Beşiktaş'ın özkaynağa dönüşü nasıl olacak?

Merhabalar.

Önce kendimden bahsedeyim. Çok uzun olmayacak zaten.

28 yıldır medyanın içindeyim... Bunun 26 yılı Beşiktaş'ı takip etmekle geçti. Hani; meşhur 'ORADAYDIM' diye bir laf var ya...

Evet, Beşiktaş'ın son 26 senesinin hemen hemen her olayında 'ORADAYDIM'.. Sergen Yalçın Beşiktaş'tan kopup İstanbulspor'a giderken, Real Madrid'in yöneticileri Süleyman Seba'nın huzuruna çıkıp, John Benjamin Toshack'ı İspanya'ya götürürken, 'Ahmet Dursun Seba gitsin' derlerken, Pascal Nouma Zürich Havaalanında karşımıza çıkıp 'merhaba Beşiktaş ' diye bağırırken, İlhan Mansız İsviçre'de kamptan kaçarken, Barcelona'yı, PSG'yi Liverpool'u yenerken, Barcelona, Leeds, Liverpool'a yenilirken, şampiyon olurken, kupa alırken, Ricardo Quresma gelirken ve gecenin 3'ünde gönderiliş röportajı yaparken, İnönü yıkılırken, Vodafone Park açılırken hep oradaydım. Daha neler neler.. Hala da 'ORADAYIM' ..Şimdi geçelim yazımıza...

Konumuz futbolda sıkça duyduğumuz, benim de 26 yıl boyunca en çok kayıt ettiğim laflardan olan  'altyapı çok önemli, geleceğe dönük plan, projeler yapıyoruz,  özkaynağa dönerek önümüzdeki 5-10 seneyi dizayn edeceğiz' gibi klişe olmuş, ama son 30 yıldır da üç büyüklerden hiç birinin hayata geçiremediği vaatler... Açıkça söylemek gerekirse, taraftarların  bu kadar baskın, hatta  başkanların aldığı kararlarda bir hayli etkin olduğu günümüz futbolunda, 'özkaynağa dönüp, geleceği inşa etmek'  neredeyse hayalden öte bir şey değil. Üstelik, içinde bulunduğumuz sezona  geleceğe dönük projelerle giren ve 21. haftada teknik direktörlerini değiştiren Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ı görünce, artık bu işin gerçekleşmesinin imkansıza yakın olduğu gözümüzün önünde değil, taa içinde duruyor adeta..Konuyu Beşiktaş yönünden ele alacak olursak:

80'li yıllarda Serpil Hamdi Tüzün tarafından temeli atılan ve Ulvi, Kadir, Rıza, Fikret, Gökhan, Ziya, Metin, Ali, Feyyaz ve Sergen Yalçın gibi yıldızların yetiştiği Beşiktaş Özkaynak düzeni, o dönemlerde sayısız başarılara imza atmıştı. 30 yıla yakın bir süredir de, hep bu özkaynak düzeninden bahsedilir durur.. Ama sonrası pek olmadı, çok fazla futbolcu çıkmadı..Arada Nihat Kahveci, Yasin Sülün, Necip Uysal, Atınç Nukan gibi 3-4 futbolcu altyapıdan A Takıma geçebilmiş olsa da, hayali kurulan özkaynak düzeni hiç bir zaman işlemedi, hatta 'atıl' kaldı...

Bugünlerde ise Beşiktaş'ta yine en çok duyduğumuz konuların başında, yeniden özkaynak düzenine dönüş, daha doğrusu özkaynak düzenin destekelediği ' yeni bir geçiş dönemi'  geliyor.. Ersin ve Rıdvan'ın başarısı, U19 teknik direktörü Önder Karaveli'nin, geçici geldiği A Takımda sezon sonuna kadar (şimdilik) kalıcı olmayı başarması, Ç.Rizespor maçında sahneye çıkarttığı Emirhan İlkhan'ın, taraflı tarafsız tüm futbolseverleri heyecanlandırması, doğal olarak Beşiktaş camiasında böyle bir rüzgarın esmesine sebep oldu..

Evet gerçekten de böyle bir proje var, açıklandı bile çoktan... Şu andaki düşünce Önder Karaveli'nin altyapı ve A takım arasında köprü vazifesi görmesi ve önümüzdeki sezonlarda A Takımda oynayacak maksimum oyuncu sayısına ulaşılması.. Ersin, Rıdvan, Serdar, Emirhan ile bu sayıyı şimdiden garanti 4 olarak gören taraftar ve medya mensubu sayısı da az değil hani.. Ancak; bahsedilen bu sürecin (acele edilerek yapılırsa) Beşiktaş için başarılı olacak bir projeye dönüşeceği konusunda biraz karamsarım.. Çünkü; tamamen şampiyonluğa odaklı bir futbol takımının bırakın beşi, altıyı, üç-dört altyapı oyuncusunu aynı anda, sürekli oynatacak kadar geniş bir dayanma gücü yoktur.. İki kupalı Sergen Yalçın'ın bile devreyi göremeden istfa ettiği futbol ortamında, Beşiktaş'ın çoğunluğu özkaynak oyuncularından oluşan kadroyla, kısa zamanda şampiyonluk kovalaması imzkansız.

Zaten Beşiktaş yönetiminin ve Sportif Direktör Ceyhun Kazancı'nın da bu yönde aceleci bir düşüncesi yok. Sayın Kazancı iki gün önce yaptığımız özel röportajda bunu açıkça dile getirdi ve hatta konuşulanların aksine, kesinlikle şampiyonluğa oynayacak bir kadro kuracaklarını söyledi.. Özkaynağa dönüş ise şampiyonluğa oynayan takımın içine, minimum 7-8 altyapı oyuncusu koyarak gelişimlerini sağlamak ve zaman içinde onbire monte etmek şeklinde olacak.. Açıkçası bu haliyle kulağa güzel bir proje olarak geliyor.. Ancak; yıllardır özkaynakta çok göremediğimiz 'doğuştan yetenekli' futbolcu sayısının bir kaç sene sonra ne kadar olacağı da soru işareti tabiki.. Çünkü sol beki, sağ beki, 6 numarayı, hatta stoperi yetiştirebilirsiniz, belli bir seviyeye getirebilirsiniz..Amaaa bir Metin Tekin, bir Feyyaz Uçar, bir Sergen yalçın, bir Nihat Kahveci gibi doğuştan yetenekli futbolcuları antrenmanla, çalışmayla ortaya çıkartamazsınız.. Misal şu anki Emirhan oynamaya başladığı ilk maçta nasıl da taraftarları heyecanlandırdı. İşte bunları bulmak ve bunların faydalı futbolcu olmasını sağlamak önemli. Geçmişte Batuhan da öyleydi, Muhammed de öyleydi, Nihat da öyleydi, doğuştan yetenekliydi... Nihat oldu mesela.. Beşiktaş'ta büyüdü, İspanya'da yıldız oldu.. Sakatlanmasa Real Madrid, Barcelona görecekti belki de...Batuhan'la Muhammed olmadı ama... Neden olmadığını ilk başta bu futbolcuların kendisi biliyor, sonrasında çevresindekiler ve onları antre edenler iyi biliyorlar elbet..

Sonuç olarak futbolcuyu A Takıma almak değil mesele.. Mesele onları A Takımda iyi yetiştirebilmek.. Sahip çıkabilmek, onların psikolojisini ve fiziksel gelişimini iyi yönetebilmek..