İnsanlık meselesi

Türk demokrasi tarihinin en acı günüdür 27 Mayıs. Kara propagandanın, yalan enformasyonun, sahte hukuk düzeninin de adıdır. Sadece bir başbakan ve bakanlar idam edilmiş değildir; demokrasi tarihimiz de o sehpada sallanmıştır.  Tarihi şanlı zaferle dolu olan Türk Silahlı Kuvvetleri’n, yüzünün kızardığı yegane hadiselerden biridir.

Ülkelerin tarihinde bir defa askeri darbe yaşandığında bu durum gelenek haline geliyor ve tekrar etmeye başlıyor. Demokrasi tarihimizde darbe geleneği de 27 Mayıs ile başlıyor. Her ne kadar tarihimizde Genç Osman hadisesi, Abdulaziz’in katledilmesi, 31 Mart Hadisesi ve Babıali baskını gibi günümüz modern darbe anlayışına benzer olaylar yaşanmış olsa da, 27 Mayıs demokrasi tarihimize vurulmuş ilk darbedir. Aradan geçen 62 yıla rağmen de yakın tarihimizin en çirkin hadisesidir.

YALAN HABERLERİN BIRAKTIĞI ACI İZLER

Birkaç ay önce Cemal Nur Sargut hoca ile sohbetimizde anlattığı bir 27 Mayıs hatırasını sizinle paylaşmak isterim. Babası rahmetli Ömer Faruk Sargut o dönem Demokrat Parti Fatih İlçe Başkanı. Darbe olduğunda babası evden gelinip alınıyor. Daha sonra yargı süreci başlıyor. Ancak gazetelerde çıkan yalan haberler, iftiralar, babası hakkında uydurulan ısmarlama iddialardan ziyadesiyle etkilenmişler. İlkokul çağında olan Cemal Nur Hoca, ‘hırsızın kızının yanında oturmam, aynı sınıfta okumam’ türünden onlarca acı hatıra yaşamış. Kardeşi Asuman hanımı okul müdürü kaydını yapmak bile istememiş. Demokrat Partililere hırsız, vatan haini yakıştırmaları basın yoluyla yapıldıkça, hayat çekilmez hale gelmiş. Cemal Nur hoca bugün olanları anlatırken bile gözleri doluyor ama dilinden ‘’hepsini ben affettim’’ sözleri düşüyor. Nasıl affetmeyeyim, babam işkencecisini affetmişken diye de ekliyor;

‘’Fatih’te kardeşim Asuman babamla yürürken bir adamla selamlaşıyor. Babam epey hürmet göstererek selamını alıyor adamın. Kardeşim ‘tanıyamadım babacım kimdi o diye’ sorunca Yassıada komutanıydı diyor. Kardeşim gençliğinin de etkisiyle tepki gösteriyor, ‘söyleseydin babacım iki çift laf edeydim’ diyor.  Babam gayet sakin, ‘orası memleket meselesiydi, geçti gitti, bugün insanlık meselesi’ diyor. O kadar hoşgörülü, affedici bir adamdı.  Bize de ders olmuştu, affetmek yüce bir duygu. Babam işkencecisini bile affetmişti.’’

Sadece 27 Mayıs değil elbette 12 Eylül, 28 Şubat süreci ve 15 Temmuz Hain Darbe girişiminde de büyük travmalar yaşandı. Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmayacağı gibi, 27 Mayıs, 12 Eylül ve 15 Temmuz gibi günler de yaşatmasın.

DÜNYAYI DARP EDENLER TRT BELGESELDE

TRT Belgesel kanalında yönetmenliğini Nihal Ağırbaş’ın üstlendiği nefis bir belgesel film hazırlanıyor. Troya Hazineleri, Akif, Yahya Çavuş belgesel filmleri ile son dönemde adını sıkça duyuran Ağırbaş, son belgeseli ile dünya darbe tarihinin anatomisini işliyor. Dünyayı Darp Edenler isimli belgeselde öyle isimler var ki, soluksuz izleyeceksiniz. Netflix belgesellerini aratmayan grafikler, animasyonlar, dünyanın çok farklı ülkelerinde yapılan çekimler, filmi nefessiz izlemenizi sağlıyor. Birkaç küçük kopya vereyim. Şili’nin efsane lideri Allende’nin yakın koruması, Arjantin’de darbecilerin kaybettiği çocuklarını arayan beyaz başörtülü kadınların lideri, rahmetli Adnan Menderes’in son anlarını görüntüleyen fotoğrafçı, Sudan’da son yaşanan darbenin sembolü gibi isimler konuştular. Üstelik Prof.Dr. İlber Ortaylı da çarpıcı yorumları ile belgeselde yer alıyor. Belgesel çok yakında TRT Belgesel kanalında yayınlanacak.