Yeni bir seri mi başladı

Fenerbahçe-Galatasaray derbisini; daha çok isteyen, daha çok mücadele eden, taraftarından malzemecisine kadar daha çok motive olan sarı-lacivertli taraf kazandı. Fenerbahçe 2-0 kazanırken çok iyi bir futbol oynamadı ama çok mücadele etti. Rakibinden daha çok koştu, tribün avantajını da kullanarak rakibe nefes aldırmayan baskı kurdu.

İlk yarıda Fenerbahçe topla oynama oranında %58’e %42 öndeydi. Fenerbahçe’nin 6 Galatasaray’ın 3 şutu vardı. Rakip ceza sahasında topla buluşmada sarı-lacivertliler 9’a 4 üstündü. İsabetli pas (214-146) ve rakip yarı alanda paslaşmada (68-36) yine rakamlar hep Fenerbahçe’yi gösteriyordu. Sahada görünen de buydu, soyunma odasına 1-0 önde giren de Fenerbahçe oldu.

HAKEM İLE GALATASARAY HAREKETLENDİ

İkinci yarı başladığında Galatasaray’ın biraz kıpırdaması gerekiyordu. 46 ile 68’inci dakikalar arasında top daha çok Galatasaray’daydı. Ama buna Galatasaray’ın bariz bir üstünlüğü etken olmadı. Kişisel görüşüm hakem Atilla Karaoğlan’ın ikili mücadelelerde takdir haklarını hep Galatasaray’dan yana kullanması oldu. Ters faullere işaret etti ve Fenerbahçe’nin hırsını kesti, tribünlerle beraber Kadıköy’ün sinirlerini gerdi. Sanki maçı dengelemeye çalıştı. Galatasaray ikinci yarıda istatistikleri eşitlese de; örneğin ilk yarıda Fenerbahçe lehine olan isabetli pas (214-146) ikinci yarı Galatasaray’ın lehine dönse de (153-178), topla oynama oranı %58’e %42 iken , ikinci yarı %48’e %53 olsa da bu önce hakemin etkisi sonra da sarı-kırmızılıların topu geride kabul etmesi, daha çok Muslera-Nelson-Marcao arasındaki paslaşmalardan kaynaklıydı. Ta ki 68’de Fenerbahçe’nin ikinci golü gelinceye kadar. Bu arada hakem maçın skoruna etki edecek bir karar vermedi, yanlış anlaşılmasın. Bir penaltı, bir ofsayt, bir gol için yanlışları yok, sadece akan oyunda bahsettiğim 46 ile 68’inci dakikalar arasında Fenerbahçe’ye biraz fren yaptılar. 2-0’dan sonra Fenerbahçe skoru korumak adına çok çıkmadı, açık vermedi, 3’üncü bölgede değil 2’inci bölgede rakibi karşılamaya başladı.

İSMAİL KARTAL VE TORRENT HEMEN HEMEN AYNI ZAMANDA BAŞLADI AMA…

2-0 ile amacına ulaşan Fenerbahçe’de dikkat çeken en önemli konu İsmail Kartal ile takımın kimyasını bulması. Galatasaray’da ise Torrent sadece Barcelona deplasmanında 0-0’lık bir beraberlik aldı. Başka bir katkısı yok gibi görünüyor. Kartal, 9’da 8 maç kazanıp 1 beraberlik aldı. Berabere biten maçı ise 10 kişi kaldığı Trabzonspor karşılaşması. Torrent ise 12 maçta 4 galibiyet, 6 mağlubiyet, 2 beraberlik elde ederek etkisiz kaldı.

YABANCISI AZ OLAN KAZANDI

Bir başka taraftan bakarsak Türk oyuncusu çok olan kazandı. Fenerbahçe sahaya 6 , Galatasaray 3 Türk oyuncu ile çıktı. Tabii ki önce futbolcu kalitesi, yetenekli oyuncular rol alır ama derbilerin önemini daha çok yerli futbolcular bilir. Bu da küçük de olsa bir avantajdır. Özellikle Mert Hakan Yandaş ve İrfan Can Kahveci’ye de dikkat çekmek lazım. Hafta boyunca bu maça hazırlanmışlar belli. Sahada birbirine yakın oynadılar, sağ kanatta etkili oldular, gollerde katkıları büyük. Maç sonu sevinçleri, taraftarlarla kutlamalara katılmaları sanki yeni bir yenilmezlik serisinin de habercisiydi.