak. Koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken sürenin onda birini açık veya kapalı ceza infaz kurumunda geçiren iyi halli bir hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan 1 yıllık kısmı, toplum içinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilecek. 1 yıllık maktu denetimli serbestlik süresi bakımından herhangi bir değişiklik ise yapılmadı.

KONUTTA İNFAZ DÜZENLEMESİ YAPILIYOR

Kanun ile özel infaz hükümlülerinin kapsamı genişletiliyor ve konutta infaz düzenlemesi yapılıyor. İnfaz hakimi, hükümlünün talebi üzerine, kasten işlenen suçlarda toplam 3, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam 5 yıl veya daha az süreli hapis cezasının; her hafta cuma günleri saat 19.00'da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları; hafta sonları hariç her gün saat 19.00'da girmek ve ertesi gün saat 07.00'de çıkmak suretiyle geceleri ceza infaz kurumlarında çektirilmesine karar verebilecek. İnfaz usulü, hükümlünün iş yaşamı ve ailevi durumu ile ceza infaz kurumlarının düzen ve işleyişine göre ceza infaz kurumu tarafından süresi aynı olmak koşuluyla hafta içi günlerde de uygulanabilecek. Kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam 3 yıl, 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam 4 yıl, 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam 5 yıl, 80 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam 6 yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilecek. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç olmak üzere, hapis cezasına mahkum olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden, ilgili hükümde belirlenen usule göre, maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilecek. Denetimli serbestliğin uygulanmasına ilişkin olarak belirli yükümlülükleri yerine getirmeyen hükümlüler, özel infaz usullerinden faydalanamayacak.